Nedir

Akatizi sakin oturamama veya hareketsiz kalamama ile kendisini gösteren, nahoş ‘içsel’ huzursuzluk duyumsamaları ile karakterize olan bir sendromdur (dolayısıyla sözcüğün kökeni Eski Yunanca’dan: eksiklik veya yokluğu ifade eden olumsuz a öneki ile kathizein yani ‘oturmak’, kelimesi kelimesine oturmaktan aciz olmak anlamına gelmektedir.) Başta özellikle fenotiazinler (perfenazin ve klorpromazin), tiyoksantenler (flupentiksol ve zuklopentiksol) ve butirofenonlar (haloperidol (Haldol)), piperazinler (ziprasidon), antiemitikler (metoklopramid ve prometazin) ve uyarıcılar (antidepresanlar ve amfetaminler) gibi nöreoleptik antipsikotiler gibi ilaçların bir yan etkisi olabilir.

Akatizi ayrıca daha az derecede Parkinson hastalığıyla ilgili sendromlar ve muhtemelen diğer nörolojik hastalıklar sebebiyle de olabilir. Ama bu daha çok tedavide kullanılan sinement (l-dopa) gibi ilaçlara bağlı ve daha az Parkinson hastalığının kendisinden olabilir. Bir başka önemli sebep herhangi bir fiziksel bağımlılıktan çekilmedir, örneğin benzodiyazepin yoksunluk sendromunda. Akatizinin agresyon, uyanıklık ve uyarılmayı düzenleyen mekanizmalarla ilişkili nörotransmitter norepinefrin seviyelerinde artışı içerdiği keşfedilmiştir. Her ne kadar henüz daha fazla araştırma yapılmamışsa da norepinefrin üzerinde hem sinerjik hem düzenleyici etkileri olan beyindeki bozulmuş NMDA kanalları ile de ilgili olabilir. Akatizi bir endişe veya anksiyete hissinden özellikle dizlerde şiddetli rahatsızlığa kadar çeşitli yoğunluklarda olabilir. Hastalar tipik olarak saatlerce gezinirler çünkü dizler üzerindeki basınç rahatsızlığı biraz olsun azaltır; dizleri yorulduğunda hastalar oturur veya uzanırlar. Yüksek dozlarda veya haloperidol (Haldol) veya klorpromazin (Thorazine/Largactil) gibi potent ilaçlarla his uyanmadan yatana kadar tüm gün sürer. Antikolinerjik prosiklidin nöroleptik kaynaklı akatiziyi belirli bir dereceye kadat azaltır. Verilen nöroleptiğin dozajıyla orantılı olarak değişen kas sertliğini önler. Antipsikotik nöroleptik kaynaklı akatizide yanlış teşhis halinde daha fazla antipsikotik ilaç reçetelenebilir. Bu durum semptomları potansiyel olarak kötüleştirebilir. Yüksek işlevli hastalar, hissi iç gerilim ve azap veya kimyasal işkence olarak tarif etmişlerdir. Birçok hasta nöropatik ağrının semptomlarını fibromiyaljiye ve huzursuz bacak sendromuna benzer bir şekilde tarif ederler. Tardif ya da yavaş gelişen akatizi suçlu ilaç bırakıldıktan çok sonra geçebilir, bazen yıllarca sonra- kalıcı olabilen alakalı tardif diskinezinin tersine. Akatizinin varlığı ve şiddeti Barnes Akatizi Ölçeği kullanılarak ölçülebilir.

Terim, fenomeni 1901’de tarif eden Çek nöropsikiyatrist Ladislav Haskovec (1866-1944) tarafından antipsikotiklerin çıkmasından önce türetilmiştir.

Açıklama

Akatizik durumlara dair bildirimler nöroleptiklerin gelişinden önce tıp literatüründe bulunabilir. Healy ve arkadaşları (2006) akatiziye dair şunları açıklamışlardır: Gerilim, uykusuzluk, bir rahatsızlık hissi, motor huzursuzluk ve bariz anksiyete ve panik. Artmış karasız etki meydana çıkabilir, örneğin ağlamaklılık. Bazı insanlarda duygusal körleşme şeklinde SSGI’lerine ters yanıt gerçekleşebilmesi ilginçtir ama bu alanda yeterli klinik araştırma yapılmamıştır. 

Cinayet mahkumu ve yazar Jack Henry Abbot hapishanede ve hatta bazen hastanelerde gerçekleşebildiği gibi yan etkiler için gerekli ilaç (yani prosiklidin) olmadan verildiğinde antipsikotik ilaçların yarattığı akatizi etkilerini şöyle tarif etmektedir (1981): 

Bu ailedeki bu ilaçlar sinirleri sakinleştirmez veya yatıştırmaz. Saldırırlar. İçinizde öyle derinlerden saldırırlar ki ağrının kaynağını belirleyemezsiniz. Çenenizdeki kaslar deliye döner, öyle ki ağzınızın içini ısırırsınız, çeneniz kilitlenir ve ağrı zonklar. Her gün saatlerce bu olur. Omurganız sertleşir, başınızı veya boynunuzu zor hareket ettirirsiniz ve bazen sırtınız bir yay gibi bükülür, ayağa kalkamazsınız. Ağrı lifleriniz biler... Huzursuzluk içinde acı çekersiniz, yürümeniz, volta atmanız gerektiğini hissedersiniz. Ve adım atmaya başlar başlamaz tersi olur; oturmalı ve dinlenmelisinizdir. İleri geri, yukarı aşağı yerini bilemediğiniz ağrı ile gidersiniz, böylesi berbat anksiyete içine gark olursunuz, çünkü nefes alıp vermek bile sizi rahatlatmaz. 

Nöroleptiklere bağlı akatiziden mustarip hastalar sık sık tedaviyi reddederek tepki verirler. Aşırı uçta psikotik epizodlar için nöroleptik antipsikotiklerle veya bulantı için proklorperazinle tedavi edilen hastalar nadiren bu kaygı verici his nedeniyle hastanelerden veya acil servislerden kaçarlar.

Sebepler

Akatizi en sık olarak antipsikotik ilaçların bir yan etkisi olarak görülür ama başka sebepleri de vardır: 

  • Antipsikotikler, örneğin haloperidol (Haldol), droperidol, pimozid, trifluoperazin, amüsilprid, risperidon, aripiperazol (Abilify) ve asenapin (Saphris). Zuklopentiksol (Cisordinol) veya klorpromazin gibi antikolinerjik ve antihistaminerjik etkilerin bir dereceye kadar akatiziye karşı hareket ettiği yatıştırıcı antipsikotiklerde daha az sıklıkta görülür.
  • Fluoksetin (Prozac) gibi SSGİ’leri. Paroksetin (Paxil) kullanımda da belgelenmiştir. Akatizi SSGİ’ne bağlı intihar eğiliminin gerçekleştiği mekanizma olarak araştırılmıştır.
  • Venlafaksin (Efexor), trisiklikler ve trazodon (Desyrel) gibi diğer antidepresanlar.
  • Belirli antiemitik ilaçlar, özellikle dopamin blokerler, örneğin metoklopramid (Reglan), proklorperazin (Compazine) ve prometazin.
  • Antihistaminler, örneğin siproheptadin veya diphenhidramin.
  • Opioid yoksunluğu.
  • Barbitürat yoksunluğu.
  • Kokain yoksunluğu (çoğunlukla ağır ve uzun süreli kullanıcılarda).
  • Amfetaminler ve herhangi bir uyarıcı (hatta kahve ve tütün).
  • Benzodiazepin ve Alkol.
  • Kondromalazi patella, dizler büküldüğünde rahatsızlık doğurur.
  • Serotonin Sendromu 

Healy, Herxheimer ve Menkes tarafından 2006’da İngiltere’de yapılan araştırmada akatizinin antidepresan klinik deneylerinde ‘ajitasyon, duygusal değişkenlik ve hiperkinez (aşırı aktivite)’ olarak yanlış kodlandığı gözlenmiştir. Çalışma ayrıca akatizinin basit motor huzursuzluk olarak yanlış teşhisinin de gerçekleştiğini ama bunun daha doğru bir şekilde diskinezi olarak sınıflandırıldığını belirtmektedir. Haely ve arkadaşları bundan başka antidepresana bağlı akatizi ve intihar dahil şiddet arasında bağı göstermektedir, çünkü akatizi ‘psikopatolojiyi kızıştırabilir.’ Çalışma akatiziyi SSGİ kullanımı ile ilişkilendiren kapsamlı klinik delil olduğunu belirterek devam eder, plasebo verilenlere göre SSGİ alan hastaların yaklaşık on kat daha fazla denemeyi bırakmalarına yetecek şiddette semptom gösterdikleri söylenmiştir (%0.5 ile karşılaştırıldığında %5.0).

Tedavi

Akatizi, sebep olan ajanın geri çekilmesi veya dozunun azaltılmasıyla veya başka ilaçların verilmesiyle azaltılabilir, ama bu sonucu durum ilaçları veren ve idare eden şahıs nörobiyoloji ve farmakokinetikler konusunda derin bilgiye sahip değilse çok daha fazla zarar verici olmaktadır. Akatizinin ilk tedavi seçeneği genellikle propranolol’dür. Klozasepam gibi benzodiazepinler de belirli bir dereceye kadar etkilidirler. Benzotropin ve triheksifenidil de kullanılabilir. 

Bir çalışma nöroleptiklere bağlı akatizinin tedavisinde B6 vitamininin etkili olduğunu göstermiştir. N-asetil sistein de bir randomize klinik denemede olumlu etki göstermiştir.