Anne adayının doğumun başladığını ve hastaneye gitme zamanının geldiğini anlaması için kimi belirtiler gerekir. Bunlardan ilki, doğum sancılarının başlamış olması ve 10 dakikada üç kere ve 50 saniye süren kasılmaların olmasıdır. Bunlar hissedilebilen şeylerdir. Doğum eylemi sinsice gelişen bir süreç değildir. O nedenle anne adaylarının doğumun başladığını nasıl anlayacağına ilişkin endişe duymasına hiç gerek yoktur. Çünkü vücut bunun fark edilmesini sağlayacaktır. Söz konusu sancı ve kasılmalardan sonra, yavaş yavaş hastane için yola çıkılmaya hazırlanılmalıdır. Suyun gelmiş olması ya da vajinadan herhangi bir akıntı gelmesi, hastaneye başvurmayı gerektiren en önemli faktörlerden biridir. Çünkü su gelmesi demek, artık amniyos zarının yırtıldığı anlamına gelir. Bu durumda doğumun gerçekleşmesi gerekir. Çünkü bu durumda doğum gerçekleşmezse, bebekte enfeksiyon riski baş gösterir. Doğumun başladığına ilişkin bir üçüncü belirti ise, kanama olmasıdır. Eğer kanama hafif bir kanama ise, fazla tehlike arz etmez ama yine de doktora başvurmayı gerektirir. Ancak eğer şiddetli bir kanama söz konusu ise, acilen doktora başvurulmalıdır. Çünkü şiddetli kanama, bir sorun olduğunu gösterir. Bunların dışında, bebek hareketlerinde azalma olması da doğum belirtisi olabilir ve hemen hastaneye gidilmesini gerektiren önemli durumlar arasındadır. Bu durumlarda hastaneye gidildiğinde yatışın olup olmayacağına, doğumun başlayıp başlamadığına yapılan pelvik muayene, yani elle muayene sonucu karar verilir. Ancak suyun gelmesi halinde her durumda hastaneye yatış gerçekleşir. Doğum sancılarının yeni başladığı ve hafif olduğu evrelerde ise, anne adayı, sancıların sıklaşmasını ve şiddetlenmesini beklemek üzere yeniden eve gönderilebilir.