Bunlar vücudun bir tarafını hareket ettirememe, yüzde çarpılma, konuşmanın etkilenmesi tarzında bulgular olabilir.
 
Eğer bu giderek ilerleyen ve beyin dokusunu sıkıştıran bir kanamaysa, o zaman kusmayla birlikte bilinç kaybı, komaya girme ya da felç gelişmesi gibi bulgular görülebilir.
 
Beyin kanaması sırasında ortaya çıkan hasarlar genellikle kalıcı olur. Çünkü o bölgedeki hücreler öldükleri için artık o işi yapamaz hale gelirler. Sinir dokusunun kendini yenileme şansı yoktur. Dolayısıyla kanama sırasında ölen hücreler geri getirilemez.

Video: Dr. Lütfü Koçyiğit "Kafa Travmaları"
 
Beyin hücrelerinin kurtarılması
 
Fakat kanama sırasında ölen bu hücrelerin etrafında bayılan bazı hücreler olabilir. Ya da o bölgede ödem geliştiği için, ödeme bağlı olarak fonksiyonunu iyi yapamayan hücrelerin ortaya çıkardığı bir takım kayıplar olabilir. Bu durumdaki hasta kontrol edilebilirse, ikinci ve üçüncü gruptaki bu hücreleri geriye taşıyabilmek yani eski sağlıklı hallerine kavuşturabilmek mümkün olabilir.
 
Dolayısıyla kayıplar biraz kanamanın olduğu noktada yitirilen hücrelere ve ikincil hasarların da geri dönüşümüne bağlıdır.
 
Beyin kanamalarında önemli bir nokta, kafatası kapalı bir kutu olduğu için, içerisinde gerçekleşen kanama belli bir hacmi aşarsa, beyin dokusunun sıkışarak yaşamla bağdaşmayacak noktalara gelebilmesinin mümkün olmasıdır.
 
Dolayısıyla beyin kanamalarında önemli olan, kanamanın noktasal harabiyetinden çok, beyin dokusu üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmaktır. Eğer bu yapılabilirse, hayatta kalan beyin hücrelerinin kendini toparlayabilmesi ya da yaşamına devam etmesi konusunda bazı şeyler yapmak mümkün olabilmektedir.