Normal doğum, farklı evrelerden geçerek gerçekleşen bir doğum yöntemidir. Bu evrelerden ilkini, doğum sancılarının başlaması belirler. Bu ağrılarla birlikte kapalı ve sert bir yapıda olan rahim ağzı, yumuşamaya ve açılmaya başlar. Bu açıklık 9 ila 11 santimi bulana kadar, doğumun birinci evresi devam eder. Normal doğumun bu ilk evresinin en önemli özellikleri, sancının düzenli olması ve anne adayı tarafından hissedilmesidir. Doğum sürecine bilinçli olarak hazırlanan anne adayları, bunları kasılma ve sancı olarak hisseder, ağrıyı ise çok az miktarda hisseder. Latent dönem denilen ve rahim ağzının 4 santime kadar açıldığı dönemde ise doğum sancıları düzenli olarak gerçekleşmez. Sancı girer çıkar, anne adayının bel ağrısı gibi yakınmaları olabilir. Ancak doğum sancıları başladığı anda, latent fazın sonlarına da gelinmiş olur. Kimi annelerin iddia ettikleri gibi, 18 saat ya da iki gün doğum sancısı çekmek mümkün değildir. Bu gibi anlatımlar, henüz rahim ağzının 4 santime kadar açılmadığı koşullarda hastaneye yatırılmış olan anne adaylarının, latent döneminin uzunluğuyla ilgili yanılsamalardan kaynaklanır. Çünkü kural olarak, rahim ağzı 4 santim açıldıktan sonra, 8 ila 12 saat arasında artık ıkınma fazına, yani doğumun ikinci evresine geçilmiş olur. Hatta ikinci ya da üçüncü doğumunu yapan annelerde bu süre 4 ila 6 saate kadar geriler. Doğumun ikinci evresine geçildiğinde artık rahim ağzı açılmış ve bebeğin başı yavaş yavaş doğum kanalında ilerlemeye başlamıştır. Bu aşamada bütün iş anne adaylarına düşer. Ikınmanın ve dolayısıyla bebeği ittirmenin çok güçlü olması gerekir. Bu aşamada doktorun ya da ebenin yapabileceği tek şey, anne adayına yol göstermektir. Eğer anne adayları, kendilerine doktorları ya da ebeleri tarafından anlatılan nasıl ıkınmaları gerektiğine ilişkin yönlendirmelere uyarlarsa, bu evre kısa sürecek ve anne adaylarının yıpranmaları da asgariye inmiş olacaktır. Bu evre, yani doğumun ikinci evresi, ikinci ya da üçüncü doğumunu yapan annelerde daha kısa sürerken, ilk doğumunu yapanlarda biraz daha uzun sürecektir. Eğer doğum epidural anestezi ile yapılıyorsa, iyi uygulanmış bir epiduralin etkisinin bu ikinci evrede kesilmiş olması gerekir. Çünkü epidural kasılmayı, kas gücünü etkiler ve azaltır. Bu nedenle ikinci evrede uygulanmaz. Ancak epidural uygulanan kimi durumlarda, söz konusu nedenlerden dolayı, doğumun ikinci evresi daha uzun sürebilmektedir. İkinci evrede her şey anne adayına bağlı hale gelir. Onun ıkınması sonucu, bebeğin doğum kanalında ilerleyerek önce başının sonra da gövdesinin çıkması gerçekleşir. Bu aşamadan sonra doğumun üçüncü evresine geçilir. Üçüncü evrede, göbek kordonu kesildikten sonra geriye kalan plasenta doğum kanalından ayrıldığı ve rahim içinden çıktığı zaman, doğumun üçüncü evresi de tamamlanır. Böylece normal doğum tüm evreleriyle gerçekleşmiş olur.
Kadında ergenlik dönemi ve cinsel gelişim
Op. Dr. Burcu KARDAŞ ARSLAN
Merhabalar ben 28 yaşındayım erkek arkadaşımla sağlıklı korunalım diye yaklaşık 3 yıldır doktor kontrolünden geçerek yazz 24+4 doğum kontrol hapını ku... devamı
Hamilelikte Aşerilen Her Şey Yenir Mi?
Düşük Yapma Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?
Suni Sancı Verilmeden Önce Bir Hazırlık Yapmak Gerekli Midir?
Hamilelikte Trombositopeni (Trombosit Sayısı Düşüklüğü)
Gebelik Zehirlenmesinin Nedenleri Nelerdir?