Depresyonun cinsel yaşamı etkilemesi, libido denilen ve daha çok diğer cinsi arzulama olarak tarif edilebilecek cinsel istek ve enerjide düşüşle ortaya çıkar. Cinsel işlev bozuklukları genel olarak iki başlık altında toplanabilir. Bunlardan birisi cinsel istek ve arzu ile ilgili, diğeri ise işlevle ilgili konulardır. İşlevle ilgili olanlar, erkekte sertleşmenin olması, kadının cinsel ilişkiye hazır hale gelmesi gibi konulardır. Depresyon genel olarak bir işlev bozukluğuna yol açmaz. Ancak beyin kimyasını etkilediği için, bütün vücut sistemleri üzerinde etkili olur. Örneğin mide bağırsak sistemi, sinir sistemi gibi sistemleri nasıl etkilediği bilinir. Bu yanıyla ele alındığı zaman, cinselliği işlevsel olarak da etkileyebilir. Ancak depresyonda genel olarak hayata karşı bir ilgi ve istek azalması vardır. Bu durumdan ilk etkilenen de cinsel yaşam olmaktadır. İyileşme sürecinde ise, en son düzelen cinsel istek sorunudur. Çünkü cinsellik çok kırılgan bir konudur. Özellikle erkekler başta olmak üzere birey kendini buna hazır hissetmediği zaman, kendini çok yetersiz ve işlevsiz hissedebilmektedir. Depresyonun getirdiği bundan sonra hayatının hiç iyi olmayacağına ilişkin ruh hali, aynı şekilde cinsel duruma da yansımakta ve birey cinsel işlevlerini yerine getiremediğini düşünerek çöküntüye uğramaktadır. Bu durum, erkekte libido denilen, öteki cinsi arzulama istek ve enerjisinde düşüşe yol açmaktadır. Bu da dolaylı olarak fonksiyonel denilen sertleşme sorunlarını da ikincil bir sonuç olarak ortaya çıkarabilmektedir. Görünüşte her ikisini de yapabilir. Ama en başta bu duruma yol açan, hayata karşı isteğin azalmasını bağlı yaşanan cinsel isteksizliktir.