Eğer sanal seksin aldatma sayılıp sayılmayacağı bir hukukçuya sorulursa, penis vajinaya girmediği ve cinsel birleşme olmadığı için aldatma eyleminin gerçekleşmediğini ve bunun bir suç oluşturmadığını söyleyecektir. Ya da kızlık zarının bir penisle değil bir cisimle yırtılmış olduğunu, bu nedenle kızlık zarının bir cinsel ilişki sonucu yırtılmadığını, dolayısıyla bir suç oluşmadığını belirtecektir. Ama aynı soru bir psikologa sorulduğu zaman, gerçekliğin insanın kafasında olduğunu söyleyecektir. Kişinin ne yaptığı, kişinin kim olduğunu çok iyi anlatır diyecektir. Psikologa göre, eğer bir insan sanal seks yapıyorsa partnerini aldatıyor demektir. Bunun gerçek ya da sanal bir seks olması durumu değiştirmeyecektir. Kişinin partnerinden gizlediği kimi alanları olabilir. Örneğin fantezilerini, sanal seks yaptığını gizleyebilir, bir başkasıyla birlikte olabilir. Ancak burada sorunun daha işlevsel olarak ele alınabilmesi için, eşler birbirlerinden neden gizlenir şeklinde bakılması gerekir. Eğer kişi partnerini, eşini sanal seks yaparken yakalarsa ne yapacaktır? Bu sorunun yanıtı kişiye göre değişebilir. Bazı kişiler bilgisayarı atmaya yeltenebilir, bazıları ciddi ve gerçek bir ilişki varmış gibi davranabilir, bazıları kendisine söylenmediği için kırılabilir, bazıları ise partnerine katılabilir. Yani insanların birbirinden farklı davranışları söz konusu olabilir. Ancak uzmanların bu konudaki yaklaşımı, eşlerin birbirlerinden neden gizlendikleri üzerinde yoğunlaşır. Gizlenen şey açığa çıktığında hangi sonuçlara yol açacaktır ki, insanlar kendilerini gizleme gereği duyarlar? Sanal seks de bu kapsamda alınmalıdır. Böyle bir durum açığa çıktığında eşlerin birbirlerini anlamaları gerekir. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyduğunu, neyin arayışı içinde olduğunu, bir meraktan mı yoksa başka nedenlerden mi buna başvurduğunu ya da ilişkilerinin bu durumdan nasıl etkileneceğini anlamaya çalışmaları gerekir.