Hassas bağırsak sendromu ile kaygı ve stresin nasıl bir ilişki içinde olduğu tam olarak bilinmiyor -ya da hangisinin önce başladığı- ancak bilimsel çalışmalar ikisinin de birlikte var olma eğilimini ortaya koyuyor. 

Eğer teşhis amaçlı bir anket yaparsanız, IBS hastalarının %60’ının psikiyatrik bozukluk ölçütlerinden bir ya da birden fazlasına sahip olduğunu görürsünüz. 

Bazı uzmanlar, hassas bağırsak sendromu olan hastalarının yaşadığı en yaygın ruhsal şikayetin genel kaygı bozukluğu olduğunu belirtmekte, hastaların %60’dan fazlasının psikiyatrik bir hastalık olan kaygı bozukluğu yaşadığını tahmin etmektedir. Diğer %20’lik bölüm depresyon, kalanlar da başka bozukluklar yaşamaktadır.

Kaygı ve Hassas Bağırsak Sendromu

Amerikan Kaygı Bozukluğu Derneği’ne göre, hassas bağırsak sendromu olup olmamasından bağımsız olarak kaygı bozukluğu olan insanlar; sağlık, para ya da kariyer gibi hayatlarındaki olgular konusunda kaygı duyma eğilimindedirler. Diğer belirtiler de mide bulantısı, titreme, kas ağrıları, uykusuzluk, yorgunluk ve huzursuzluk gibi şikayetlerdir. 

Stres ve kaygı ile hassas bağırsak hastalığı arasındaki bağlantı hakkında bir çok teori vardır:

  • Kaygı gibi psikolojik sorunlar IBS’ye neden olmaz, ancak bu kişiler duygusal sıkıntılara karşı daha duyarlı olabilir.
  • Stres ve kaygı, kişinin zihninin kalın bağırsaktaki spazmın daha çok farkında olmasına sebep olabilir. 
  • Stresten etkilenen bağışıklık sistemi, hassas bağırsak hastalığını tetikleyebilir,

Stres ve Kaygı ile Baş Etmek

Stres yönetiminin, hassas bağırsak sendromu göstergelerini önlemeye ya da azaltmaya yardımcı olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Bazı kişiler, derin nefes almak ya da huzurlu bir ortamda olduğunu hayal etmek gibi rahatlama tekniklerini kullanırlar. Diğer bir kısmı ise hoşlarına giden bir şeyler yaparak; örneğin bir arkadaşıyla konuşarak, okuyarak, müzik dinleyerek ya da alış veriş yaparak streslerini azaltırlar.  Düzenli egzersiz, yeterli uyku ile hassas bağırsak sendromuna iyi gelecek bir beslenme uygulamak gerginliğin azalmasına yardım eder.

Değişik stres yönetimi teknikleri kullanarak, hangi tekniğin sizin hastalık göstergelerinize iyi geldiğini görmeye çalışın. Eğer kendinizi hala stresli ve kaygılı hissediyorsanız doktorunuzla konuşun. Hastalığınızdan kaynaklı kabızlık ve ishal sorunlarınızın tedavisi için doğru ilaçlar kullandığınızdan emin olun. Ruh sağlığı uzmanlarının faydalı olup olmayacağını daha sonra konuşun.

Uzmanlar, hassas bağırsak sendromu olanlar çözüm arayışına “kendi asıl doktorlarından başlamalı ve o kişiyle çalışmalıdır” demektedirler. Uzmanlar, “Eğer kendi doktorları ile yaptıkları fayda etmiyorsa, ancak o zaman bir sonraki adım olarak psikolojik yardım almalıdırlar” önerisinde bulunmaktadırlar.

Hassas Bağırsak Sendromu İçin Terapi ve Desteğin Devreye Girmesi

IBS hastalarının üçte ikisi, ilaçlarında ve yeme alışkanlıklarında değişiklik yapılmasıyla iyileşme eğilimi gösterirler. Geri kalan diğer üçüncü dilimde yer alan ve belirtilerin şiddetli görüldüğü hastalar ise, psikolojik yardım için iyi adaylardır.  Bunlar, yardım olmaksızın içinde oldukları problemli durumdan kurtulacakmış gibi görünmezler.

Davranış terapisinin, deneyen birçok kişide IBS semptomlarını ortadan kaldırdığı görülmüştür. Bu kapsamlı kavram;  rahatlama teknikleri, biyolojik geri bildirim (vücudun tepkilerinin gözetilmesi), hipnoz, kavramsal davranış terapisi ve geleneksel psikoloji gibi çeşitli terapi türlerini içine alır. Bununla birlikte terapinin fayda sınırları vardır. Bazı bilimsel çalışmalar da, terapilerin IBS kaynaklı kabızlık ve sürekli mide ağrılarına yardım etmediğini göstermiştir.  

Diğer bir alternatif, hassas bağırsak hastalığı ya da başka sindirim bozukluğu olan kişiler için yapılan ‘kendine yardım et’ gruplarına katılmaktır. Bu grubun katılımcıları, IBS ile yaşamanın neye benzediğini bilirler. Bazen bu kişiler, en yakın arkadaşlarınızdan bile görmediğiniz desteği size verirler.

Hassas bağırsak hastalığının üstesinden gelme çabanızda hiç yalnız değilsiniz.  

Prof. Dr. Neşet Nuri GÖNÜLLÜ

Hocam,bağırsak sarkması ameliyatı geciktirilebilir mı?... devamı