Amerikalılar; çocuklarının hayatlarındaki kötülükleri ve tehlikeleri tanımak ve ortaya çıkarmak için çaba göstererek büyük araştırmalar başlattılar.

Başlangıç olarak daha önce evlerde kullanılan ve kurşun içeren boyalar araştırıldı. Kurşun; kurumayı hızlandırıp dayanıklılığı artırdığı, renklerin canlı kalmasını sağladığı ve nemi engellediği için boya sanayinde kullanılır. Yapılan araştırmalar sonucunda çocukların gelişmesini engellediği tespit edilince ülke çapında bir mücadele başlatıldı.

Kurşun boya sanayinin dışında; çocukların odasındaki pijamalar, mobilyalar ve oyuncaklarda da bulunuyor. Boyalarla mücadele başlatacak kadar titiz davranan çoğu anne baba çocukların odasındaki en açık tehlikeyi gözden kaçırır: Televizyon!

New York Times, bir çocuğun odasında bulunan televizyonun sadece varlığıyla bile büyük bir tehdit içerdiğine dair çok önemli bir makale yayımladı. İşte makaleden bir alıntı:

Çocukların yatak odasındaki TV’nin, sınavlardaki başarıyı düşürdüğü ve uyku problemlerine neden olduğu çok açık ortadadır. Yatak odasındaki TV’ler aşırı kilo almaya ve sigara içmeye yol açıyor.

Yatak odasında TV’ye sahip olan çocukların sayısı şok edici rakamlara ulaşmış durumda… Bir araştırmaya göre, üçüncü sınıf öğrencilerinin yüzde 70’nin odasında televizyon var. Sekiz-dokuz yaşındaki çocuklardan bahsedildiğini tekrar hatırlatalım.

Muhabir Tara Parker-Pope, açıkça çocukların ve gençlerin daha çok televizyon izlemeye başlayacaklarına işaret ediyor. Ona göre:

Buffalo’da 80 çocuğun üzerinde yapılan bir araştırmada, yatak odalarında TV bulunan 4 ile 7 yaş arasındaki çocukların izleme oranları 21’den 30’a çıkarak haftada ortalama 9 saat artış gösterdi. Ailelerin, çocuklarının izleme oranlarını düşük göstermeleri ihtimalini de göz önüne almak gerekiyor.

Buffalo Devlet Üniversitesi, pediatri bölümü profesörü Leonard H. Epstein; “Eğer, TV yatak odasındaysa, aileler gerçekten çocukların neyi izlediğini bilmez,” dedi. “Çocuklarının yatak odalarında TV olan ailelerin, çoğunlukla kendi yatak odalarında da TV’leri var.”

Aileler, çocuklarının yatak odalarına özel bir TV koyarak mutlu aile tablosu yarattıklarını düşünüyorlar. Oysa bizim gerçekten ihtiyaç duyduğumuz bir şey değil. Aileler, kendi çocukları için kötü örnek olacak birçok programı izliyorlar. Üstelik yarayı daha da deşmek için çocuğunun odasına özel bir TV koyarak onun da izlemesini kolaylaştırıyor. Dahası:

Fakat 2002’de pediatriler, gazetelerde yatak odalarında TV bulunan okul öncesi çocukların aşırı kilo olma riskinden bahsettiler. Gazeteler, Ekim’de “obezite” riskinin erkek çocuklarında artacağını hatırlattılar. Fransa’da ergenlik çağındaki çocukların arasında yapılan bir araştırmada, yatak odasında TV bulunan erkeklerin, emsallerinden daha geniş bir bele ve daha yüksek oranda vücut yağına sahip oldukları belirlendi.

Fransızların araştırması, bunun dışında yatak odalarında TV bulunan çocukların okumaya diğerlerinden daha az zaman ayırdıklarını ortaya çıkardı.

Yatak odasındaki televizyon çocuğun okul ödevlerini de etkilediği de açıklandı. Peditari bölümünün 2005 yılında yaptığı bir araştırmada; araştırmacılar, Kuzey Kaliforniya’da 400 çocuğun televizyon ve bilgisayarda oynadıkları oyunları inceledi. Araştırmanın sonucunda yatak odaların TV olan yüzde 70 oranında çocuğun, matematik, edebiyat ve ana sanat derslerinin giderek düştüğü tespit edildi. Evlerinde bilgisayar olan öğrencilerin onlara göre daha yüksek nota sahipler.

Araştırmanın sonucunda, yatak odalarında TV bulunan çocukların sigara içmeye ortaokul çağında başladıklarını ortaya çıkardı. Hatta diğer bağımlılık yapan maddelere de bu dönemde başladığını ortaya çıkardı.

Tara Parker-Pope göre; “Aslında aileler çocuklarına televizyon izlemede sınır koyabilir, ne tür programları izleyebileceğini belirler, TV’nin kötü etkilerini azaltabilir. Çocuğun TV’yi nerede izlediği de çok önemlidir.”

Televizyon; medyanın diğer tüm ürünleri gibi, hem iyiyi hem de kötüyü içinde barındırır. Televizyonun, kötülük barındıran en etkili silah olduğu tartışılamaz bir gerçektir. Görüntülerin karşısında insanın gözleri ve kulakları aşırı uyarıldığı halde beyin yetersiz uyarılarak sersemler.

Aileler, çocukları için TV’nin daha genel etkilerine de bakmalıdır: Verilen mesaj ve ortam. Televizyon, bir ruh-kirleticidir, tüketime yönlendirmek amacıyla genç ruhları eğitir, yanlış ahlaki değerler aşılar, yanlış yerlerde gülmesine, boş ve ahlaka aykırı ünlüleri taklit etmesine yol açar.

Kısacası, TV çocuklarımızı yatak odalarında baştan çıkaran bir şeytan konumundadır.

Prof. Dr. Kaan AYDOS

3 gün önce yatağa yatarken çok dar bi boxer giymiştim be yatakta dönerken boxerım sıkıştı ve sol testisim birden acımaya başladı ve 3 gündür sızlıyor... devamı