Hıçkırık ne bir hastalıktır ne de bir hastalık bulgusudur. Bebeğin doğal bir refleksidir. Yani bebeğin fizyolojik hareketlerinden biriymiş gibi düşünülebilir. Eğer hıçkırık bebeğin beslenmesini, uyumasını, emmesini etkilemiyorsa, herhangi bir şey yapılmadan kendi kendine geçmesi beklenebilir. Ancak hıçkırık bebeği çok rahatsız ediyorsa, ilk olarak bebeği emzirdikten sonra yarım saat dik tutmak gerekir. Anne bebeği dik tutarken sırtını sıvazlamalı, hafif masaj yapmalıdır. Bu hıçkırığı azaltan bir önlemdir. Eğer bebek bir seferde çok fazla emiyor ve hava yutuyorsa, bebek daha sık aralıklarla ve daha kısa süreli emzirilebilir. Yani bebeği çok acıkmadan emzirmek, hıçkırığı azaltır. Emzirme sonrası hıçkırık görülüyorsa, bebeği dik tutmanın yanı sıra, ortamını değiştirmek de faydalı olur. Ortamdaki ani sıcaklık düşüşü de hıçkırığı arttıran bir faktör olduğu için, bebeği soğuk ortamda tutmamak da hıçkırığı azaltır. Hıçkırık bir hastalık olmadığı için, ilaç kullanılması da söz konusu değildir. Hıçkıran bebeğin annesi yeniden ve kısa süreli emzirdiğinde ya da sütünü çekip bir çay kaşığı kadar verdiği zaman genellikle hıçkırık geçer. Eğer bebeğin hıçkırığı bu basit önlemlerle geçmiyorsa, bir-iki çay kaşığı su vermek, iyi gelir. Bebeklerde hıçkırığı geçirmek için başvurulan kimi yanlış yöntemler vardır. Bunlardan biri de limon vermektir. Limon hıçkırığı geçirir, çünkü bebeğe limon verildiğinde bebek nefesini tutar, bu da diyaframdaki irritasyonu engeller. Böylece hıçkırık geçmiş olur. Ancak limonin PH’ı bebeğe uygun değildir. Bebekte pişiğe neden olur, midesini irrite ederek kusma eğilimini arttırır. Bu nedenle, hıçkıran bebeğe limonlu su verilmesi tavsiye edilmez.