Nedir
Nedir?
Derin Damar Trombozu (DVT), vücudunuzda, genellikle de bacaklarınızdaki bir ya da daha fazla toplardamarın içerisinde oluşan bir kan pıhtısıdır (trombus). Derin damar trombozu bacakta ağrıya neden olabilir ama genelde hiçbir belirti göstermez.
Derin damar trombozu, uçakla veya arabayla seyahat ederken olduğu gibi, uzun süre sabit bir şekilde oturuyorsanız veya kanınızın pıhtılaşmasını etkileyen bazı tıbbi şartlar altındaysanız oluşabilir.
Derin damar trombozu ciddi bir durumdur çünkü damarınızda oluşan bir kan pıhtısı sıyrılarak akciğerlerinize hareket edebilir. Ama çoğu derin damar trombozu kendi kendine yok olur.
Belirtileri
Belirtileri
Bütün vakaların neredeyse yarısında derin damar trombozu hiçbir fark edilir belirti göstermez.
Derin damar trombozunun görünür belirtileri şunlar olabilir:
- Ayak bileğiniz ve ayağınızda da olmak üzere etkilenen bacakta şişme.
- Bacakta ağrı; bu, ayak bileğiniz ve ayağınızı da içerebilen bir ağrıdır. Bu ağrı genellikle baldırınızdan başlar ve kasılma veya kramp gibi hissedilebilir.
- Etkilenen bölgede kızarma veya hararet.
Kollarınızda veya boynunuzda ağrı veya şişme. Bu durum kollarınızda veya boynunuzda kan pıhtısı oluştuğu zamanlarda gerçekleşebilir.
Doktora gitme vakti
Eğer derin damar trombozunun belirtilerine geliştirirseniz rehberlik için doktorunuza başvurun.
Eğer bir akciğer embolisi (derin damar trombozunun yaşamı tehdit eden bir sonucu) belirtileri görürseniz hemen tıbbi müdahaleye başvurun.
Akciğer embolisinin uyarıcı işaretleri arasında şunlar yer alır:
- Açıklanamayan ani nefes darlığı başlangıcı
- Derin nefes aldığınızda veya öksürdüğünüzde kötüleşen göğüs ağrısı
- Sersemleme veya baş dönmesi hissetme veya bayılma
- Öksürürken kan gelmesi
- Endişeli veya gergin hissetme
Sebepleri
Sebepleri
Derin damar trombozu vücudunuzun derin bölgelerindeki, genellikle de bacaklarınızdaki damarlarda bir kan pıhtılaşması oluştuğu zaman meydana gelir. Kan pıhtılarının, yani kanınızın normal akışını veya normal bir şekilde pıhtılaşmasını engelleyen her şeyin pek çok farklı sebebi olabilir.
Aşağıdakileri de içeren pek çok sebep derin damar trombozu (DVT) meydana gelmesine neden olabilir:
- Uzun süre oturmak. Araba kullanırken veya uçak yolculuğunda olduğu gibi uzun süre oturduğunuzda bacaklarınız uzun süre sabit kaldığından baldır kaslarınız kasılmaz ki kan dolaşımınızın normal seyretmesine neden olan şey bu kasılmadır. Baldır kaslarınız hareket etmiyorsa, bacak baldırlarınızda kan pıhtıları meydana gelebilir. Uzun süreli hareketsiz oturmak bir risk faktörü olsa da, uçarken veya araba kullanırken derin damar trombozu meydana gelme riskiniz nispeten azdır.
- Kalıtımsal bir kan pıhtılaşması rahatsızlığı olmak. Bazı insanlar kanlarının daha kolay pıhtılaşmasına neden olan bir kalıtımsal bozukluğa sahiptir. Bu kalıtımsal durum bir veya daha fazla risk faktörüyle birleşmediği sürece soruna neden olmayabilir.
- Uzun süre hastanede yatma veya felç olma gibi nedenlerle uzun zaman yatakta dinlenme. Bacaklarınız uzun süre sabit durduğunda baldır kaslarınız kan dolaşımını sağlayacak derecede kasılmaz ve bu da kanınızda pıhtılaşmaya neden olur.
- Yaralanma veya ameliyat. Damarlarınızın zarar görmesi veya ameliyat kan akışınızı yavaşlatabilir ve kan pıhtılaşmasına neden olabilir. Ameliyat sırasında kullanılan genel anestezi damarlarınızı genişletebilir (açılma). Bu da kanınızın havuzlama ve daha sonra pıhtılaşma riskini artırır.
- Hamilelik. Hamilelik pelvis ve bacaklarınızdaki damarların basıncını artırır. Kalıtımsal pıhtılaşma bozukluğu olan kadınlar özellikle risk altındadır. Hamileliğinizden kalma kan pıhtılaşması riski bebeğinizin doğumundan altı hafta sonrasına kadar devam edebilir.
- Kanser. Bazı kanser türleri kanınızda pıhtılaşmaya neden olan bazı maddelerin miktarında çoğalmaya neden olabilir. Bazı kanser tedavi çeşitleri de kan pıhtılaşması riskini artırabilir.
- Kalp yetmezliği. Kalp yetmezliği olan insanlar DVT riski altındadır çünkü zarar görmüş bir kalp normal bir kalp kadar etkili bir şekilde kan pompalayamaz. Bu da kanın havuzlaşma ve pıhtılaşma riskini artırır.
- Doğum kontrol hapları veya hormon replasman tedavisi. Ağızdan alınan gebelik önleyiciler (doğum kontrol hapları) ve hormon replasman tedavisinin her ikisi de kanınızın pıhtılaşma kabiliyetini artırır.
- Kalp pili veya damardaki esnek bir tüp (sonda). Bu tıbbi tedaviler kan damarlarını tahriş edebilir ve kan akışını yavaşlatabilir.
- Derin damar trombozu veya akciğer embolisi geçmişi olmak. Daha önce DVT geçirdiyseniz gelecekte tekrar geçirmeniz olasıdır.
- Aileden birinin derin damar trombozu veya akciğer embolisi geçirmiş olması. Eğer ailenizden birisi DVT veya akciğer embolisi geçirdiyse DVT geçirme riskiniz artar.
- Aşırı kilolu veya obez olmak. Aşırı kilolu olmak pelvis ve bacaklarınızdaki damarların basıncını artırır.
Sigara içmek. Sigara içmek kan pıhtılaşmasını ve dolaşımını etkiler. Bu da DVT riskini artırır.
Komplikasyonları
Komplikasyonlar
Derin damar trombozunda ilgilenilmesi gereken başlıca komplikasyon akciğer embolisidir.
Akciğer embolisi
Akciğer embolisi akciğerinizdeki bir atardamarın, vücudunuzun başka bir yerinden, genellikle de bacağınızdan akciğerlerinize gelen bir kan pıhtısı (trombus) tarafından tıkanmasıyla oluşur.
Akciğer embolisi ölümcül olabileceğinden belirtilerine dikkat etmek gerekir ve oluşursa tıbbi müdahale almak çok önemlidir. Akciğer embolisinin belirtileri arasında şunlar bulunur:
- Açıklanamayan nefes darlığı
- Göğüs ağrısı ve rahatsızlığı; Bu ağrı veya rahatsızlık derin nefes aldığınızda ya da öksürdüğünüzde daha kötüye gidebilir.
- Sersemleme hissi, baş dönmesi veya bayılma.
- Öksürürken kan gelmesi.
- Endişe veya gerginlik hissi.
Postflebitik sendrom
Derin damar trombozundan sonra meydana gelen genel komplikasyon, aynı zamanda posttrombotik sendrom adı da verilen postflebitik sendromdur. Bu sendrom, aşağıdakileri de içeren bir dizi belirtiyi tanımlamak için kullanılır:
- Bacaklarınızın şişmesi (ödem)
- Bacak ağrısı
- Cildin renk değiştirmesi
Bu sendrom kan pıhtısı tarafından damarlarınıza verilen zarardan kaynaklanır. Bu zarar etkilenen bölgelerdeki kan akışını yavaşlatır. Postflebitik sendromun belirtileri DVT’den birkaç sene sonrasına kadar ortaya çıkmayabilir. Tedavi seçenekleri arasında kompresyon çorabının yanı sıra aspirin ve idrar söktürücüler gibi ilaçlar da bulunur.
Muayenesi
Muayenesi
Derin damar trombozunu teşhis etmek için yapılan muayene öncesinde özel bir hazırlık yapmanıza gerek yoktur.
Randevular kısa olduğundan ve yolun henüz başında olduğunuzdan randevunuza hazırlanmanız iyi bir fikirdir. Burada size randevunuza hazırlanmanızda yardımcı olacak ve doktorunuzdan neler beklemeniz gerektiğiyle ilgili yol gösterecek bazı bilgiler bulabilirsiniz.
Neler yapabilirsiniz
- Tüm şikayetlerinizi yazın. Derin damar trombozuyla alakasız gibi görünenleri de dahil edin.
- Tüm kişisel önemli noktalarınızı yazın. Özellikle kan pıhtılaşması bozukluklarıyla ilgili ailevi bir geçmişiniz varsa mutlaka ekleyin.
- Aldığınız tüm ilaçları not alın. Vitamin ve diğer takviyeleri de ekleyin.
- Mümkünse bir yakınınızı yanınızda götürün. Bazen randevu sırasında verilen tüm bilgiyi akılda tutmak zor olabilir. Size eşlik eden birisi unuttuğunuz veya gözden kaçırdığınız noktalarda size yardımcı olabilir.
- Uzun süre oturmanıza yol açan durumları tartışmaya hazır olun. Arabayla veya uçakla yolculuk gibi durumlar geçirdiyseniz bunun üzerinde konuşmaya hazır olun. Ayrıca eğer seyahat etmeyi planlıyor ve derin damar trombozu riskinden endişe duyuyorsanız bunu doktorunuzla paylaşın.
- Doktorunuza soracağınız her soruyu not alın.
Doktorunuzla geçireceğiniz süre kısıtlıdır, bu nedenle soracağınız soruları önceden hazırlamak zamanınızı daha iyi kullanabilmenizde yardımcı olacaktır. Zamanın yetmemesi olasılığına karşı sorularınızı en önemliden en önemsize doğru sıralayın. Derin damar trombozu hakkında doktorunuza sormak isteyebileceğiniz sorular arasında şunlar bulunur:
- Belirtilerime veya durumuma neden olan şey ne olabilir?
- Belirtilerim veya durumum için diğer olası sebepler neler olabilir?
- Ne tür testlere ihtiyacım olacak?
- En iyi eylem planı hangisidir?
- Derin damar trombozu teşhisi konulduğuna göre benim için ideal fiziksel aktivite seviyesi nedir? Kan pıhtım geçtiğinde ne olacak?
- Fiziksel aktivitelerimi veya seyahat planlarımı kısıtlamam gerekecek mi?
- Önerdiğiniz öncelikli yaklaşımın alternatifleri nelerdir?
- Başka sağlık durumlarım da var. Hepsiyle birlikte nasıl başa çıkabilirim?
- Bir uzmana görünmeli miyim?
- Bana yazdığınız ilacın bir eşdeğeri var mı?
- Yanımda götürebileceğim bir broşür veya basılı malzeme var mı? Hangi web siteleri ziyaret etmemi tavsiye edersiniz?
Doktorunuza sormaya hazır olduğunuz soruların yanı sıra anlamadığınız bir şeyi doktorunuza sormaktan çekinmeyin.
Doktorunuzdan bekleyebilecekleriniz
Doktorunuz büyük olasılıkla size birkaç soru soracaktır. Onları yanıtlamaya hazır olmanız daha fazla zaman ayırmak istediğiniz konuların üzerine gidebilmenizde size yardım edecektir. Doktorunuz şunları sorabilir:
- Belirtileri ne zaman yaşamaya başladınız?
- Son zamanlarda hareketsiz miydiniz, örneğin uzun süre oturuyor veya yatıyor muydunuz?
- Belirtileriniz sürekli mi yoksa nadiren mi gerçekleşiyor?
- Belirtileriniz ne kadar şiddetli?
- Eğer varsa, belirtilerinizi arttıran şeyler nelerdir?
- Eğer varsa, belirtilerinizin şiddetini artıran şeyler nelerdir?
- Ailenizde kan pıhtılaşmasıyla ilgili bir rahatsızlık geçiren var mı?
Bu arada neler yapabilirsiniz?
Randevunuzdan önce, bazı kişisel bakım önlemleri almaya başlayabilirsiniz. Etkilenen bölgeye sıcak bir bezle kompres uygulayabilir, rahatsız olduğunuz durumlarda bacağınızı rahat ettirmek için kaldırabilirsiniz. Asetominofen veya iltihap önleyiciler gibi ağrı kesici ilaçlar kullanmaya karar verirseniz doktorunuza mutlaka danışın. Bu ilaçlar, doktorunuzun yazdığı diğer kan sulandırıcı ilaçlarla etkileşime girebilir.
Testleri
Testleri
Derin damar trombozunu teşhis etmek için doktorunuz, belirtilerinizle ilgili çeşitli sorular soracaktır. Aynı zamanda doktorunuzun vücudunuzdaki şişkinlikler, duyarlılıklar ve cildinizdeki renk değişimlerini kontrol edebilmesi için fiziksel muayeneye de gireceksiniz. Kan pıhtısı taşıma olasılığınızın yüksekliliğine bağlı olarak doktorunuz aşağıdaki gibi birtakım testlere de girmenizi önerebilir:
- Ultrason. Pıhtı olduğu düşünülen bölgenin üzerine yerleştirilen çubuğa benzer bir alet (dönüştürücü), bölgeye ses dalgaları gönderir. Ses dalgaları dokunuzun üzerinde dolaşmaya ve geri yansıtmaya başladığında, bir bilgisayar, bu dalgaları bir video ekranında hareketli bir görsele dönüştürür. Bazen bir kan pıhtısının büyüyüp büyümediğini teşhis etmek veya yeni bir pıhtının oluşmadığını garantilemek için günlerce bir dizi ultrason testi yapılır.
- Bilgisayarlı tomografi veya MR görüntüleme. Bilgisayarlı tomografi (CT) ve manyetik rezonans görüntülemenin (MRI-emar) her ikisi de damarlarınızın görsel görüntülerini sağlayabilir ve pıhtı olup olmadığını gösterebilir. Bazen pıhtı, bu testler başka amaçlarla yapıldığında ortaya çıkar.
- Kan testi. Şiddetli derin damar trombozu geliştiren hemen herkesin D-dimer adı verilen pıhtı çözücü bir maddenin yükseldiği bir kan seviyesi vardır. Kanınızdaki çoğalmış D-dimer için yapılan test derin damar trombozunu ortadan kaldırmak ve nüksetme riski altında olanları tanımlamakta en iyi yöntemlerden biridir.
Damar röntgeni çekimi. Bir boya (karşıt etken), ayağınızdaki veya ayak bileğinizdeki geniş bir damara enjekte edilir. Pıhtılara bakılan X ışını işlemi bacaklarınızdaki ve ayaklarınızdaki damarların bir görüntüsünü yaratır. Bu test daha az sıklıkta kullanılır çünkü genellikle daha az invazif (vücuda müdahale gerektiren) çalışma teşhisi doğrular.
Tedavisi
Tedavisi
Derin damar trombozu tedavisinde amaç, kan pıhtınızın daha fazla büyümesini engellemek, pıhtının yerinden oynayarak akciğer embolisine neden olmasını engellemek ve derin damar trombozunun tekrar oluşmasının önüne geçmektir.
Derin damar trombozu tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunur:
- Kan sulandırıcılar. Derin damar trombozunu tedavi etmede kullanılan ilaçlar arasında, kimi zaman pıhtı çözerler adı da verilen kan sulandırıcılar bulunur. Bunlar, kanın pıhtılaşma kabiliyetini düşüren ilaçlardır. Var olan kan pıhtılarını parçalamazken, pıhtıların büyümesini engelleyebilir veya daha fazla pıhtı oluşması riskini azaltabilir.
Genellikle ilk olarak birkaç günlüğüne bir iğne veya kan sulandırıcı heparin aşısı verilir. Heparin aşılarına başlandıktan sonra tedaviniz, varfarin gibi başka bir kan sulandırıcı tabletle devam edebilir. Üç ay veya daha uzun bir süre kan sulandırıcılar kullanmanız gerekebilir.
Eğer reçetenizde heparin veya varfarin yazıyorsa, ilaçlarınızı doktorunuzun tam önerdiği şekilde ve düzenli kullanın. Her iki ilaç da, fazla kullandığınızda, artan kanama riski gibi ciddi yan etkiler gösterebilir. Öte yandan eğer düşük doz alırsanız daha fazla kan pıhtısı riski altındasınız demektir. Kanınızın pıhtılaşmasının ne kadar zaman aldığını ölçmek için periyodik olarak kan testi yaptırmanız gerekir. Hamile kadınlar varfarin kullanmamalıdır.
- Pıhtı çözücüler. Eğer daha ciddi bir derin damar trombozu veya akciğer embolisi rahatsızlığınız varsa veya diğer ilaç tedavileri işe yaramıyorsa doktorunuz başka ilaçlar önerebilir.
Trombolitikler diye bilinen bir ilaç grubu vardır. Plazminojen aktivatörü (TPA) gibi bu ilaçlar, kan pıhtılarını parçalamak için bir damar içi hatla (IV intradamaröz) verilir. Bu ilaçlar ciddi anlamda kanamaya neden olabilir ve genelde sadece hayati risk taşıyan durumlarda kullanılır.
- Filtreler. Eğer kanınızı sulandırmak için ilaç kullanamıyorsanız karnınızdaki geniş bir damara, yani ana toplardamara bir filtre yerleştirilebilir. Bu filtre, pıhtının süzülerek akciğerlerinize karışmasını engelleyebilir. Bu filtrelere bazen şemsiye de denilir; çünkü şemsiyenin tel iskeletine benzer.
Kompresyon çorapları. Bu çoraplar derin damar trombozu nedeniyle oluşan şişmeleri engellemeye yardımcı olur. Çoraplar ayaktan başlayıp yaklaşık olarak diz seviyesine kadar giyilir. Bu basınç, kanınızın havuzlanması ve pıhtılaşması olasılığını azaltır. Bu çorapları mümkünse en az bir yıl giymelisiniz.
Yaşam Tarzı
Yaşam Tarzı
Kişisel bakım planınızda başlıca hedefiniz derin damar trombozunun oluşmasını engellemek olmalıdır. Derin damar trombozunu engellemek, oluştuktan sonra tedavi etmekten çok daha kolaydır.
Derin damar trombozunun daha kötüye gitmesini veya nüksetmesini engellemek için:
- İlaçlarınızın veya tedavi yöntemlerinizin yenilenmesine ihtiyaç olup olmadığını öğrenmek için doktorunuzla birlikte sürekli kontrol edin.
- Kan sulandırıcılar kullanırsanız, ne kadar K vitamini tükettiğinize dikkat edin. K vitamini, varfarin gibi ilaçların işleyişini etkileyebilir. K vitamini açısından zengin yiyecekler arasında yeşil lifli sebzeler, kanola ve soya fasulyesi yağı bulunur.
- Uzun süre oturacaksanız, alt baldır kaslarınızı hareket ettirin. Mümkün olduğunca ayağa kalkın ve yürüyün. Eğer yürümek için ayağa kalkamıyorsanız, ayak parmaklarınızı yerde tutarak topuklarınızı kaldırıp indirmeyi ve daha sonra topuklarınızı yerde tutarak ayak parmaklarınızı kaldırmayı deneyin.
- Hareket edin. Eğer bir ameliyat veya başka faktörler nedeniyle bir süredir yatak dinlenmesindeyseniz, ne kadar erken hareket etmeye başlarsanız kan pıhtılarının oluşma riski de o kadar az olacaktır.
- Yaşam şeklinizde değişiklikler yapın. Kilo verin, sigarayı bırakın ve kalp basıncınızı kontrol edin. Obezite, sigara içmek ve yüksek kan basıncı derin damar trombozu riskini artıran faktörlerdir.
- Doktorunuz tavsiye ederse, bacaklardaki kan pıhtılaşmasını engellemek için kompresyon çorabı giyin.
- Kan sulandırıcılar gibi ilaçların yan etkisi de olabilecek aşırı kanamaya dikkat edin.
Yaralanmanıza veya bir yerinizin kesilmesine neden olabilecek aktivitelerinizle ilgili doktorunuzla konuşun; çünkü kan sulandırıcı kullanıyorsanız en küçük bir yaralanma bile ciddi sonuçlar doğurabilir.
Damarda kan pıhtılaşmasının nedenleri
Özer SELİMOĞLU
Merhaba özer bey benim ayaklarımda varis var ve iç varisten ameliyat oldum.Ağrılarım geçmeyince bir kalp ve damar cerrahisine muayene oldum ve derin ... devamı
Hamileler Mide Bulantısı İçin İlaç Kullanabilirler Mi?
Renkli Doppler Her Hamile Kadına Uygulanır Mı?
Hamilelikte Hangi Tür Ultrasonlar Kullanılır?
Gebelik Şekeri Testi Bütün Anne Adaylarına Yapılır Mı?
Kadınlar Emzirirken Doğum Kontrol Yöntemlerini Kullanabilir Mi?