Hamilelikte Sık Ultrasona Girmeyi Gerektiren Durumlar Nelerdir?
Eğer anne adayları riskli bir hamilelik süreci yaşamıyorlarsa, her kontrolde ultrasona girmelerine gerek yoktur.
Eğer anne adayları riskli bir hamilelik süreci yaşamıyorlarsa, her kontrolde ultrasona girmelerine gerek yoktur.
Gebelik takibi yaptıran anne adayları, özellikle üniversite ya da devlet hastanelerine gidiyorlarsa, özel hastane ve doktora gidenlere göre daha az ultrasona girmektedirler.
Hamilelikte yapılan çeşitli ultrasonografi türleri vardır. Bunlardan ilki, normal olarak her gebe kadının girdiği ultrasonografidir.
Renkli doppler uygulamasında, aynı ultrasonografi cihazına eklenmiş olan doppler sistemiyle bebeğe giden kan akımları ölçülür.
Gelişmiş ülkelerde, hamilelik sürecinde genel olarak üç kere ultrason yapılmaktadır. Bizim ülkemizde de genel uygulama böyledir. Ancak özel hekimler tarafından ya da bazı hastanelerde her seferinde ultrason uygulanıyor olabilir.
Dört boyutlu ultasonografi, son yıllarda geliştirilmiş bir teknolojidir. Siyah-beyaz ultrasonografiden alınan kesitlerin, bilgisayar tarafından eşzamanlı olarak birleştirilmesinin sonucunda elde edilen dört boyutlu görüntüdür.
Ayrıntılı ultrason ile, hepsi ekarte edilemese bile, bebekteki birçok anomaliyi görmek mümkündür. Öncelikle kafa içi yapılara iyi bakılmalıdır.
Doppler ultrason, geçen kan akımının ölçerek yapılan bir ultrason türüdür.
Ultrason, uzun yıllardan beri kullanılmakta olan bir yöntemdir. 25-30 yıl önce kullanılmaya başlayan ultrasonun o günkü haliyle, bugün geldiği düzey arasında çok büyük farklar vardır.
Üç boyutlu ultrason, son dönemde çok tutulan bir uygulamadır. Hamileliğin sonlarına doğru yani 6 aydan sonra artık bebeğin şekillenmiş hali, yüzünün neye benzediği görülebilmektedir.