Yaşlılık, hayatın ilerleyen aşamalarındaki bir parçasıdır. Doğal olarak bu aşamadan sonra bir erkeği gençlik yıllarındaki fiziksel, ruhsal ve cinsel durumuna döndürmek mümkün değildir.
Andropoz, yani yaşlanan erkeklik dönemi, bir erkeğin cinsel hayatını gerçekten ciddi oranda etkileyebilir.
Andropoza giren erkeklerin eşlerinin en fazla kaygı duydukları ve uzmanlara sordukları soru, eşlerinin andropoz dönemini atlatmasına nasıl yardımcı olabilecekleri ve yanı sıra cinsel ilişkilerini eski haline nasıl getirebilecekleridir.
Andropoza, diğer bir deyişle yaşlanan erkeklik dönemine giren kişilerde, kuşkusuz gençlik yıllarında ya da orta yaş döneminde olduğu kadar güçlü, uzun ve etkili bir penis sertleşmesi yaşanmayacaktır.
Andropoz döneminde erkeklerde, kadınlarda olduğu kadar belirgin bir isteksizlikle karşılaşmak çok ender rastlanan bir durumdur.
Kişinin andropoz olarak bilinen yaşlanan erkeklik dönemine girip girmediğini anlamanın en etkin yolu, kendisiyle konuşmaktır.
Andropozu tedavi gerektiren bir hastalık olarak görmek yanlıştır. Ancak andropozun yani yaşlanan erkeklik döneminin, erkeklerde yaşam kalitesini düşüren, sosyal, psikolojik, aile içi ilişkileri olumsuz şekilde etkileyen bulgular ortaya çıktığı takdir
Kişinin andropoza, yani yaşlanan erkeklik dönemine girip girmediğini anlayabilmesi için belirti ve bulgulara bakması gerekir. Bu belirtiler kabaca üç grupta toplanabilir.
Andropoz veya yaşlanan erkeklik dönemi, erkeklerin yaşamının ayrılmaz bir parçası ve kaçınılmaz bir dönemidir. Her erkek andropoza girecektir.
Son yıllarda halk arasında da hızla bilinir hale gelen andropoz kavramı, aslında tıpta pek de kabul görmeyen bir kavramdır.