Evlilikte cinsel ilişki sıklığı, koşullara göre değişebilir. Örneğin stres ve sıkıntı ya da ciddi hastalık sorunları cinsel ilişki sıklığını azaltabilir. Taşınma gibi evde yaşanabilecek kimi değişiklikler azaltabilir. Evlilikler sarsıntı yaşadığı zaman, cinsel ilişkiler de değişebilir. Örneğin bazı çiftler evliliği tehdit eden bir şey söz konusu olduğunda cinselliği daha sık yaşamaya başlarlar. Doyurucu olup olmadığı tartışılabilir olmakla birlikte, ilişki sıklaşabilmektedir. Bazı çiftler ise, kimi durumlarda ilişkiden uzaklaşabilmektedirler. Örneğin eve ebeveynlerden biri geldiği zaman farklı hislere kapılıp cinsellikten soğuyabilmektedirler. Ya da yeni bir bebek gelmesi halinde cinsel iştahta değişiklikler olabilmektedir. Cinsel işlev bozuklukları ekollerinden birine göre aldatma, ilişkideki güven duygusunu sarstığı için, cinselliği bozmaktadır. Yani cinselliğin sıklığı artsa bile kalitesi düşecektir. Güvenin olmadığı bir yerde karşılıklı gerçek bir paylaşımdan söz etmek mümkün olmadığı için, aldatmanın cinselliği bozacağı fikri öne sürülür. Ancak yeni bir ekole göre de, bazen cinselliği hareketlendirmek için bir üçüncü ayak gerekmektedir. Buna göre aldatma ya da buna yönelik fanteziler cinselliği kışkırtabilir, ateşleyebilir. Bu tezlerden birini doğrulamak mümkün olmasa da, bazı evliliklerde bir üçüncü şahsın varlığı, çiftleri daha fazla heyecanlandırabilmektedir. Üçüncü bir şahsı bir heyecan aracı olarak kullanmanın güvenli bir yolu olabilir. Çünkü dışarıdan biriyle ilişkiyi hayal etmek, bunun fantezisini kurmak mutlaka harekete geçmeyi gerektirmez. Bir birey, bunu düşleyebilir, hayalini kurabilir, karşı cinsten biriyle anlık bir cinsel çekim hissedebilir. Bunu mutlaka bir ilişkiye dökmesi gerekmez. Bu tip duygular ilişkilerde bazen sorun olsa da, bazen de cinselliği oldukça ateşleyebilmektedir.