Nedir

Nedir?

Biriktirme hastalığı, diğer isimleriyle patolojik biriktirme veya dispozofobi, eşyaların değersiz, tehlikeli veya sağlıksız olmalarına rağmen atılmaması, aşırı derecede biriktirilmesidir. Biriktirme hastalığı hareket kabiliyetini etkiler ve yemek pişirme, temizlik, hijyen, sağlık ve uyku gibi temel etkinlikleri engeller.

Biriktirme hastalığının tek başına bir hastalık veya obsesif kompülsif bozukluk (OKB) gibi başka bir durumun belirtisi olup olmadığı net değildir.

Özellikler

Özellikleri

Kabul gören teşhis ölçütlerinde (güncel Teşhis ve İstatistik El Kitabı gibi) henüz net bir tanım yokken, aşağıdaki tanımlayıcı özellikler sunulmuştur:

  • Gereksiz veya sınırlı değeri olduğu görülen çok sayıda eşyanın biriktirilmesi ve atılamaması.
  • Boş olan yerlerin, bu boşlukların tasarlandığı etkinliklerin gerçekleştirilmesini engelleyecek şekilde özellikle ayarlanmış olması.
  • Biriktirmenin neden olduğu bariz bir sıkıntı ve hareket etmede güçlük.
  • Ödünç alınan eşyaların geri verilmesinde isteksizlik veya yetersizlik; sınırlar bulanıklaştıkça tahrik edici açgözlülük bazen hırsızlığa veya kleptomaniye yol açabilir.

En kötü durumundaki biriktirme hastalığı yangınlara, hijyenik olmayan koşullara (fare ve hamamböceği istilası gibi), istiflerin üzerinde sendelemeden kaynaklanan yaralanmalara, diğer sağlık ve güvenlik tehlikelerine neden olabilir.

Biriktiren kişi, biriktirdiği eşyaların çok değerli olduğuna inanabilir, biriktirdiği maddelerin kullanışsız olduğunu bilebilir veya diğerleri için çok önemsiz olan eşyalara karşı kişisel bir değer besleyebilir. Birinci türden bir istifçi, bir takı setinin çelik veya plastikten yapılmış olduğunu ambalajı açıkça ortaya koysa da, bunun gümüş veya sedeften yapılmış olduğunu iddia edebilir.

İkinci türden bir istifçi buzdolabında son kullanma tarihinin üstünden aylar geçmiş olan yiyecekleri saklayabilir; fakat bazı durumlarda yakınlarının, kullanılmayan yiyecekleri atmaları konusundaki girişimlerine hararetle direnebilir. Bazı durumlarda istifçi, buzdolabını temizleme gerekliliğini fark edebilir ama bunu yapmak (bir bakıma) boşuna yapılan bir iş olacağından ve diğer yaşam alanlarında da aynı işlemin yapılmasını gerektirdiğinden vazgeçer.

Tedavi

Tedavi

Uzun süreli tedavinin etkililiğini tespit eden pozitron yayıcı tomografiyi (PET) kullanan beyin görüntüleme çalışmaları, OKB olan biriktirme hastalarında görülen beyne ait glikoz metabolizması yapılarının biriktirme hastalığı olmayan OKB hastalarından farklı olduğu gösterilmiştir.

Bu yapılardaki en önemli fark, beynin odaklanmadan, dikkat etmeden ve karar vermeden sorumlu bir kısmı olan dorsal anterior singulat korteksin azalan etkinliği olmuştur. Bir çalışma, beynin ön loplarına verilen zararın zayıf muhakemeye ve duygusal bozukluklara neden olabileceğini, beynin sağ orta alın korteksinin zarar görmesininse biriktirme hastalığına neden olabileceğini göstermiştir.

Obsesif kompülsif bozukluklar çeşitli antidepresanlarla tedavi edilir: Trisiklik antidepresan ailesinden klomipramin ve SSRI ailelerinden paroksetin, fluoksetin, fluvoksamin, sertralin ve sitalopram.

Mevcut ilaç terapisiyle OKB belirtileri kontrol altına alınabilir; fakat tedavi edilemez. Bu bileşenlerin çoğu (FDA indikasyonu olan paroksetin de dahil) OKB biriktirmeyle bağlantılı olarak başarıyla test edilmiştir.

Biriktirme hastalığının tedavisi için ilacın bu kullanımına ilişkin 2006 yılında bir çalışma yapılmıştır. Biriktirme hastalığı aynı zamanda hastalarının duygularıyla ve davranışlarıyla başa çıkmalarını sağlayan psikoterapiyle de tedavi edilebilir. Kirlenme korkuları, kontrol etme ve hastalıklı/saplantılı düşünme gibi çoğu OKB belirtisi “Maruziyet Cevap İlişkisi” (ERP) ile etkili şekilde tedavi edilir. ERP iki kısımdan oluşur: Davranış Terapisi (DT) ve Bilişsel Davranışçı Tedavi (CBT).

Uzm. Dr. Gökçe KÜÇÜKYAZICI

Merhaba, 2008 doğmlu oğlum yaz okuluna başlaıktan sonra davranşlarında değişmler başladı. - okula gitmek istememek -anlamsız ağlamalar -kullanılma... devamı