Hamilelik sadece vücudunuzu değil, yürüyüşünüzü de değiştirir. Ağırlık merkezinizin yeri değişir ve bu da dengede kalmayı zorlaştırabilir. Hamile kadınların %27’sinin gebeliğin bir evresinde düşmeleri tesadüf değildir. Neyse ki vücudumuz bebeği darbeleri karşı koruyacak belirli unsurlara sahiptir. Bunların arasında bebeği çevreleyen amniyotik sıvı ve rahmin güçlü kasları bulunur. Yine de hamilelik sırasında düşersem ne yapmalıyım diye soruyor olabilirsiniz.

Düşmeler herkesin başına gelebilir. Eğer iki can taşırken böyle bir şey yaşarsanız olası komplikasyonları bilmelisiniz. Rahminiz muhtemelen hafif bir düşmeden kalıcı bir travma ya da zarar verici bir darbe almaz. Özellikle de hamileliğin ilk ve ikinci üç aylık evrelerinde ciddi bir travma yaşanma ihtimali daha düşüktür. Ancak çok sert düşerseniz ya da belirli bir açıda düşerseniz bazı komplikasyonlar yaşayabilirsiniz. Plasentanın rahimden ayrılması, annenin kemiklerinin kırılması, bebeğin kafatasının zarar alması bu olası şikayetler arasındadır. Hamileyken düşen kadınların %10’u tıbbi yardıma ihtiyaç duyar.

Hamilelik sırasında düşersem ne yapmalıyım dediğinizde bazı işaretler tıbbi yardıma ihtiyacınız olduğunu gösterebilir. Eğer düşüş doğrudan karnınıza darbe yaptıysa, amniyotik sıvı sızıntısı ve/veya vajinal kanama görüyorsanız, leğen kemiği, karın ve rahim bölgeleri başta olmak üzere şiddetli ağrı yaşıyorsanız, kasılma yaşamaya başlarsanız veya kasılmalarınız hızlanırsa, bebeğinizin önceki kadar hareket etmediğini hissediyorsanız hemen doktorunuza başvurabilirsiniz. Bir anne olarak bebeğinizin ve kendinizin sağlık durumunu en iyi siz hissederseniz. Bu belirtilerin dışında size endişe veren herhangi bir işaret varsa doktorunuzla görüşmekten çekinmeyin.

Hamilelik sırasında düşersem ne yapmalıyım diye sorulduğunda doktorunuzun kontrol edeceği ilk şey tedavi gerektirecek bir hasar olup olmadığıdır. Kemik kırılması, burkulmalar, göğüste nefes almayı engelleyen herhangi bir darbe doktorunuz tarafından muayene edilir. Ardından doktorunuz bebeğinizi muayene edecektir. Ultrasonla bebeğin kalp atışları kontrol edilebilir. Doktorunuz ayrıca kasılma, dölyatağında kanama ya da hassasiyet gibi belirtiler yaşayıp yaşamadığınızı sorar. Elektronik monitörlerle bebeğin kalp atışlarını kontrol edebilir. Plasentanın ayrılması ya da kalp atışlarının yavaşlaması gibi durumlar bu sayede teşhis edilebilir. Kan testi de bazı durumlarda tercih edilebilmektedir. Özellikle kan sayımı ve kan grubu kontrolü yapılabilir. Çünkü Rh- kan grubuna sahip annelerde iç kanama olması bebeği riske sokabilmektedir.