Yalancı genler protein kodlama yeteneğini kaybeden bilinen genlerin işlev bozukluğu gösteren veya aksi durumda hücrede artık bulunmayan akrabalarıdır. Bazılarında intronlar veya kolaylaştırıcılar (bu yalancı genler mRNA’dan kopyalanır ve kromozomlarla birleşir; bunlara işlenen yalancı genler adı verilir) bulunmasa da çoğu bazı gen benzeri özellikler taşır (kolaylaştırıcılar, CpG adaları ve bağlantı noktaları gibi). Bu genlerin yine de farklı genetik yetersizlikleri sonucu ortaya çıkan protein kodlama yeteneği eksiklikleri veya RNA şifreleyememeleri (rRNA yalancı genlerinde olduğu gibi) nedeniyle işlevsel olmadıkları düşünülür.

Yalancı genler genellikle genomlardan alınan genomik malzemelerin son durağı olarak düşünüldüğü için bu genler genellikle değersiz DNA olarak etiketlenir. Yine de yalancı genler kendi sıraları içerisinde büyüleyici biyolojik ve evrimsel geçmiş içerir. Bunun nedeni yalancı genlerin işlevsel genlerle paylaştıkları atalarıdır. Darwin’in iki türün muhtemelen aynı atayı paylaştığını ve ardından milyonlarca yıl süren evrimsel farklılaşmanın geldiğini (çeşitlenmeye bakın) düşündüğü gibi yalancı bir gen ve onunla ilişkili işlevsel gen de ortak bir atayı paylaşır ve milyon yıllar içerisinde gelen ayrı genetik özellikler nedeniyle birbirlerinden ayrılmışlardır.        

Özellikler

Yalancı genler bilinen bir gene benzerli ve işlev bozukluğuyla tanımlanır. Her bir yalancı gen benzer işlevsel gene benzeyen bir DNA sırasına sahip olsa da bu genler yine de işlevsel son ürünleri üretemezler (işlevsizlik). Yalancı genleri tanımlamak ve genomlarda tanımlamak oldukça zordur; çünkü benzerliğin iki gerekliliği ve işlevsizlik biyolojik olarak kanıtlanmaktan çok sıra hesaplamaları ve hizalarla belirlenir.  

  1. Homoloji (benzerlik) yalancı genin DNA sırası ve eş gen arasındaki sıra kimliğiyle belirlenir. İki sıranın hizalanmasının yanı sıra, benzer temel eşlerin oranı hesaplanır. Yüksek sıra kimliği (genellikle %40 ve %100’e yakın oranlar arasında) bu iki sıranın büyük ihtimalle aynı atadan gelerek farklılaştığı (benzer) ve bu iki sıranın birbirinden bağımsız olarak yarılmasının büyük ihtimalle imkansız olduğu (daktilo kullanan maymunlar) anlamına gelir. 
  2. İşlevsizlik kendini birçok yolla gösterebilir. Normalde bir gen genetik DNA sırasından tam işlevsel proteine kadar birçok aşamadan geçmek zorundadır: Kopya, ön mRNA işleme, çevirme ve protein katlama bu sürecin gerekli parçalarıdır. Eğer bu süreçlerden birisi başarısız olursa, o zaman sıra işlevsiz olarak düşünülebilir. Yüksek girip çıktılı yalanlı tanımlamada en sık tanımlanan yetersizlikler neredeyse dünya çapında işlevsel protein ürünü çevrimini engelleyen durdurma dizgisi ve çerçeve kaymasıdır.
  3. RNA genlerinin yalancı genlerinin keşfedilmesi genellikle daha kolaydır. Birçok RNA geni birden fazla kopya gen olarak ortaya çıkar ve yalancı genler sıra kimliği ve bölgedeki yeriyle tanımlanır.

Türler

Üç ana yalancı gen türü vardır ve bunların hepsinin kökeni ve karakteristik özellikleri farklıdır. Yalancı genlerin sınıflandırılması şöyledir:

  1. İşlenmiş (veya retrotranspose) yalancı genler.
  2. İşlenmemiş (veya kopyalanan) yalancı genler.   
  3. Yetersiz genler veya bölünmez yalancı genler.

Prof. Dr. Tanfer KUNT

Hocam,kizim 11 yasinda gecen ay kusmadan novosef ve suprax kullandiktan sonra geniz akintisi basladi.kizimin tozakari.a alerjisi var suprax bitti ama ... devamı