• İçindekiler
• Nedir
• Sebepler
• Tedavi

Nedir

Nedir?

Dudak kenarı çatlağı ağzın köşelerinde, genellikle çift taraflı olarak ortaya çıkan iltihaplı lezyonlardan oluşur. Derin çatlaklar veya yarıklar halinde görülür. Şiddetli vakalarda yarıklar dudak açıldığı zaman kanar, buralarda yüzeysel kabuklar oluşabilir. 

Sebepler

Sebepler

Dudak kenarı çatlakları Kandida Albikan denilen mantar veya diğer hastalık yapıcı organizmaların enfeksiyonuna uğrasa da, araştırmalar bu rahatsızlığın B vitamini eksikliği veya demir eksikliği anemisi gibi beslenme yetersizliklerinden kaynaklandığını gösteriyor. Bu durum çölyak hastalığı veya çinko yetersizliği gibi bir sebepten kaynaklanıyor olabilir. Dudak kenarı çatlakları anoreksiya nervozanın bir işareti ve/veya bulimiyadaki kusmanın bir sonucu da olabilir.

Dudak kenarı çatlağı Plummer Vinson Sendromu denilen rahatsızlığın belirtilerinden biri (üst yemek borusu genişlemesi, demir eksikliğine bağlı anemi, dil iltihabı ve dudak kenarı çatlakları) olarak da ortaya çıkabilir.

Dudak kenarı çatlakları diş kaybından dolayı yükseklik kaybına uğrayan ve bu yüzden ağzın aşırı kapanması nedeniyle yaşlılarda sık sık görülür.   

Çok soğuk havalarda daha az şiddetli vakalar yaşanabilir. Bireyler rahatlamak için dudaklarını yalarlar ve bu da dudak çatlaklarını arttırır.

Dudak kenarı çatlakları bakteri kökenli de olabilir. Fakat genelde mantara bağlı ortaya çıkar. Ayrıca cildin kurumasına neden olan ilaçların bir yan etkisi olarak da görülebilir. Bu belirti aynı zamanda aşırı A vitamini durumunda da ortaya çıkar. 

Tedavi

Tedavi

Dudak çatlaklarının tedavisi, rahatsızlığın belirtisine bağlı değişir.

Bakteriyel enfeksiyondan kaynaklanan hafif vakalarda, etkilenmiş bölgeye bir antibiyotik kremi sürmek, enfeksiyonun ve lezyonların tedavisi için yeterli olacaktır. Mantar enfeksiyonuna bağlı ortaya çıkan hafif vakalar da reçetesiz satılan mantar kremleriyle iyileştirilebilir.

Bazı vakaların nedeni malabsorbsiyon sendromudur. Bu durumda B12 vitamin iğneleri kullanılır. B12 vitamin iğnelerinin sıklığı lezyonların şiddetine ve iğnelere verilen tepkiye bağlı olacaktır.