AIDS ile Bağlantılı Enfeksiyonlar

AIDS''li kişiler bağışıklık sistemleri zayıf olduğundan oportünist(fırsatçı) enfeksiyonlar adı verilen enfeksiyonlara daha açık olurlar. Fırsatçı enfeksiyonlara, sağlıklı insanlarda hastalığa neden olmayan, fakat hasarlı bir bağışıklık sistemine sahip kişileri etkileyen organizmalar neden olur. Bu organizmalar, bulaşma "fırsatı" bulduğunda saldırıya geçer.

Bağışıklık sisteminin bozulması, en önemli enfeksiyon savaşçıları olan T yardımcı hücrelerin (CD4 + T) azalmasıyla gerçekleşir. HIV, vücuda girdiği andan itibaren bu hücreleri yok etmeye başlar.

AIDS ile bağlantılı birçok oportünist enfeksiyon, ciddi hastalıklara neden olur. Bazıları engellenebilir. Aşağıda enfeksiyonların bir listesini ve vücudu nasıl etkilediklerini bulabilirsiniz.

Beyin

Kriptokokal Menenjit: Her ne kadar her organı etkilese de genelde beyin ve akciğerleri etkileyen maya türü bir mantar enfeksiyonudur. Hastalığa neden olan mantar, dünyanın her yerinde toprakta bulunur. Çoğunlukla kuş dışkısı bulaşmış toprakta rastlanılır. Bu hastalık genelde kişinin T yardımcı hücre sayısı, milimetre küpte 100''ün altına düştüğünde ortaya çıkar.

HIV''e bağlı Ensefalopati: Ensefalopati, beynin işleyişini ve yapısını değiştiren hastalığa verilen isimdir. Kavrama yeteneğinde ya da zihinsel işlevlerde ve hafızada sorulara neden olur. HIV ve AIDS hastası olan kişilerde ensefalopatiye neden olan şey genelde bir bakteri, virüs ya da prion gibi bulaşıcı bir etkendir. Ensefalopati genelde T yardımcı hücre sayısı, kanın milimetre küpünde 50''nin altına düştüğünde meydana gelir. Toksoplasmoz hastası ve T yardımcı hücre sayısı milimetre küpte 100''ün altında olan hastaların, ensefalopati olmamaları için aşılanmak gibi bir korunma yöntemiyle tedavi edilmeleri gerekir.

Progresif Multifokal Lökoansefalopati (PML):  Progresif Multifokal Lökoansefalopati (PML) ender görülen bir sinir sistemi bozukluğudur ve nedeni de sık görülen polyoma insan virüsü yani JC virüsüdür. Hastalık, sinir hücrelerini kaplayan miyelin kılıfın tahribatına neden olur. Miyelin kılıf, beyindeki sinir liflerinin etrafını saran ve yalıtkanlığını sağlayan yağlı bir kılıftır. Hastalık, zihinsel bozulma, görme kaybı, konuşma bozukluğu, hareketleri koordine edememek, felç ve en sonunda komaya neden olur. Ender durumlarda nöbet geçirme meydana gelebilir. Bu hastalık T yardımcı hücre sayısı kanın milimetre küpünde 200''ün altına düştüğünde meydana gelebilir.

Toksoplazmoz: Bu hastalık Toxoplasma gondii parazitinin bulaşmasıyla meydana gelir. Belirtiler arasında kafa karışıklığı ya da gerçeği yansıtmayan davranış şekli, şiddetli baş ağrıları, ateş, nöbetler ve koma sayılabilir. Gözleri etkileyerek, göz ağrısına ve görme kaybına neden olabilir; genelde T yardımcı hücre sayısı kanın milimetre küpünde 100''ün altına düştüğünde meydana gelir. Önleyici tedavi T yardımcı hücre sayısı kanın milimetre küpünde 100''ün altına düştüğünde uygulanır ve genelde Septra ve Bactrim adı verilen trimetoprim-sülfametaksazol ile yapılır.

Gözler

Sitomegalovirüs (CMV): Genelde göz retinasını etkileyerek bulanık görmeye ve daha ciddi durumlarda körlüğe neden olur. Sık görülen diğer belirtilerse kronik ishal ve sinir sorunlarıdır. Genelde T yardımcı hücre sayısı kanın milimetre küpünde 100''ün altına düştüğünde meydana gelir.

Sindirim Sistemi

Kriptosporidyoz: Kronik ishale neden olabilen bir parazittir. Sayabileceğimiz diğer belirtiler ise kramp, nezle, halsizlik, kilo kaybı, iştah kaybı, kusma ve su kaybıdır. Enfeksiyonun tedavisi zordur ve kesin sonuç veren bir tedavi bulunmamaktadır. Belirtilerin kontrol altında bulundurulması ve HIV tedavisi şarttır.

Sitomegalovirüs (CMV): Genelde mideyi etkileyerek ateşe, ishale ve mide ağrısına neden olur. Bu hastalık genelde T yardımcı hücre sayısının kanın milimetre küpünde 50''nin altına düşmesiyle ortaya çıkar.

Mikobakteri Avium Kompleksi: Geçmeyen ateşe, gece terlemesine, yorgunluğa, kilo kaybına, kansızlığa, karın ağrısına, baş dönmesine, ishale ve halsizliğe neden olan bakteriyel bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyona neden olan bakteriye suda, toprakta, tozda ve kuş dışkılarında rastlanılır. Genelde bir milimetreküp kanda T yardımcı hücre sayısının 50''nin altına düşmesiyle ortaya çıkar. T yardımcı hücre sayısının bu seviyeye düşmesiyle genelde azitromisinle yapılan önleyici tedaviye başlanır.

Üreme Organları

Kandida: Kandida mantarının neden olduğu bir enfeksiyondur. Maya enfeksiyonu olarak da bilinen bu enfeksiyon, HIV''e bağlı gelişen mantar enfeksiyonlarının en sık rastlanılan türüdür. Tüm vücudu etkileyebilse de genelde ağız (beyazımtırak plaklar) ya da vajinada görülür. Mayanın vajinada aşırı çoğalması, tahrişe, kaşınmaya, yanmaya ve yoğun beyaz bir akıntıya neden olur.

Herpes Simplex: Virüs üreme organlarının bulunduğu bölgede uçuğa (acıyan sivilceler ya da soğuk yaralar) neden olur. AIDS''in daha da ilerleyen safhalarında genelde ciddileşir.

İnsan Papillom Virüsü (HPV): Bu rahatsızlık, bazı ülkelerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar (STD) arasında en sık görülenidir. Anus, rahim boyu, yemek borusu, penis, idrar yolu, vajina ve vulva üstünde siğillerin oluşmasına neden olabilir. Araştırmalara göre bazı HPV''ler, rahim boyu ve anüs kanserinin oluşmasında etkili olabilir. HIV ve AIDS hastası olan kişilerde kansere dönüşme ve kanserli doku bozulmaları yaratma riski daha yüksektir.

Karaciğer

Karaciğer Hastalığı: AIDS hastalarının en sık karşılaşılan ölüm nedenlerinden biri, özellikle Hepatit B ve C virüsünün yol açtığı karaciğer hastalığıdır. HIV ve AIDS tedavisinde kullanılan birçok ilaç, karaciğer hastalığına ya da hepatite neden olabilir. Hepatit virüsü bulaşan hastaların tedavi görmeleri ve takiben kontrol edilmeleri önemlidir.

Akciğerler

Koksidiyomikoz : Bu enfeksiyon, koksidiyomikoz immitis adı verilen ve bulaşıcı bir mantarın solunması sonucu oluşur. Enfeksiyondan en sık etkilenen organ akciğerdir. Daha ciddi durumlarda, böbrekleri, lenf sistemini, beyni ve omuriliği de etkileyebilir. Belirtiler arasında öksürme, kilo kaybı ve halsizliğe rastlanılır. Tedavi edilmediğinde çoğunlukla menejite neden olur.

Histoplazmoz: Bu enfeksiyondan hemen hemen her zaman akciğerler etkilenir. Hastalığa neden olan mantara, sıklıkla Birleşik Devletlerin güneyinde ve Güney Amerika''da rastlanılır. Genellikle kuş dışkısı bulaşmış toprakta bulunur ve solunum yoluyla taşınır. Belirtiler ve işaretler arasında yüksek ateş, kilo kaybı, nefes almada sorunlar, karaciğer, dalak ya da lenf bezlerinin büyümesi, akyuvar, alyuvar ve kemik iliğinden gelen kan pulcuklarının üretiminde azalma ve hayati tehlike arz eden dengesiz ve düşük bir tansiyon sayılabilir.

Pnömosistis Karini: Aynı adlı parazitin akciğerlere bulaşmasıyla meydana gelir. Belirtiler arasında ateş, öksürük, nefes alama zorluk, kilo kaybı, gece terlemeleri ve halsizlik görülebilir. Genelde T yardımcı hücre sayısı, kanın milimetre küpünde 200''ün altına düştüğünde ortaya çıkar. T yardımcı hücre sayısı, kanın milimetre küpünde 200''ün altına düşmesiyle önleyici tedavilere başvurulabilir. Tedavi genelde Septra ya da Bactrim adı verilen trimetoprim-sülfametaksazol, dapson ya da atovakuon ile yapılır.

Tekrarlayan Zatürre: AIDS hastalarının tekrarlayan bakteriyel zatürre olma riskleri vardır. Bakteri, akciğerlere bulaşarak hafif öksürükten ağır zatürreye kadar değişen sorunlar doğurabilir. Tekrarlayan zatürre genellikle T hücre sayısı, kanın milimetre küpünde 200''ün altına düştüğünde ortaya çıkar.

Tüberküloz (Verem):  Bu ciddi ve çoğunlukla ölümcül bir bakteriyel enfeksiyondur ve öncelikle akciğerleri etkiler. Aktif tüberkülozu olan bir başkasının öksürmesi ya da hapşırmasıyla havaya karışan mikroskobik parçaların solunmasıyla  bulaşır. Tüberküloz bulaşan kişiler genelde sağlıklı kalır ve sadece gizli enfeksiyon oluşur. Gizli enfeksiyon taşıyan kişiler hasta sayılmaz ve başkalarında bu hastalığı bulaştırmazlar. Fakat hasta olma ve başkalarına aktif TB bulaştırma olasılıkları vardır. Hastalık her T yardımcı hücre seviyesinde görülebilse de, özellikle kanın milimetre küpünde 350''nin altına düştüğünde ortaya çıkar.

Lenf Sistemi

Hodgkin Olmayan (Dışı) Lenfoma: Hodgkin olmayan (dışı) lenfoma, lenf sistemindeki akyuvarların tümörlere dönüştüğü bir hastalıktır. AIDS ile bağlantılı olan ve sık görülen bir diğer hastalıktır.

Ağız ve Boğaz

Kandida: HIV ile bağlantılı en sık görülen mantar enfeksiyonudur. Genelde ağız (beyazımtırak plaklar) ya da vajinada görülür. Mayanın aşırı çoğalmasıyla diş etlerinde, dilde ya da ağız içinde beyazımtırak plaklar oluşur, ağrı, yutma zorluğu ve iştah kaybı meydana gelir. Yemek borusunda, nefes borusunda, bronşlarda ya da akciğerlerde oluşan kandida, AIDS''in habercisidir.

Cilt

Herpes Simplex: Virüs, üreme organlarının bulunduğu bölgede uçuğa (acıyan sivilceler ya da soğuk yaralar) neden olur. Kronik herpes simplex virüsünün (HSV) oluşturduğu yaralar ve ciddi mukokütanöz(mukoza ve deride) HSV hastalığı AIDS''in ileri safhalarında sıkça görülür.

Kaposi Sarkomu: AIDS ile bağlantılı en sık görülen kanser türüdür. Genelde cilt üstünde beliren kırmızı-mor yaralara neden olur. Bu yaralar aynı zamanda lenf bezleri üstünde, ağızda, sindirim sistemi boyunca ve akciğerlerde görülebilir.

Zona Hastalığı: Bu hastalık suçiçeği virüsünün tekrar aktif hale gelmesiyle ortaya çıkar. Acılı bir kaşıntıya ya da sinir uçlarında meydana gelen su toplamalarına neden olabilir.

Op. Dr. Aytun AKTAN

Doğum yapali 8 hafta oldu,40 günden sonra adet oldum hala devam ediyor.Buarada enfeksiyon oldu,antibiyotik kullandim geçmedi sebebi nedir acaba?Enfeks... devamı