K vitamini ve Hoçkin dışı lenfoma riskiyle ilgili ilk çalışma, beslenmelerinde daha fazla K vitamini bulunan insanlarda Hoçkin dışı lenfoma meydana gelme riskinin daha düşük olduğunu gösterdi. Hoçkin dışı lenfoma bir bağışıklık sistemi kanseridir ve en yaygın görülen hematolojik habis tümör oluşumudur.

Amerikan Kanser Araştırmaları Derneği’nin (AACR) 101. Yıllık Toplantısı’na sundukları raporda araştırmacılar, en fazla K vitamini alan (>108 ug/gün) katılımcıların Hoçkin dışı lenfoma geliştirme riskinin, en az K vitamini alan (<39 ug/gün) katılımcılara kıyasla yaklaşık yüzde 45 daha az olduğunu belirttiler. Yaş, cinsiyet, eğitim, obezite, sigara içme, alkol kullanımı ve yüksek miktarlarda antioksidan içeren besin alımı gibi diğer faktörleri hesaba kattıktan sonra bile, bu bağlantı halen geçerliydi.

K vitamini, yağda çözülebilir bir vitamindir ve bitkilerden (filokinon veya K1 vitamini) veya bakteriyel sentezlerden türetilir. Bu çalışmada besinlerden ve takviye kullanımından alınan K vitamini oranı tahmin edildi. K1 vitaminin en bilinen besin kaynakları arasında, diğer sebzelerde daha az miktarlarda bulunmakla birlikte marul ve ıspanak, sebze yağları ve bazı meyveler yer alır.

Araştırmacılar, beslenme ve Hoçkin dışı lenfoma arasında bağlantı olup olmadığını anlamaya çalışıyor ve K vitamininin potansiyel rolüyle ilgileniyorlar. K vitamininin, en çok kan pıhtılaşmasını önleyen farklı proteinlerdeki temel işleviyle bilinmesinin yanında, hücre döngüsü engellenmesinde ve hücre ölümünde olduğu gibi Hoçkin dışı lenfomada da bir rol oynadığı düşünülen iltihaplı sitokinlerin engellenmesi süreçlerinde de önemli olduğu görülüyor.  

Araştırmacılar: “K vitaminiyle Hoçkin dışı lenfoma arasındaki bağlantı üzerine yapılan ilk çalışma olduğundan ortaya çıkan bu sonuçlar etkileyicidir ve K vitamininin oldukça güçlü bir koruyucu etkisi olduğu görülüyor. Ama bütün yeni bulgularda olduğu gibi bunun da diğer çalışmalarla tekrarlanması gerekecek,” diyorlar.

Çalışmaya, yeni teşhis konmuş 603 Hoçkin dışı lenfoma hastasını ve 1.007 kanser olmayan “kontrol” amaçlı katılımcı kaydedildi. Katılımcılardan kanser teşhislerinden veya bu çalışmaya kaydolmadan iki yıl öncesinden itibaren 120’nin üzerinde besin maddesinin genel tüketimine dair bir besin anketini doldurmaları istendi. Aynı zamanda takviye kullanımına dair bir dizi soru soruldu. K vitamini alımı bu verilerden oluşturuldu.

Besin kaynaklarından daha fazla K vitamini alınmasıyla daha düşük Hoçkin dışı lenfoma riski arasında bağlantı olduğunu gösteren net bir eğilim varken, K vitamini takviye kullanımı, ortaya biraz daha farklı bir resim çıkardı. Takviyelerden K vitamini alımının artması Hoçkin dışı lenfomaya karşı bir koruma artışı sağladı, ama çok fazla K vitamini alımının riskte hiçbir düşüş göstermediği bir noktaya da gelindi. Araştırmacılar “Bu bulgunun önemi açık değildir, ama yüksek dozlarda takviye almanın hastalığı önlemeye yardımcı olamadığını gösteriyor,” diye belirtiyorlar. Aynı zamanda ağızdan belli antikoagülanlar veya felç ilaçları alan insanların, K vitamini alımına dair doktorlarının beslenme tavsiyelerini yakından takip etmeleri gerektiğini, çünkü K vitamininin bu ilaçların etkisine müdahale edebileceğini de belirtiyorlar.

“Gözlemlediğimiz koruyucu etkinin K vitamini alımı veya başka bazı besinler veya yaşam tarzı yüzünden olup olmadığı, bu çalışma sonucunda kesin olarak ileri sürülemez. Ama bu bulgular, diğer hastalıklar kadar, birçok kanser türünü önlemek için de, bol yeşil yapraklı sebze içeren bir beslenme şeklini destekleyen başka verilere eklenebilir,” diyorlar.