- İçindekiler
- Nedir
- Belirtileri
- Sebepleri
- Risk Faktörleri
- Komplikasyonları
- Muayenesi
- Testleri
- Tedavisi
- Yaşam Tarzı
- Önleme
Nedir
Şeker Hastalıkları
“Şeker hastalığı” ifadesiyle vücudun genellikle kan şekerini, yani kan glikozunu nasıl kullandığını etkileyen bir grup hastalık kastedilir. Glikoz, sağlığımız için yaşamsal önem taşır çünkü kas ve dokuları meydana getiren hücrelerin inşasında önemli bir enerji kaynağıdır. Ayrıca, beyni çalıştıran başlıca yakıttır.
Şeker hastasıysanız hangi türü olursa olsun, nedenleri farklı olsa bile bu kanınızda çok fazla şeker bulunduğu anlamına gelir. Kanda bulunan fazla şeker miktarı ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Kronik şeker hastalığı 1. tip ve 2. tip olarak ikiye ayrılır. Tersine çevrilme potansiyeli taşıyan şeker hastalıkları arasında gizli şeker (prediyabet) ve gebelik şekeri sayılır. Gizli şeker hastalığında kan şekeri normalin üstündedir ama şeker hastalığı adını alacak kadar yüksek seviyede değildir. Gebe şekeriyse hamilelik sırasında oluşur.
Belirtileri
Belirtileri
Şeker hastalığı belirtileri ölçülen şeker seviyesinin yüksekliğine göre değişir. Özellikle gizli şeker ya da 2. tip şeker hastaları olmak üzere bazı kişilerde başlangıçta hiçbir belirti gözlemlenmeyebilir. 1. tip şeker hastalarındaysa belirtiler hızlı ve daha şiddetli bir şekilde belirebilir. 1. ve 2. tip şeker hastalığı belirtileri içinde şunlar yer alır:
- Artmış susuzluk hissi
- Sık tuvalet ihtiyacı
- Aşırı açlık hissi
- Açıklanamayan kilo kaybı
- İdrarda ketonlar bulunması (ketonlar, yeterince insülin bulunmadığında kas ve yağların parçalanmasıyla meydana gelen yan ürünlerdir)
- Yorgunluk
- Bulanık görme
- Yaraların yavaş iyileşmesi
- Hafif yüksek kan basıncı
- Dişeti ya da ciltte ve vajina ya da idrar torbasında sıkça rastlanan iltihaplar
1. tip şeker hastalığı her yaşta ortaya çıkabilir ama genellikle çocukluk ve yetişkinlik dönemlerinde gözlemlenir. En sık rastlanan 2. tip şeker hastalığıysa her yaşta görülebilir ve genellikle önlenebilir.
Doktora ne zaman gitmeli
- Kendinizin veya çocuğunuzun şeker hastası olduğundan şüpheleniyorsanız. Herhangi bir şeker hastalığı belirtisi fark ettiyseniz, doktorunuzla iletişime geçin. Teşhis ne kadar erken konulursa tedaviye o kadar erken başlanabilir.
- Zaten şeker hastası teşhisi konmuşsa. Zaten şeker hastalığı teşhisi konmuşsa, başlarda kan şekeri seviyeniz dengelenene kadar yakın tıbbi takibe alınmanız gerekecektir.
Sebepleri
Sebepleri
Şeker hastalığının ne olduğunu anlayabilmek için önce glikozun normalde vücutta nasıl işlendiğini bilmek gerekir.
Normalde glikoz nasıl çalışır
Glikoz kas ve dokuları meydana getiren hücrelerin başlıca enerji kaynağıdır. Glikoz iki önemli kaynaktan elde edilir; yediğimiz yiyecekler ve karaciğer. Sindirim sırasında şeker kan dolaşımı tarafından emilir. Normalde daha sonra insülin yardımıyla şeker hücrelere girer.
İnsülin hormonu, karnın arka tarafında bulunan bir salgı bezi olan pankreastan gelir. Bir şey yediğinizde pankreas kan dolaşımınıza insülin salgılar. İnsülin dolaşırken bir anahtarı rolü oynayarak çok küçük kapıları açar ve şekerin hücrelere girmesini sağlar. İnsülin kan dolaşımındaki şeker miktarını düşürür. Bu nedenle kandaki şeker seviyeniz düştükçe pankreasın insülin salgısı da düşer.
Karaciğeriniz bir glikoz deposu ve üretim tesisi görevi görür. Uzun süre bir şeyler yemediğinizde karaciğeriniz glikoz seviyenizi normal oranda tutmak için depoladığı glikozu serbest bırakır.
1. tip şeker hastalığının nedenleri
1. tip şeker hastalığında normalde zararlı bakteri ya da virüslerle savaşan bağışıklık sistemi insülin üreticisi pankreasa saldırır ve ona zarar verir. Bu durumda da ya az insülininiz olur ya da hiç olmaz. Şeker hücrelere taşınmak yerine kan dolaşımında birikir. 1. tip şeker hastalığının genetik hassasiyet ve çevresel faktörlerin bileşiminden oluştuğu düşünülüyor ancak bu faktörlerin tam neler olduğu net değil.
Gizli şeker (prediyabet) ve 2. tip şeker hastalığının nedenleri
2. tip şeker hastalığına dönüşebilen gizli şeker ve 2. tip şeker hastalığında hücreler insülin hareketine karşı direnç gösterir ve pankreas bu direncin üstesinden gelecek kadar insülin salgılayamaz. Şeker hücrelere girmek yerine kan dolaşımında birikme yapar. Bunun 1. tip şeker hastalığındaki gibi tam olarak niye meydana geldiği belli olmasa da 2. tip şeker hastalığının oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığına inanılır. Fazla kilolu olmak 2. tip şeker hastalığıyla son derece bağlantılıdır ama her 2. tip şeker hastası da kilolu değildir.
Gebelerdeki şeker hastalığının nedenleri
Hamilelik sırasında plasenta hamileliği sürdürmek için hormonlar üretir. Üretilen bu hormonlar hücreleri insüline karşı daha dirençli yapar. Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde plasenta genişledikçe daha fazla insülin salgılar ve bu durum insülinin asıl görevini yerine getirmesini daha da zorlaştırır.
Normalde pankreas yeterli ilave insülin üreterek bu duruma karşı koymaya çalışır ama bazen yetişemediği de olur. Böyle bir durumda hücrelere çok az glikoz girer ve kanınızda çok fazla şeker birikir. Bu duruma gebelik şekeri denir.
Risk Faktörleri
Risk Faktörleri
Risk faktörleri şeker hastalığı tipine göre değişir.
1. tip şeker hastalığı risk faktörleri
1. tip şeker hastalığının nedenleri tam bilinmese de muhtemelen genetik faktörlerin rolü vardır. Ebeveynlerinizden ya da kardeşlerinizden birinde 1. tip şeker hastalığı varsa sizin de 1. tip şeker hastası olma riskiniz artar. Virüs kaynaklı bir hastalığa yakalanmanız gibi çevresel faktörlerin 1. tip şeker hastalığında rol oynaması mümkündür. 1. tip şeker hastalığına yol açan risk faktörleri şunlardır:
- Bağışıklık sistemine zarar veren hücrelerin bulunması (otoantikorlar). Bazen 1. tip şeker hastası aile fertleri, otoantikor olup olmadığının görülmesi için teste tabi tutulurlar. Bu otoantikorlara sahip olmanız 1. tip şeker hastalığı riskinizi artırır. Ama otoantikor bulunan herkesin 1. tip şeker hastası olacağı iddia edilemez.
- Beslenmeyle ilgili faktörler. D vitamininin eksik alınması, inek sütüne erken başlama ya da inek sütü formülüne, yulaf ezmesi tüketimine 4 aydan önce veya 7 aylıkken başlamak gibi beslenmeyle ilgili bir grup etken 1. tip şeker hastalığı riskini artırmayla ilişkilendirilir. Ama bu etkenlerin hiçbirinin 1. tip şeker hastalığına neden olduğu ispatlanmamıştır.
- Irk. 1. tip şeker hastalığı beyazlarda diğer ırklara oranla daha fazla görülür.
- Coğrafya. Finlandiya ve İsveç olmak üzere bazı ülkelerde 1. tip şeker hastalığı oranı daha yüksektir.
2. tip şeker hastalığı risk faktörleri
Araştırmacılar, bazı insanların neden 2. tip şeker hastası ve gizli şeker hastası olurken diğerlerinin olmadığı konusunu tam olarak açıklayamıyorlar. Ama şu açık ki bazı etkenler riski artırır. Bunların arasında şunlar yer alır.
- Kilo. Yağ oranı arttıkça hücrelerin insüline karşı direnci de artar.
- Hareketsizlik. Ne kadar az hareketliyseniz riskiniz o kadar artar. Fiziksel hareketlilik kilonuzu kontrol etmeye yardımcı olurken glikozu enerji elde etmek için tüketir ve hücrelerinizi insüline karşı daha hassas yapar. Haftada 3 defadan az spor yapmak 2. tip şeker hastalığı riskini artırır.
- Aile geçmişi. Ebeveyn ya da kardeşlerinizden birinin 2. tip şeker hastası olması riskinizi artırır.
- Irk. Siyahlar, İspanyollar, Amerikan yerlileri ve Asyalılar gibi belli başlı bazı ırkların neden daha fazla risk taşıdığı açık ve net değildir.
- Yaş. Yaşlandıkça risk artar. Bunun nedeni daha az hareket etmeye meyilli olmanız, kas kütlesinin azalması ve kilo almak olabilir. Ama 2. tip şeker hastalığının çocuklarda, ergenlerde ve genç yetişkinlerde görülme sıklığı çarpıcı biçimde günden güne artıyor.
- Gebelik şekeri. Gebelik dönemi şeker hastalığı geliştirdiyseniz daha sonradan gizli şeker veya 2. tip şeker hastası olma riskiniz artar. Bebeğiniz 4 kilonun üzerinde doğduysa yine 2. tip şeker hastalığı riskiniz artmış olur.
- Polikistik over sendromu. Yaygın olarak düzensiz adet görmeyle nitelenen polikistik over sendromu, kadınlarda 2. tip şeker hastalığı riskini artırır.
- Yüksek kan basıncı (tansiyon). 140/90mmHg üzerinde tansiyona sahip olmak, artan 2. tip şeker hastalığı riskiyle ilişkilendirilir.
- Anormal kolesterol seviyeleri. Yüksek yoğunluklu lipoprotein veya“iyi” kolesterol seviyeniz düşükse 2. tip şeker hastalığı riskiniz artar. Yüksek yoğunluklu lipoprotein seviyesi 35mg/dL altındaysa düşük kabul edilir.
- Yüksek seviyedeki trigliseridler. Trigliserid kanda taşınan yağdır. Trigliserid seviyeniz 250mg/dL üzerindeyse, şeker hastalığı riskiniz artar.
Gebelik şekeri risk faktörleri
Her kadının gebelik dönemi şeker hastalığı geliştirme olasılığı vardır ama bazı kadınlar daha fazla risk altındadır. Gebelik dönemi şeker hastalığına yol açan risk faktörleri şunlardır:
- Yaş. 25 yaşın üzeri kadınlarda risk daha fazladır.
- Aile ve kişisel öykü. 2. tip şeker hastalığı öncüsü prediyabet ya da ebeveyn veya kardeşlerinizden biri 2. tip şeker hastasıysa riskiniz artar. Hamilelik dönemi şeker hastalığı yaşamış, kilolu bir bebek doğumu yapmış ya da sebepsiz düşük yapmışsanız risk artar.
- Kilo. Hamilelik öncesi kilolu olmak riski artırır.
- Irk. Nedenleri açık olmasa da siyah, İspanyol, Amerikan yerlileri ya da Asyalı kadınların gebelik dönemi şeker hastalığı riski daha fazladır.
Komplikasyonları
Komplikasyonları
Şeker hastalığının uzun süreli komplikasyonları yavaş yavaş gelişir. Uzun zamandan beri şeker hastasıysanız ve kan şekerinizi daha az kontrol altında tutuyorsanız durumu güçleştiren etkenlerin oluşması riski artar. En sonunda komplikasyonlar engelleyici, hatta hayatı tehdit edici bir boyuta gelebilir. Olası komplikasyonlar şunlardır:
- Kalp ve damar hastalıkları. Şeker hastalığı göğüs ağrılı koroner arter hastalığı (faranjit), kalp krizi, inme ve atardamarlarda daralma (aterosklerosis) gibi kalple ilgili rahatsızlıklar yaşama riskini önemli ölçüde artırır. Şeker hastasıysanız kalp rahatsızlığı ya da inme geçirme ihtimaliniz daha yüksektir.
- Sinir tahribatı (sinir hastalığı). Fazla miktardaki şeker özellikle bacaklardaki sinirleri besleyen ince kan damarları (kılcal damarlar) duvarlarına zarar verebilir. Bu durum, genellikle ayak başparmağı uçlarında ya da parmaklardan başlayarak yavaşça yukarı doğru yayılan gıdıklanma, hissizlik, yanma ve acı hissine neden olabilir. Tedavi edilmezse, etkilenmiş uzuvlardaki hislerinizi tamamen yitirebilirsiniz. Sindirim sistemine ait sinirlerin zarar görmesi mide bulantısı, kusma, ishal ve kabızlığa yol açabilir. Erkekleri, ereksiyon olamama sorununa sürükleyebilir.
- Böbrek tahribatı (böbrek hastalığı). Böbrekler atıkların kana bulaşmasını engelleyen milyonlarca kılcal damar kümesinden (glomerüller) oluşur. Şeker hastalığı bu narin sisteme zarar verebilir. Ağır derecede bir zarar, böbrek yetmezliğine ya da diyaliz veya böbrek naklini gerektiren son evreye gelmiş ve tedavi edilemez bir böbrek rahatsızlığına neden olabilir. Ciddi böbrek rahatsızlıklarına ait oran son yıllarda ciddi bir şekilde düşmüştür buna neden muhtemelen şeker hastalığı tedavi yöntemlerindeki gelişmelerdir.
- Göz tahribatı (Ağkatman sayrılığı). Şeker hastalığı, retina kılcal damarlarına zarar verebilir ve bu durum körlüğe (şeker hastalığı retinopatisi) götürebilir. Şeker hastalarının yüzde 25’i kadarı çeşitli şekillerde şeker hastalığı retinopatisi yaşar. Bu rahatsızlığı yaşayan şeker hastalarının yüzde 4’e yakınının rahatsızlığı fazla ileri boyutlara ulaştığından görme yetenekleri etkilenir.
- Ayakların zarar görmesi. Ayaklardaki sinirlerin zarar görmesi veya ayaklara yeterince kan gitmemesi ayakla ilgili komplikasyon yaşama riskini artırır. Tedavi edilmediği takdirde, kesikler ve kabarcıklar ciddi iltihaplar haline dönüşebilir. Ciddi boyutlardaki hasar, başparmak, ayak ya da bacak uzuvlarının alınmasına neden olabilir.
- Cilt ve ağızda iltihap. Şeker hastalığı sizi bakteriyel ve mantar iltihapları gibi cilt sorunlarına karşı daha hassas hale dönüştürebilir. Özellikle yetersiz bir diş bakımı geçmişiniz varsa dişeti iltihapları da sorun haline gelebilir.
- Beyinle ilgili sorunlar. Son yapılan araştırma, 2. tip şeker hastası olan ya da Alzheimer hastalığıyla bağlantılı bir geni bulunan kişilerin kanında yüksek seviyede şeker varsa Alzheimer hastalığı riskinin artırdığını gösteriyor.
- Kanser. Şeker hastaları bazı kanser türleri için daha fazla risk taşır. Ama bunun nedenleri açık ve net değildir. Bunun nedeni, 2. tip şeker hastalığı riskini artıran etkenlerin kanser riskini de artırması veya hastalığın bir etkeni ya da tedavisi de olabilir. Bu, halen araştırma yapılan bir alan olmasına rağmen, tedavide değişiklik yapılması önerilmez.
Gebelik şekerinin komplikasyonları
Gebelik dönemi şeker hastalığı olan hamilelerin çoğu sağlıklı doğum yapar. Ama tedavi edilmediği takdirde, kontrol altına alınmamış kan şekeri siz ve bebeğiniz için sorun yaratabilir.
- Bebeğin fazla büyük olması. Fazla glikoz plasentayı aşarak bebeğin pankreasının ilave insülin üretmesini tetikleyebilir. Bu durum bebeğin gereğinden daha fazla büyümesine (makrozomi) neden olur. Bebek çok büyükse sezaryen doğum olasılığı vardır.
- Düşük kan şekeri. Bazen gebelik dönemi şeker hastalığı geçirmiş annelerin bebekleri doğumdan kısa bir süre sonra kendi insülin üretimleri düşük olduğundan kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi) yaşayabilirler. Gecikmeden yapılan emzirme ve bazen damardan glikoz çözeltisi verilmesi bebeğin kan şekeri seviyesini normale döndürebilir.
- Solunum güçlüğü sendromu. Erken doğum yapılmışsa, bebek nefes alıp vermeyi güçleştiren bir durum olan solunum güçlüğü sendromu yaşayabilir. Solunum güçlüğü sendromu yaşayan bebekler akciğerleri güç kazanana kadar nefes alıp verme desteğine ihtiyaç duyabilirler.
- Sarılık. Cildin ve göz aklarının sarı rengini almasıyla oluşan bu durum bebeğin karaciğerinin safra boyası (bilirubin) denen maddeyi parçalayabilecek kadar olgunlaşmaması nedeniyle yaşanır. Bu durum normalde vücut eski ve hasarlı kırmızı kan hücrelerini yeniden işlediğinde meydana gelir. Sarılık genelde endişe duyulacak bir sorun olmasa da dikkatle gözlemlenmesi gerekir.
- İleriki yaşlarda 2. tip şeker hastalığı oluşması. Gebelik dönemi şeker hastalığı geçiren annelerin daha sonra obezite (aşırı şişmanlık) ve 2. tip şeker hastalığı geliştirmeleri muhtemeldir.
- Bebeğin ölümü. Tedavi edilmemiş gebelik dönemi şeker hastalığı doğum öncesi veya hemen sonrası bebek ölümüyle sonuçlanabilir.
Gebelik dönemi şeker hastalığının taşıdığı riskler:
- Preklamsi. Bu durum yüksek tansiyon ve idrarda fazla proteinle bacak ve ayaklarda şişlikle kendini belli eder. Preklamsi, hem anne hem de çocuğu için ciddi, hatta hayatı tehdit eden komplikasyonlara yol açabilir.
- Müteakip gebelik dönemi şeker hastalığı. Herhangi bir hamilelik döneminizde gebelik dönemi şeker hastalığı geçirdiyseniz bir sonraki gebeliğinizde de tekrar etmesi muhtemeldir. Ayrıca yaşınız ilerledikçe daha çok 2. tip olmak üzere şeker hastalığı geliştirmeniz de olasıdır.
Gizli şeker hastalığının komplikasyonları
Gizli şeker, 2. tip şeker hastalığına dönüşebilir.
Muayenesi
Doktor Görüşmenize Hazırlık
Şeker hastalığı belirtilerine sahipseniz başlangıçta asıl bakımınızdan sorumlu doktorla görüşmeniz olasıdır. Belirti sahibi olan çocuğunuzsa, bu durumda çocuk doktorunuzla görüşeceksiniz. Kan şekeri seviyeniz aşırı yüksekse, acil servise yönlendirilmeniz olasıdır. Çocuğunuzun kan şekeri ya da sizinki risk arz edecek kadar yüksek değilse, uzmanlığını şeker hastalığı ve benzerleri üzerine yapmış bir doktor olan endokrinologa yönlendirilebilirsiniz.
Doktor randevunuz kısa olabileceğinden ve genellikle üzerinde konuşulması gerekli pek çok konu olduğundan görüşmeye iyi hazırlanmış bir şekilde gitmek iyi bir fikirdir. İşte doktor görüşmenize hazırlanmanıza yardımcı olacak ve doktorunuzdan gelebilecek bazı bilgi ve sorular:
Siz neler yapabilirsiniz?
- Görüşme öncesi kısıtlamalar hakkında bilgilenin. Randevunuzu alırken, görüşme öncesi yapmanız gerekenleri sormayı unutmayın. Örneğin, bu açlık kan şekeri testi için beslenmenizle ilgili bazı kısıtlamaları kapsayabilir.
- Sahip olduğunuz belirtileri yazın. Doktor randevusunu alma sebebinizle alakasız olduğunu düşündüklerinizi de ekleyin.
- Kendiniz hakkında önemli bilgileri not edin. Bunların içine başlıca stres kaynaklarınızı ve son zamanlarda hayatınızda gelişen önemli değişiklikleri de ekleyin. Glikoz değerlerinizi evde takip altında tutuyorsanız, kaydettiğiniz test verilerini tarih ve zaman bilgileriyle birlikte getirerek doktorunuzla paylaşın.
- Varsa sahip olduğunuz alerji ve kullandığınız ilaçları listeleyin. İlaçlara ek olarak kullandığınız vitamin ve takviyeleri de yazın.
- Ailenizin geçirdiği tıbbi rahatsızlıkları kaydedin. Özellikle akrabalarınız arasında şeker hastası olanları, kalp krizi ya da inme geçirenleri not edin.
- Mümkünse, randevuya bir yakınınızla birlikte gidin. Bazen görüşme sırasında paylaşılan her şeyi akılda tutmak zor olabilir. Size eşlik edecek kişi kaçırdığınız ya da unuttuğunuz bir şeyi size hatırlatabilir.
- Sormak isteyebileceğiniz soruları yazın. Şeker hastalığıyla başa çıkma konusunda açıklığa kavuşturulması gereken görüşlerinizi net bir şekilde dile getirin.
- Reçetenizin yenilenebileceğinin farkında olun. Doktorunuz görüşme sırasında reçetenizi tekrar gözden geçirerek değişiklikler yapabilir.
Soracağınız soruların listesini oluşturmak doktorla beraber geçireceğiniz zamanı en verimli şekilde kullanmanıza yardımcı olabilir. Sürenin yetmemesi olasılığına karşı sorularınızı en önemliden daha az önemliye doğru sıralayın. Şeker hastalığıyla ilgili sorabileceğiniz bazı sorular şunlardır:
- Belirtilerimin şeker hastalığı veya başka bir rahatsızlıkla bağlantısı var mı?
- Şeker hastalığımı en iyi şekilde yönetebilmek için hangi testlere ihtiyacım var?
- Sağlığımı korumak için başka neler yapabilirim?
- Şeker hastalığıyla başa çıkmak için diğer seçenekler nelerdir?
- Başka sağlık sorunlarım da var. Bunların hepsini bir arada nasıl yönetebilirim?
- Takip etmem gereken herhangi bir kısıtlama veya kısıtlamalar var mı?
- Bir diyetisyen veya şeker hastalığı eğitmeni gibi başka bir uzmanı görmem gerekir mi?
- Reçetemdeki ilaçlara alternatif, başka eşdeğer ilaçlar var mı?
- Alıp inceleyebileceğim broşür veya basılı malzemeniz var mı? Hangi web sitelerini tavsiye edersiniz?
Önceden hazırladığınız soruların dışında görüşme sırasında oluşanları da doktorunuza çekinmeden sorun.
Doktorunuzun size yöneltebileceği sorular
Doktorunuz da size bir takım sorular yöneltecektir. Gelebilecek sorulara hazırlıklı olmak daha fazla zaman harcamak istediğiniz diğer konular için size zaman kazandıracaktır. Doktorunuz şunları sorabilir:
- Şeker hastası olabileceğinizi gösteren belirtileri ilk ne zaman gözlemlediniz?
- Belirtileriniz devamlı mı yoksa ara ara mı oluşuyor?
- Belirtilerinizin şiddeti nedir?
- Ailenizde preklamsi (gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen bir rahatsızlık) veya şeker hastası olan birileri var mı?
Testleri
Testler ve Teşhis
1. tip şeker hastalığı belirtileri aniden ortaya çıkar ve bu durum genellikle kan şekeri seviyesi ölçümü yapılmasının nedenidir. Diğer şeker hastalığı türlerinde belirtiler daha yavaş ortaya çıktığından Amerikan Şeker Hastalığı Birliği görüntüleme kılavuzu hazırlamıştır. Amerikan Şeker Hastalığı Birliği aşağıdaki kişilerin şeker hastalığı taramasından geçmesini önerir.
- Hangi yaşta olursa olsun, beden kütle endeksi 25’in üzerinde olan kişiler. Bu kişiler yüksek tansiyon, hareketsiz yaşam tarzı, geçmişinde polikistik over sendromu yaşamış olmak, bebeğin doğumda 4 kilonun üzerinde olması, gebelik dönemi şeker hastalığı geçirmek, yüksek kolesterol seviyeleri, kalp rahatsızlıkları geçirmiş olmak ya da şeker hastası olan yakın bir akrabasının bulunması gibi başka ilave risk faktörleri taşır.
- 45 yaşın üzerindekiler. 45 yaşını aşmış kişilerin kan şekeri taramasından geçmesi tavsiye edilir. Sonuçları normal değerlerdeyse bu tarama her 3 yılda bir tekrarlanmalıdır.
1. tip ve 2. tip şeker hastalığı testleri
- Glikat hemoglobin (A1C) testi. Bu kan şekeri testi son iki üç aydaki ortalama kan şekeri seviyenizi ölçümler. Bu testle kırmızı kan hücrelerindeki oksijen taşıyan bir protein olan hemoglobine bağlı kan şekeri yüzdesi ölçülür. Şeker seviyeniz arttıkça hemoglobine bağlı şeker de daha fazla olacaktır. Ayrı ayrı testlerde A1C oranın yüzde 6,5 ve üzerinde olması şeker hastası olduğunuzu gösterir.
A1C test sonuçlarının tutarsız veya elverişsiz olması halinde ya da A1C test sonuçlarının yanlış çıkmasına neden olan hamilelik ya da alışılmamış bir hemoglobin şekliniz (hemoglobin değişkeni olarak bilinen) gibi bir durum varsa doktorunuz şeker hastalığını teşhis edebilmek aşağıdaki testlerden birine başvurabilir:
- Rastlantısal kan şekeri testi. Rastgele bir zamanda kan örneğiniz alınacaktır. En son ne zaman yediğinize bakılmaksızın, rastlantısal kan şekeri seviyesinin desilitre başına (mg/dL) 200 miligram, yani litre başına 11,1 milimol (mmol/L) ya da daha yüksek olması şeker hastalığı göstergesidir.
- Açlık kan şekeri testi. Bir gecelik açlık sonrasında kan örneğiniz alınacaktır. Açlık kan şekeri seviyenizin 100 ve 125 mg/dL (5,6 ve 6,9 mmol/L) çıkması prediyabetik olduğunuzun göstergesidir. Ayrı ayrı testlerde sonuçlarınız 126 mg/dL (7mmol/L) veya daha fazlaysa, şeker hastalığı teşhisi konur.
1. tip şeker hastalığından şüpheleniliyorsa, şeker hastalığına ait antikorlar olup olmadığına bakmak için kan testi yapılabilir. Ayrıca, ketonların bulunup bulunmadığını incelemek için idrar testi de uygulanabilir. Ketonlar, vücudun, mevcut glikozu kullanmak için yeterli insülin olmadığında kas ve yağ dokularını kullanmasıyla oluşan yan ürünleridir.
Gebelik dönemi şeker hastalığı testleri
Doktorlar çoğu hamile kadının gebelik dönemi şeker hastalığı taraması yapmasını tavsiye etse de teşhisi için ölçümün en iyi nasıl ve ne zaman yapılması gerektiği ya da ideal kan şekeri seviyesinin ne olduğuyla ilgili dünyaca kabul edilen bir kılavuz yoktur.
Doktorunuz doğum öncesi gerçekleştirdiğiniz ilk ziyaretinizde 2. tip şeker hastalığı taramasından geçmenizi isteyebilir. Çoğu sağlık uzmanı, gebelik dönemi şeker hastalığı testinin hamileliğin 24. ve 28. haftasında ya da taşıdığınız risk yüksekse daha öncesinde yapılmasını önerir.
- Oral glikoz tolerans testi. Amerikan Şeker Hastalığı Birliğinin de aralarında bulunduğu bir grup organizasyon oral glikoz tolerans testini önerir. Bu test için ilk adım olarak en az 8 saat aç kalmanız (bir gece önceden) gerekiyor. Doktorunuz açlık sonrası kan şekeri seviyenizi ölçecektir. Daha sonra75 gram glikoz içeren bir şurup çözeltisi içeceksiniz. Doktorunuz bir iki saat sonra tekrar kan şekeri değerlerinize bakacak. Açlık sonrası kan şekeri seviyeniz 92 mg/dL (5,1 mmol/L), glikoz şurubunu içtikten bir saat sonra 180 mg/dL (10 mmol/L) üzerinde veya iki saat sonrasında 153 mg/dL (8,5 mmol/L) üzerindeyse gebelik dönemi şeker hastalığı teşhisi konur.
- Glikoz yükleme testi. Bütün gruplar tek bir test üzerinde hemfikir olamadığından bazı doktorlar glikoz yükleme testini önerebilir. Bu test için bir glikoz şurubu çözeltisi içirilir. Bir saat sonra, kan şekerinizi ölçmek için bir test yapılır. 130-140 mg/dL (7,2 to 7,8 mmol/L) arası değerlerin altındaysa genellikle bu testte normal kabul edilir. Ama bu sonuç klinik ve laboratuarlara göre değişiklik gösterebilir. Glikoz yükleme test sonucunuz normalin üzerindeyse, hekiminiz bunu takiben yapacağı glikoz tolerans testiyle teşhisini onaylayacaktır.
Gizli şeker testleri
Gizli şeker teşhisi için uygulanan başlıca testler şunlardır:
- Glikat hemoglobin testi (A1C). Bu kan şekeri testi son iki üç aydaki ortalama kan şekeri seviyenizi ölçümler. Bu testle kırmızı kan hücrelerindeki oksijen taşıyan bir protein olan hemoglobine bağlı kan şekeri yüzdesi ölçülür. Şeker seviyeniz arttıkça hemoglobine bağlı şeker de daha fazla olacaktır. A1C seviyesinin yüzde 5,7 ile 6,4 olması prediyabet olduğunuza işarettir. Normal değerler yüzde 5,7’nin altındadır.
A1C testi kullanılamıyorsa, ya da A1C test sonuçlarının hatalı çıkmasına nedeni, hamile olmanızsa veya olağan olmayan bir hemoglobin şekli (hemoglobin değişkeni olarak bilinen) gibi birtakım rahatsızlıklarınız varsa, hekiminiz teşhis için aşağıdaki testlerden birini uygulayabilir:
- Açlık kan şekeri testi. Bir gecelik açlık sonrasında kan örneğiniz alınacaktır. Kan şekeri seviyesinin 100 ile 125 mg/dL (5,6 ve 6,9 mmol/L) arasında çıkması prediyabetik olduğunuzu gösterir. Normal değerler 100 mg/dL altındadır.
- Oral glikoz tolerans testi. Sekiz saat veya bir gece önceden başlatılan açlık sonrası kan örneğiniz alınır. Daha sonra, şekerli bir çözelti içip, iki saat bekledikten sonra tekrar kan şekeriniz ölçülür. Kan şekeri seviyeniz 140 mg/dL (7,8 mmol/L) değeri altındaysa normaldir; 140 ile 199 mg/dL (7,8 ile 11 mmol/L) değerleri arasındaysa prediyabetik olduğunuz kabul edilir. Bu test için bazen bozulmuş glikoz toleransı testi adı kullanılır.
Tedavisi
Tedavi ve İlaçlar
Ne tür bir şeker hastalığı taşıdığınıza bağlı olarak kan şekeri takibi, insülin ve ağızdan alınan ilaçlar tedavinizin bir parçası olabilir. Şeker hastalığı zor kontrol edilen kişiler için pankreas nakli seçenekler arasında yer alabilir.
Hangi tür şeker hastalığınız olursa olsun, sağlıklı beslenmek, sağlıklı bir kiloda kalmak ve kan şekeri seviyenizi takip etmek hastalıkla baş etmenin başlıca unsurlarıdır.
Bütün şeker hastalıkları türlerine göre tedavi şekilleri
Bütün şeker hastalığı türleriyle başa çıkabilmenin önemli bir parçası sağlıklı beslenme ve spor yardımıyla sağlıklı bir kiloda kalmaktır:
- Sağlıklı beslenme. Genel algının aksine, şeker hastalığına özgü bir diyet yoktur. Tatsız tuzsuz yemeklere mahkum edilmeyeceksiniz. Bunların yerine besin değeri yüksek ama yağ ve kalori bakımından düşük çokça meyve sebze ve tam tahıllı gıdalarla daha az miktarda hayvansal ürün ve tatlıya ihtiyacınız olacak. Aslına bakarsanız, bunlar ailenin tümü için en iyi beslenme şeklidir. Öğünlere dahil edilmek ve ara sıra olmak şartıyla tatlı tüketiminin de bir sakıncası yoktur.
Ama neyi ne zaman tüketeceğinizi bilmek zorlayıcı olabilir. Lisanslı bir diyetisyen sağlık hedeflerinize, yiyecek tercihlerinize ve yaşam tarzınıza uygun bir öğün planı hazırlamanıza yardımcı olabilir. Bu diyet, özellikle 1. tip şeker hastalığı söz konusuysa karbonhidrat ölçümü yapılarak gerçekleştirilebilir.
- Fiziksel hareketlilik. Şeker hastaları da dahil herkesin düzenli aerobik egzersizi yapmaya ihtiyacı vardır. Fiziksel alıştırma yapmak, şekerin enerji elde etmek amacıyla hücrelere taşınmasını sağlayarak kan şekeri seviyesini düşürür. Ayrıca, insüline karşı duyarlılığınızı artırır, bu da vücudunuzun şekeri hücrelere taşıyabilmek için daha az insüline ihtiyacı olduğu anlamına gelir. Fiziksel alıştırma yapmak için doktorunuzun onayını alın. Önemli nokta, fiziksel aktiviteyi günlük yaşamınızın bir parçası haline getirmektir. Haftanın çoğu günü, en az günde 30 dakika veya daha fazla zamanınızı spora ayırın. Uzun zamandır hareketsizseniz, başlarda kendinize fazla yüklenmeden ve alıştıkça yavaş yavaş artıracak şekilde programınızı oluşturun.
1. tip ve 2. tip şeker hastalığı tedavileri
1. tip şeker hastalığı tedavisi insülin iğnesi ya da insülin pompası, sık sık yapılan kan şekeri ölçümleri ve karbonhidrat sayımını içerir. 2. tip şeker hastalığıysa, kullanılan şeker hastalığı ilaçları, insülin veya her ikisinin eşliğinde öncelikle kan şekeri takibini kapsar.
- Kan şekerinin takibi. Tedavi programınıza bağlı olarak kan şekerinizi haftada birkaç gün veya günde birkaç defa kontrol edip kaydetmeniz gerekli olabilir. Dikkatli bir takip, kan şekeri seviyenizin hedeflenen seviyede kaldığından emin olmanın tek yoludur. İnsülin tedavisi gören kişiler, kan şekeri seviyelerini devamlı bir glikoz gözlemcisiyle izlemeyi tercih edebilirler. Bu teknoloji, henüz glikoz metrenin yerini tutamamasına rağmen, kan şekeri seviyeleri içindeki değişimler hakkında önemli bilgiler edinmenizi sağlayabilir.
Diyet programınızı aksatmadan takip ediyor olsanız da, kanınızdaki şeker miktarı beklenmedik bir şekilde değişebilir. Şeker hastalığı tedavi ekibiyle birlikte yiyecekler, fiziksel alıştırma, ilaçlar, alkol, stres ve kadınlarda hormon seviyesi dalgalanmalarına bağlı değişen kan şekeri seviyesinin nasıl değiştiğini öğreneceksiniz.
Günlük kan şekeri kontrolüne ilave olarak doktorunuz son iki üç aydaki ortalama kan şekeri seviyenizi ölçmek için A1C testi önerebilir. Günlük kan şekeri ölçümlerine oranla A1C testi şeker hastalığı tedavisinin ne derecece yolunda gittiğini daha iyi gösterir. Yükselmiş bir A1C seviyesi insülin dozajı ve beslenme planında değişlikler yapma ihtiyacına işaret edebilir. Hedeflenen A1C seviyesi yaşınıza ve daha pek çok başka etkene göre değişiklik gösterebilir. Ama Amerikan Şeker Hastalığı Birliği, çoğu kişi için A1C seviyesinin yüzde 7’nin altında olması gerektirdiğini önerir. A1C hedefinizin ne kadar olması gerektiğini hekiminize danışın.
- İnsülin. 1. tip şeker hastası herkesin hayatta kalmak için insülin tedavisine ihtiyacı vardır. 2. tip şeker hastası bazı kişiler de insülin tedavisine ihtiyaç duyabilir. Mide enzimleri ağızdan alınan insülini engellediğinden kan şekerinin düşürülmesinde ağızdan insülin verilmesi tedavi seçenekleri arasında yer almaz. Çoğu kez insülin, ince bir iğne ve şırınga ya da mürekkep kalemine benzeyen ancak içine mürekkep yerine insülin konulan bir insülin kalemi kullanılarak verilir.
İnsülin pompası da seçeneklerden biri olabilir. Pompa bir cep telefonu büyüklüğünde olup vücudun dış kısmına giydirilen bir alettir. Bir tüp, insülin haznesini karnın iç kısmına yerleştirilmiş esnek kanala bağlar. Kablosuz çalışan tüpsüz bir pompa da artık mevcuttur. Belirli miktarda insülini uygulamak için insülin pompasını siz ayarlarsınız. Öğünleriniz, hareketlilik durumunuz ve kan şekeri seviyenize göre uyguladığınız insülin daha az ya da çok olabilir.
Hızlı harekete geçen insülin, uzun süre etkili insülin ve orta dereceli seçenekleri kapsayan pek çok insülin çeşidi mevcuttur. İhtiyaçlarınıza göre doktorunuz gün ve gece boyunca kullanılmak üzere bunların karışımından oluşan bir reçete yazabilir.
- Ağızdan alınan ilaçlar ve diğerleri. Bazen ağızdan alınan ve şırınga edilen ilaçlar da verilir. Bazı şeker hastalığı ilaçları, pankreası daha fazla insülin üretip göndermeye yönelik uyarabilir. Diğerleriyse, karaciğerin glikoz açığa çıkarmasını engeller, bu da hücrelere şeker taşınması için daha az insüline ihtiyacınız olacağı anlamına gelir. Dahası bazıları karbonhidratları parçalayan mide enzimlerinin hareketlerini engeller ya da dokularınızı insüline karşı daha hassas yapar.
- Organ nakli. 1. tip şeker hastası bazı kişilerde pankreas nakli seçeneklerden biri olabilir. Pantreas adacık hücresi nakli üzerinde halen çalışılır. Başarılı bir pankreas nakliyle bir daha insülin tedavisi görmenize gerek kalmayabilir. Ama organ nakilleri her zaman başarılı geçmez ve işlemleri ciddi riskler taşır. Vücudun organı reddetmesini engellemek için hayatınız boyunca bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara ihtiyacınız olacaktır. Bu ilaçların yüksek iltihaplanma riski, organ hasarı ve kanser gibi ciddi yan etkileri vardır. Barındırdıkları yan etkiler şeker hastalığından daha tehlikeli olduğundan, organ nakli tedavisi, şeker hastalığı kontrol altına alınamayan ya da ciddi komplikasyonlar taşıyan kişilere saklanır.
- Obezite cerrahisi. Belirgin bir biçimde 2. tip şeker hastalığı tedavileri arasında yer almasa da vücut kütle endeksi 35’in üzerinde olan 2. tip şeker hastaları, böyle bir ameliyattan faydalanabilir. Gastrik baypas ameliyatı geçirmiş kişilerin kan şekeri seviyelerinde önemli iyileşmeler gözlemlenmiştir. Ama bu işlemin 2. tip şeker hastalığı için taşıdığı uzun döneme ait risk ve faydaları henüz bilinmiyor.
Gebelik dönemi şeker hastalığı tedavisi
Kan şekeri seviyenizi kontrol altında tutmak bebeğinizin sağlığı ve doğumda yaşanabilecek güç durumları engellemek için temel unsurdur. Tedaviniz, sağlıklı bir diyet ve sporun yanında, kan şekeri takibi ve bazı hallerde insülin kullanımını kapsayabilir.
Doğum sırasında kan şekerinizi sağlığınızdan sorumlu kişi de kontrol edecektir. Kan şekeri seviyeniz artarsa, bebeğiniz yüksek seviyede insülin üretebilir. Bu, doğumdan hemen sonra düşük kan şekeri oluşmasına neden olabilir.
Gizli şeker tedavisi
Gizli şekeriniz varsa, sağlıklı bir yaşam tarzı kan şekeri seviyenizi normale döndürmeye yardımcı olabilir ya da en azından 2. tip şeker hastalığında görülen seviyelere çıkmasını engelleyebilir. Spor ve sağlıklı beslenme yardımıyla ideal kilonuzu korumak faydalı olabilir. Haftada en az 150 dakika fiziksel alıştırma yapmak ve vücut ağırlığınızı yüzde 5 ile 10 oranında azaltmak 2. tip şeker hastalığını erteleyebilir veya engelleyebilir.
Ağızdan alınan şeker hastalığı ilaçları, örneğin metformin ve akarboz içeren bazı ilaçlar, şeker hastalığı riski taşıyorsanız, ayrıca prediyabetiniz kötüleştiğinde ya da kalp ve damarlara ilişkin bir rahatsızlık, karaciğer yağlanması ya da polikistik over sendromu varsa seçeneklerden biri olabilir.
Diğer durumlarda, özellikle mg-coa redüktaz inhibitörleri gibi kolesterolü kontrol eden ve yüksek tansiyon ilaçlarına ihtiyaç duyulabilir. Doktorunuz risk taşıyorsanız, kalp ve damar hastalıklarını önlemek amacıyla düşük dozlu aspirin tedavisi önerebilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek burada da geçerliğini korur.
Her şeker hastalığı türü için sorun işaretleri
Kan şekerinizi etkileyen pek çok faktör olduğundan bazen sorunlar çıkabilir. Bu gibi durumlar acil tedavi gerektirir çünkü tedavi edilmezse kasılma nöbetleri ve bilinç kaybı (koma) yaşanabilir.
- Yüksek kan şekeri (hiperglisemi). Gereğinden fazla yemek, hasta olmak ve yeterince glikoz düşürücü ilaç almamış olmak gibi pek çok nedenden ötürü kan şekeri seviyeniz yükselebilir. Sık sık kan şekerinizi ölçün ve yüksek kan şekeri işaret ve belirtileri konusunda dikkatli olun. Sık tuvalete çıkma, artmış su ihtiyacı, ağızda kuruluk, bulanık görme, yorgunluk ve mide bulantısı bu işaret belirtiler arasındadır. Hiperglisemi, yani kan şekeri yüksekliği söz konusuysa beslenme programınızı, ilaçlarınızı veya her ikisi için birden ayarlama yapmanız gerekebilir.
- İdrarda yükselmiş keton miktarı (diabetik ketoasidoz). Hücreleriniz enerjiye açsa, vücudunuz yağ parçalamaya başlayabilir. Bu durum sonucu keton adıyla bilinen toksikler açığa çıkar. İştah kaybı, güçsüzlük, kusma ve ateş, karın ağrısı ve tatlı ve meyvemsi bir ağız kokusuna karşı dikkatli olun. İdrarınızdaki keton fazlalığını reçetesiz satılan bir keton testi setiyle kontrol edebilirsiniz. İdrarınızdaki keton fazla çıkarsa, hemen doktorunuzla görüşün ya da acil yardım alın. Bu soruna 1. tip şeker hastalarında daha fazla rastlanır.
- Hiperglisemik hiperozmolar nonketotik sendrom. Hayati tehlikesi bulunan bu durumun işaret ve belirtileri arasında kan şekeri seviyesinin 600 mg/dL üzerinde olması, ağızda kuruluk, aşırı susama, ateş, uyuşukluk, akıl karışıklığı, görüş kaybı ve varsanılar (halüsinasyonlar görmek) yer alır. Hiperozmolar sendromu kanı kalın ve şurupsu bir kıvama dönüştüren aşırı yüksek kan şekeri yüzünden oluşur. 2. tip şeker hastalarında daha yaygın görülür ve çoğunlukla öncesinde başka bir hastalık yaşanır. Bu durumla ilgili işaret ve belirtiler varsa hekiminizi arayın ya da acil olarak tıbbi yardım alın.
- Düşük kan şekeri (hipoglisemi). Kan şekeriniz hedeflenen aralığın altına düşerse kan şekeri düşüklüğü yaşanır. Öğün atlamak ve normalden daha fazla fiziksel alıştırma yapmak gibi pek çok farklı nedenden ötürü kan şekeri düşebilir. Ama insülin salınımını artıran glikoz düşürücü ilaçlar alıyor ya da insülin tedavisi görüyorsanız bu daha muhtemeldir. Kan şekerinizi düzenli olarak kontrol edin ve terleme, titreme, güçsüzlük, açlık, baş dönmesi, baş ağrısı, bulanık görme, kalp çarpıntısı geçirme, asabiyet, geveleyerek konuşma, uyuşukluk, akıl karışıklığı, bayılma hissi ve kasılma nöbetleri gibi işaret ve belirtilere karşı dikkatli olun. Düşük kan şekeri, meyve suları ya da glikoz tabletleri gibi hemen emilebilen karbonhidratlarla tedavi edilir.
Yaşam Tarzı
Yaşam Tarzı Ve Evde Tedavi
Şeker hastalığı ciddi bir rahatsızlıktır. Şeker hastalığı tedavi planı dakik sorumluluklar gerektirir. Ama çabalarınız harcanan emeğe değer. Dikkatle yürütülen bir şeker hastalığı tedavisi ciddi komplikasyon risklerini hatta hayati tehdit edici olanlarını dahi azaltabilir.
Hangi tür şeker hastalığınız olursa olsun:
- Şeker hastalığınızı yönetebilmek için gerekenleri yerine getirin. Şeker hastalığı hakkında her şeyi öğrenin. Bir şeker hastalığı uzmanıyla sürekli iletişimde kalın ve yardıma ihtiyacınız olduğunda hastalığınızla ilgili ekibine danışın.
- Sağlıklı besinlerle sağlıklı bir kiloda kalın. Fazla kiloluysanız ağırlığınızın yüzde 5 ile 10’unu kaybetmek kan şekeri kontrolünüzde kayda değer bir etki yaratacaktır. Sağlıklı bir beslenme bol meyve sebze, tam tahıllı gıdalarla kısıtlı miktarda doymuş yağlardan oluşur.
- Sporu günlük alışkanlıklarınızdan biri haline getirin. Düzenli spor, gizli şeker ve 2. tip şeker hastalığını önlemeye yardımcı olmak dışında, halihazırda şeker hastası olanların kan şekeri seviyelerini kontrol altında tutmaya da yardımcı olur. Tavsiye edilen, haftanın çoğu günü yapılan tempolu yürüyüş gibi otuz dakikalık çok ağır olmayan hareketlerdir. Yapılan son bir araştırma, haftanın günlerine yayılmış aerobik, yürüyüş ve dans gibi çeşitlikten oluşan sporla haftada iki gün ağırlık kaldırma veya yoga gibi dayanıklılık eğitiminden oluşan karışık bir spor programının kan şekeri kontrolünde tek çeşit spora oranla daha etkili olduğunu göstermiştir.
1. ve 2. tip şeker hastaları için yaşam tarzı
Şeker hastası olduğunuzu belli edin. Şeker hastası olduğunuzu belirten bir etiket ya da bilezik takın. Düşük kan şekeri krizine karşı yanınızda bir glükagon seti bulundurun. Yanınızdaki arkadaş veya yakınınızın bunu kullanmayı bildiğinden emin olun.
- Yıllık fiziksel ve düzenli göz kontrolü düzenleyin. Düzenli gerçekleştirdiğiniz şeker hastalığı kontrolleri fiziksel ve düzenli göz incelemesinin yerini tutamaz. Fiziksel kontrol sırasında doktorunuz şeker hastalığına bağlı herhangi bir komplikasyon olup olmadığına ve başka rahatsızlıkların bulunup bulunmadığına bakacaktır. Göz doktoruysa retina hasarı, katarakt ve glokom hastalığı işaretleri olup olmadığını inceleyecektir.
- Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun. Yüksek kan şekeri bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir. Her yıl bir grip aşısı ve 10 yılda bir tetanos aşısı olun. Doktorunuz zatürre veya başka bağışıklık sistemi aşıları da önerebilir.
- Ayak bakımınıza özen gösterin. Her gün ayaklarınızı ılık suyla yıkayın. Özellikle parmak aralarını nazikçe kurulayın. Parmak araları hariç, ayağı kremle nemlendirin. Her gün ayaklarınızda kabarcık, kesik, aft, kızarıklık ya da şişme olup olmadığını kontrol edin. Kendi kendine iyileşmeye başlamayan herhangi bir kabarcık ya da başka bir ayak sorunu gözlemlediğinizde doktorunuza danışın.
- Tansiyon ve kolesterolünüzü kontrol altında tutun. Sağlıklı yiyecekler tüketmek ve düzenli spor yapmak yüksek tansiyonu ve kolesterolü kontrol etmede büyük bir aşama kaydettirebilir. İlaç tedavisi de gerekebilir tabii.
- Dişlerinize özen gösterin. Şeker hastalığı sizi diş iltihaplarına karşı hassas yapabilir. Günde en az iki defa dişlerinizi fırçalayıp diş ipi kullanın. 1. veya 2. tip şeker hastalığınız varsa yılda en az bir defa diş kontrolüne gidecek şekilde kendinizi programlayın. Diş etleriniz kanıyor ya da kırmızı ve şiş gözüküyorsa bir diş doktoruna danışın.
- Sigara ya da diğer tütün ürünlerini kullanıyorsanız, bırakmak için doktorunuzdan yardım isteyin. Sigara kullanımı kalp krizi, inme, sinir hasarı ve böbrek rahatsızlıkları olmak üzere pek çok şeker hastalığı komplikasyonu riskini artırır. Amerikan Şeker Hastalıkları Birliğine göre, sigara kullanıcısı şeker hastalarının kullanmayanlara oranla kalp hastalıkları nedeniyle ölme riski daha fazladır. Sigara ya da diğer tütün ürünlerini bırakma yöntemleri için doktorunuzdan yardım isteyin.
- Alkol kullanıyorsanız, ne kadar içtiğinize dikkat edin. Alkol, kullanıldığı miktar ve yanında yemek tüketip tüketmediğinize bağlı olarak yüksek ya da düşük kan şekeri oluşmasına yol açabilir. Tercihiniz içmekten yanaysa, ölçülü bir şekilde tüketin. Yanında bir şeyler yemek şartıyla; bu genellikle kadınlar için bir, erkekler içinse günde iki dubledir. Alkol içindeki karbonhidrat miktarını günlük karbonhidrat sayımınıza eklemeyi unutmayın.
- Yaşadığınız stresi ciddiye alın. Stres altındaysanız, kolayca takip ettiğiniz şeker hastalığı yönetim alışkanlıklarını terk etmeniz muhtemeldir. Vücudunuzun sürekli strese karşı ürettiği birtakım hormonlar insülinin düzgün bir biçimde çalışmasını engelleyebilir ve bu durumunuzu sadece daha kötü hale getirir. Kontrolü elinize almak için sınırlarınızı çizin. Görevlerinizi öncelik sırasına göre sıralayın. Rahatlama teknikleri öğrenin. Uykunuzu yeterince alın.
Hepsinden önemlisi pozitif olun. Şimdiden edindiğiniz iyi alışkanlıklar şeker hastalığıyla birlikte hareketli ve sağlıklı bir hayatın tadını çıkarmanıza yardımcı olacaktır.
Alternatif tedavi
Yapılan bazı araştırmalar çok sayıda maddenin insülin duyarlılığını geliştirdiğini, bazıları da kan şekeri kontrolü ya da A1C seviyesinin düşürülmesinde bunların herhangi bir faydasının olmadığını gösterir. Birbiriyle çelişen bu bulgular nedeniyle hiçbir alternatif tedavi yöntemi şeker hastalığını iyileştirme amacıyla tavsiye edilmez. Kan şekerini kontrol etmeye yardım ettiği gözlemlenen maddelerden bazıları şunlardır:
- Alfa-lipoik asit
- Kafein
- Tarçın
- Krom
- Keten tohumu
- Ginseng
- Glukomanan
- Siyam baklası zamkı
- Magnezyum
Alternatif tıptan yararlanmaya karar verirseniz doktorunuzun yazdığı ilaçları almayı kesmeyin ve o an takip ettiğiniz tedavi ile ters bir etki yaratmayacaklarından emin olmak için doktorunuzla bu alternatif tıp yöntemlerinin faydalarını tartışın.
Bunlara ek olarak, şeker hastalığını sonlandıracak hiçbir alternatif ya da geleneksel tedavi yöntemi yoktur. Bu nedenle, hekim aksini belirtmedikçe insülin tedavisi gören şeker hastalarının insülini bırakmamaları çok önemlidir.
Hastalıkla yaşamak ve destek
Her gün şeker hastalığı ile uğraşmak zor ve sinir bozucu olabilir. Bazen, her şeyi doğru yapmış olsanız dahi kan şekeriniz yükselebilir. Ama şeker hastalığı yönetim planınızın dışına çıkmazsanız doktor ziyaretinizde A1C seviyenizle ilgili gülümseten sonuçlar alabilirsiniz.
İyi bir şeker hastalığı tedavisi, zaman gerektiren ve bazen bunaltıcı olduğundan birileriyle bunu konuşmayı bazı kişiler rahatlatıcı bulur. Doktorunuz sizinle konuşacak bir akıl sağlığı uzmanı önerebilir veya siz bir destek grubunu deneyebilirsiniz. Yaşadığınız hayal kırıklıklarını ve başarıları sizi anlayan birileriyle paylaşmak oldukça yararlı olabilir. Başkalarından şeker hastalığı tedavisiyle ilgili pek çok yararlı tavsiye edinebilirsiniz. Doktorunuzdan bir destek grubu önerisi alabilir ya da kendiniz Diyabet Vakfını arayarak bilgi edinebilirsiniz.
Önleme
Önlem
1. tip şeker hastalığı önlenemez. Aöa prediyabet, 2. tip ve gebelik dönemi şeker hastalığı tedavisi için seçilmiş sağlıklı yaşam tarzı onları önleyebilir.
- Sağlıklı beslenin. Yağ ve kalori bakımından düşük yiyecekler tüketin. Meyve sebze ve tam tahıllı gıdalara yönelin. Sıkılmamak için çeşitliliğe önem verin.
- Daha fazla hareket edin. Hedefiniz günde 30 dakikalık çok ağır olmayan hareketler olsun. Hareketlenmek amacıyla tempolu yürüyüşlere çıkın. Bisiklet sürün. Yüzün. Tek seferlik uzun egzersizler zor geliyorsa bunları gün içine dağılmış kısa kısa parçalara bölün.
- Fazla kilolarınızdan kurtulun. Fazla kiloluysanız, ağırlığınızın yüzde 5’ini vermek, örneğin 90,7 kilo civarıysanız 4,5 kilo kaybetmek bile şeker hastalığı riskini azaltabilir. Kilonuzu sağlıklı bir değerde tutmak için beslenme ve hareket değişikliklerinin sürekli olmasına özen gösterin. Kilo vermenin daha sağlıklı bir kalbe sahip olmak, daha enerjik olmak ve gelişmiş özgüven gibi faydalarını kendinize hatırlatarak kendinizi isteklendirin.
Bazen ilaç almak da seçeneklerden biridir. Ağızdan alınan, örneğin metformin içeren ilaçlar 2. tip şeker hastalığı riskini azaltabilir. Yine de sağlıklı yaşam tercihleri önemini korur.
Uzm. Dr. Günnur ÖNARSLAN
Hocam Merhabalar; Sol elimin baş parmağında çok aşırı olmasa bile derimin içinde bir kaşıntı var. Gece yatmama ya da günlük hayatıma engel olmuyor anc... devamı
Vardiyalı Çalışma, Kalp Krizi Riskini Artırıyor
Her 10 Saniyede 1 Kişi Diyabete Yakalanıyor
Light Gıdaların Üretiminde Nelere Dikkat Edilir?
Et Beni Şeker Hastalığının Habercisi
Pirinç Pilavının Fazlası Zarar