Eritrosit, kan içinde bulunan, kansızlık için gerekli olan bir hücredir. Bu yüzden yapılan işleme kan transfüzyonu değil, eritrosit transfüzyonu denir.
Bazen 4 haftada, bazen 3 haftada, bazen de 2 haftada bir olmak üzere bu transfüzyonlar devam edip gidecektir. Böylece hastanın kansızlığı düzeltilmiş ve hasta yaşıyor olacaktır.
Demir fazlası
Ancak burada çok önemli bir başka sorun ortaya çıkar. Verilen eritrosit denilen kan ürününün içinde 250 miligram kadar demir bulunur. Vücut bu fazla demiri dışarıya atacak herhangi bir sisteme sahip değildir. Bu yüzden, kişiye eritrosit verildikçe, yıllar içinde bu fazla demir değişik organlarda birikir ve bu organların çalışmasını bozar.Bu organların başında da kalp gelir. Eğer eritrosit kan verilmez hasta kendi haline bırakılırsa, 2 yaşlarında ağır kalp yetmezliği sonucu kaybedilir. Ama yıllarca eritrosit vererek yaşattıktan sonra, bu sefer de hasta 15-16 yaşlarında, yani ergenlik çağlarında yine kalp yetmezliğiyle, ancak bu kez kalpte demir toplanmasına, demir oturmasına bağlı kalp yetmezliğiyle mutlaka kaybedilir.
Demir fazlasının atılması
Bu durumda hastaya sadece eritrosit vermek yeterli olmaz. Demiri vücuttan uzaklaştıracak bir tedavinin yapılması da şarttır. 1970’li yılların başından beri uygulanan tedavi de budur. Bu tedavide hastaya bir taraftan kan takılırken, diğer taraftan bir pompa aracılığıyla vücuttan demiri atacak ilaç verilir.Ancak bu uygulama demiri atarak organların zarar görmesini önler fakat pompanın haftanın en az 5 günü ve 12 saat gibi bir süreyle uygulanması gerektiği için de son derece zahmetli bir işlemdir.
Bu nedenle son yıllarda bu pompanın yerini ağızdan alınan ilaçlar almıştır. Böylece hastalar çok daha rahat etmişlerdir.
Akdeniz Anemisinde Beslenme
Prof. Dr. Kaan AYDOS
hocam iyi akşamlar size bir sorum olcaktı.Hocam yaklaşık 1 sene önce gece yaklaşık 4 saat süren bi sertleşmeye kalkdım.çok sızlıyordu.önemsemedim ama ... devamı
Akdeniz Anemisinin Belirtileri
Akdeniz Anemisi Tedavisi
Akdeniz Anemisi Nedir?
Akdeniz Anemisi Genetiktir
Akdeniz Anemisi Tedavisinde Kök Hücre Nakli