En sık görülen ama daha selim seyreden gebelik zehirlenmesi, gebeliğin sonlarına doğru ortaya çıkandır. Anne adaylarının yüzde 6’sında ortaya çıkan bu gebelik zehirlenmesini önlemek pek mümkün değildir. Ancak preeklampsi önleme stratejilerinde de geçerli olduğu üzere, her anne adayı tuz alımını bütün hamilelik boyunca kısıtlamalıdır. Yani normal tuz alımının yüzde 50 altına indirmek bile gerekebilmektedir. İkincisi, aşırı kilo alımının engellenmesidir. Aşırı kilo alımı denilen şey, bütün hamilelik boyunca 14-15 kilodan fazla alınmasıdır ve bu durum preeklampsi ve aynı zamanda bunun ağır seyretme olasılığını arttırmaktadır. Hamileliğin erken dönemlerinde yüksek doz kalsiyum tedavisinin başlatılması ve sürdürülmesi gerekmektedir. Yani normalde alınan kalsiyum, hamilelikte 3-4 kat arttırılmalıdır. Bunun, deneysel olarak gebelik zehirlenmesi olasılığını azalttığı gösterilmiştir. Ancak bunu herkesin uygulaması gerekmez. Bunu bir, ileri yaşta olanlar (37-38 yaş üzeri), ikincisi, daha önce gebelik zehirlenmesi geçirip buna bağlı bir bebek kaybı yaşamış olanlar uygulamalıdırlar. Diğer anne adaylarına rutin olarak böyle bir şey önerilmez. Doğuma yakın görülen preeklampside, eğer anne adaylarının doktorları önermiyorlarsa, önleme stratejileri önerilmemektedir. Ancak anne adayları her türlü belirtiyi doktorlarına iletmelidirler. Tıbbi açıdan çok önemli ve son derece basit olan bir başka şey ise tansiyon ölçümüdür. Bu ultrasondan daha önemlidir ama çoğu zaman ihmal edilmektedir. Tansiyonun ölçülmemesi ve kontrol altında tutulmaması, preeklampsinin tanınmamasına yol açabilmektedir. Bu da ilerleyen aşamalarda daha ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.