Bir kadın kocasını arzulamıyorsa, öncelikle hayallerini harekete geçirmesi gerekir. Onun hangi sahnelerden hoşlandığını düşünmelidir. Kocasıyla ilişkisinde kendisini rahatsız eden, hoşuna gitmeyen bir şey var mı, bunu anlamaya çalışmalıdır. Çünkü bazen evlilikteki sorunlar cinselliği vurabilmektedir. Bu erkekler için de geçerlidir. Bu gibi durumlarda kadın, eşinin bir yönünü arzulamıyor ya da rahatsız edici buluyor olabilir. Ama mutlaka arzuladığı bir yönü vardır. Eğer sürekli beğenmediği, kendisini soğutan yön üzerinde durursa, eşini arzulamamaya devam edecektir. Ayrıca birçok kadın cinselliği bir tavır alma aracı olarak kullanmaktadır. Yani cinselliği kendisi açısından da iyi, yararlı ve yakınlaştırıcı bir şey olarak görmeyip, eşini cezalandırmanın ya da hizaya getirmenin bir aracı olarak görebilmektedir. Üstelik eğitimli ve kentli kadınlar arasında da bu tutuma başvuranların sayısı şaşıracak kadar çoktur. Dolayısıyla cinselliği bir cezalandırma aracı olarak gören kadın, giderek eşini arzulamamaya başlamaktadır. Eşi tekrar arzulayabilmek için, fantezileri harekete geçirmek gerekir. Bu bazen bir üçüncü kişinin hayali olabilir, baştan çıkarıcı kıyafetler olabilir. bazen de çiftler birlikte fantezi oluşturmakta, ikisine de çok uyarıcı gelen kimi sahneleri birlikte kurgulayıp oynayabilmektedirler. Bazen insanların cinsel istekleri çok az olabilir. bu durumda birliktelikten kaçınan, taklit etmeyi anlamsız bulan kişiler vardır. Oysa bazen orgazm olmadığı halde kişinin iyi orgazm sahnelerini taklit etmesi, beyindeki orgazma ulaştıran merkezleri harekete geçirebilmektedir. Yani birkaç kez orgazm taklidi yapmak, beyni harekete geçirebilir ve bu denenebilir bir yöntemdir.