Nedir?

Atriyal çarpıntı ve atriyal çırpınım, birbirine çok benzerdir. Her iki kalp ritim bozukluğunda da kulakçıklar, normalden çok daha hızlı atar. Ana farklılık, kulakçıkların atriyal çarpıntıda düzenli, atriyal çırpınımda düzensiz atmasıdır. 

Normalde kulakçıklar, karıncıklar dinlenirken kasılırlar. Bu kasılma, karıncıklara doğru kanı pompalar. Atriyal çarpıntıda ve atriyal çırpınımda, kulakçıkların tamamen kan ile dolması için zaman yoktur ve kanı karıncıklara koordineli bir şekilde pompalamazlar. Böylece kalbin karıncıkları kan ile dolamaz ve etkin olarak dışarı kanı pompalayamazlar.

Atriyal çarpıntı, genelde geçicidir. Genelde ya kendiliğinden geçer (tedavili veya tedavisiz) veya diğer bir kalp ritim bozukluğuna, genelde atriyal çırpınıma dönüşür. Atriyal çırpınım bazen aralıklıdır. Ama normal kalp ritmi devri olmaksızın sabit de olabilir. Hem atriyal çarpıntı hem atriyal çırpınım, kan pıhtılanması ve kalp yetmezliği gibi ciddi sorunlara yol açabilir.

Atriyal çarpıntı ve atriyal çırpınım, yaşlı insanlar arasında daha yaygındır. Zamansız atışlardan ziyade atriyal çırpınım, yaşlı insanlar arasındaki en yaygın anormal kalp ritmidir. 80 yaşının üzerinde yaklaşık her 10 kişiden 1’inin kronik atriyal çırpınımı vardır.

Yaşlı insanlarda atriyal çarpıntının en yaygın nedenleri, koroner kalp hastalığı (CHD) ve kronik obstrüktif akciğer hastalığıdır (KOAH). Atriyal çırpınımın en yaygın nedenleriyse, yüksek tansiyon, koroner kalp hastalığı, mitral(sol kulakçıkla sol karıncık arasını kaplayan) kapak bozuklukları ve kalp yetmezliğidir.

Atriyal çarpıntıda veya atriyal çırpınımda, karıncıklar sıklıkla normalden daha hızlı çarpar. Karıncıklar daha hızlı çarptıkça daha az kanla dolar ve kan pompalarlar. Genelde bu daha hızlı nabız, göğüs ağrısını, bir kalp krizini veya kalp yetmezliğini içerebilen daha ciddi sorunlar doğurur.

Aynı zamanda bu kalp ritim bozuklukları sırasında sol kulakçık tamamen boşalmaz. Pıhtılar, kulakçıkta kalan kanda oluşmaya eğilimlidirler. Pıhtılar, kopabilir, kalpten ayrılabilir, atardamarlar yoluyla ilerleyebilir ve nihayetinde vücudun başka yerlerindeki küçük damarları tıkayabilir. Bir sonuç olarak tıkalı atardamarların normalde kan tedariği yaptığı alan, yeteri kadar kan almaz. Atriyal çırpınım, atriyal çarpıntıdan daha fazla pıhtıya sebep olabilir. Kan pıhtılarının doğurduğu risk, atriyal çırpınımı olan yaşlı insanlar için yüksektir.

Belirtiler

Atriyal çarpıntı veya atriyal çırpınımun belirtileri, büyük oranda kalp atış hızına bağlıdır. Dakikada yaklaşık 120 kalp atış hızı olan bazı yaşlı insanların hiçbir belirtisi yoktur, ama birkaçı kalp yetmezliği geliştirebilir. Daha hızlı bir orana sahip birçok insan, hoş olmayan çarpıntılara veya göğüs rahatsızlığına sahiplerdir. Atriyal çarpıntı durumunda, hızlı ama düzenli bir nabız eğilimi vardır. Atriyal çırpınımda ise hızlı, düzensiz bir nabız eğilimi vardır. Kalpte elektrik akımı iletimi de normal değilse, nabız normal kalabilir veya çarpıntı veya çırpınıma rağmen normalden daha yavaş bile olabilir.

Atriyal çarpıntısı veya atriyal çırpınımu olan insanlar, güçsüzlük, bitkinlik ve nefes yetmezliği hissedebilirler. Göğüs ağrısı veya kalp yetmezliği geliştirebilirler. Atriyal çırpınım, kulakçıkta kan pıhtılarının oluşmasına neden oluyorsa, pıhtının bir parçası kopup bacakta veya kolda bir atardamarı tıkıyorsa, bacakta veya bir kolda ani ağrı veya kramp gelişebilir. Bir kan pıhtısı beyne giden bir atardamarı tıkarsa bir felç oluşabilir.

Tedavi

Doktorlar, atriyal çarpıntıdan veya atriyal çırpınımdan belirtiler bazında şüphelenebilirler. Bazen bu kalp ritim bozukluklarından biri, hiçbir belirtisi olmayan bir kişide rutin bir muayene sırasında ortaya çıkarılır. Elektrokardiyografi (ECG), teşhisi doğrulayabilir. Eğer kalp ritim bozukluğu aralıklı ise, taşınabilir bir ECG monitörü (Holter) veya olay kaydedici gerekebilir. Bazen kalp ultrasonografisi (transözafajiyal ekokardiyografi), kalpte pıhtı oluşup oluşmadığını belirlemek için yapılır. Bu test sırasında bir görüntüleme cihazı, kişinin boğazından aşağıya yemek borusuna doğru itilir. Test, güvenilirdir ama kusturur ve strese neden olabilir. Bu nedenle doktorlar, genelde kişiye önceden bir sakinleştirici verirler.  

Acil bir durumda – atriyal çarpıntı veya atriyal çırpınım göğüs ağrısı veya şoku ile sonuçlandığı zaman – doktorlar genelde normal bir ritmi çabucak eski haline getirmek için bir kardiyoverter-defibrilatör kullanırlar. Bu yöntemde bir elektrik şoku, iki küçük palayla göğse uygulanır.

Acil olmayan durumlarda, tansiyon normal olduğunda ve hiçbir göğüs ağrısı hissedilmediğinde bir anti-aritmik ilaç hızlı kalp atışını yavaşlatmak için damar içinden(entrevenöz) verilir, böylece kalp kanı daha etkili şekilde pompalar. Aynı zamanda kalp yetmezliği olan insanlar için ilk başta sıklıkla digoksin (Digitalis lanata yapraklarından çıkarılan bir aktif glikosid) kullanılır. Diğerleri için diltiazem, verapamil veya propanolol gibi bir ilaç kullanılabilir. Bazen bu ilaçlardan biri, digoksin ile birlikte verilir. Bu ilaçlar hızlı kalp atışını yavaşlatmasına rağmen genelde kalp ritmini normale döndürmez. Prokainamit, ibutilit veya dofetilit gibi diğer ilaçlar, kalp ritmini hızlıca normale döndürmek için damariçinden verilebilir. Eğer kalp ritmi normale dönerse ve atriyal çarpıntı veya atriyal çırpınım tekrar oluşmazsa, ilaçlara devam edilmeyebilir. Kalp ritim bozukluklarının tekrarlanma durumunu kontrol etmek için düzenli aralıklarla doktor kontrolüne girilmelidir. 

Atriyal çırpınım ısrar ederse, kalp ritmini normale döndürmek için anti-aritmik ilaçlar (amiodaron, propafenon, sotalol veya kuinidin gibi) ağızdan verilebilir. Bazı insanlara, kalp ritmini normale döndürmeye çalışmaktan ziyade kalp atış hızını kontrol etmesi için diltiazem, verapamil veya propranolol (digoksinli veya digoksinsiz) gibi ilaçlar verilebilir. Her durumda pıhtılaşmayı önlemesi için varfarin (pıhtılaşma önleyici bir ilaç) verilebilir. Ancak varfarin almak, özellikle yaşlılarda kanama riskini arttırır. Örneğin ufak çarpmalar deri altında (ezikler) kanamalara neden olabilir, kesikler daha uzun süre kanayabilir ve ameliyat sonrası kanama aşırı olabilir. Bu riski olabildiği kadar düşük tutmak için doktorlar, kanın pıhtılaşmasının ne kadar sürdüğünü ölçüp varfarinin dozunu buna uygun olarak ayarlamak için düzenli aralıklarla kan testi yaparlar. Varfarin, kanama bozuklukları olanlar ve pıhtılaşmada azalma riski yüksek olanlara verilemeyebilir.

Birkaç haftalığına anti-aritmik ilaçlar alan bazı insanlarda, kalp ritmi normale döner. Eğer dönmezse bir elektrik şoku, normal kalp ritmine dönmesi için göğse sıklıkla uygulanır. Bu yöntem, pıhtının kalpten ayrılmasına neden olabilir ve bu durumda felç riskini arttırır. Elektrik şoku uygulamasından önce 3 hafta boyunca varfarin almak, kan pıhtılarının riskini azaltmaya yardım eder. Varfarine, uygulamadan sonra birkaç hafta daha devam edilir veya atriyal çırpınımın tekrarlaması riski yüksek olanlarda süresiz olarak devam edilebilir.

Elektrik şoku bazı insanlarda kalp ritmini olağan haline getirmez. Diğerlerinde kalp ritmini normale döndürmesi haftalar veya aylar alabilir sonrasında atriyal çarpıntı veya atriyal çırpınım tekrarlar. Bazı insanlar, göğse elektrik şoku uygulaması yaptırmak istemezler. Bu durumdaki çoğu insan, anti ritmik ilaçları ve varfarini hayatlarının geri kalanında almak zorundadır. Eğer çarpıntılar ilaçların sürekli kullanımına rağmen rahatsız ediciyse veya kalp yetmezliği gelişirse, katater ablasyon adı verilen, ameliyatla, kulakçıklar ve karıncıklar arasındaki elektrik bağlantısının bir parçası veya tümü tahrip edilir ve fibrilasyon nedeni ortadan kaldırılır. Eğer bağlantının tümü tahrip edilirse, kalıcı yapay bir kalp pili nakledilmelidir.

Özer SELİMOĞLU

Göğüs boslugunda carpıntı diye adlandıracagım bır durum yasadım.Dokrora gıttm holterdecarpıntı oldugu görünüyor.Diğer testler temiz cıktı.Doktorun ban... devamı