Gebelik süreci, kadınların yaşadığı çok özel bir süreçtir. Bebeğin anne vücudu tarafından reddedilmesini önlemek için, hücresel immünite denilen immünite bir miktar süprese olur. Yani vücudun virüslere, bakterilere, mantarlara karşı olan tam bağışıklığı, gebelik sürecinde biraz kırılmaktadır. Bu kırılma, bebeğin reddedilmesini önlemek amacıyla gerçekleşir. Hümoral immünite denilen kana bağlı immünite, yani vücut direnci ise olduğu gibi devam eder. Dolayısıyla bebeği korumak için gebelikte hücresel direncin bir miktar ortadan kalkması, gebelerde enfeksiyona, özellikle virüs, mantar ve bakteri enfeksiyonuna eğilim artmaktadır. Bunların yanı sıra, gebelerde anatomik değişiklikler oluşur. Bu değişikliklerin yarattığı enfeksiyon riski ise, gebelerdeki enfeksiyonları arttırır. Örneğin, gebelerde çok fazla üriner enfeksiyon görülmektedir. Çünkü büyüyen rahim, böbrekten idrar torbasına giden idrar kanallarına bası yaparak, bunlarda durağanlık meydana getirir.

VİDEO: HAMİLELİKTE ULTRASON TARAMALARI

Aynı zamanda gebeliğin hormonları da, idrar yollarında genel anlamda bir durağanlık yaratarak, idrar yolu enfeksiyonunu artırır. Beta hemolitik streptokoklar denilen streptokoklar normalde kadınlarda saprofitik olarak rektumda, vajinada ve rahimde bulunur. Ama vajende özellikle pH’nin değişmesiyle bunların koloni halinde olması, annenin sağlığını çok fazla tehdit etmese bile, vajinal doğum yapan annelerde bebeğin sağlığını erken ya da geç dönemde ciddi oranda etkileyebilir. Bir başka örnek, kandida denilen vajinal enfeksiyonlar normalde kadınlarda çok sık görünmezler. İmmün direnç düştüğünde, özellikle adet öncesinde veya gebelik döneminde vajen pH’si değiştiği için bunlar da çok çabuk kolonize olabilirler. Bir takım enfeksiyonlar daha sık görülmemekle birlikte, sitomegalo virüsü ve toksoplazmada olduğu gibi, görüldükleri zaman bebeği etkilemeleri açısından son derece önem arzederler.