Bir toplumda cinsiyet eşitliği arttıkça erkekler genç ve güzel eşler, kadınlarsa zengin ve güçlü egzersizler aramaya daha az dikkat gösteriyor.
Erkekler gençlik ve güzellik ararken kadınlar zenginlik ve statü aramasının insan çiftleşmesinde genel bir tercih olduğu ve biyolojiye dayandığı psikologlar tarafından uzun zamandır ileri sürülüyor. Ama yeni bir araştırmaya göre, bu aslında şekillendirilebilir: Erkekler ve kadınlar güç edinme ve ekonomik özgürlük açısından mali eşitlik kazandığında cinsiyete göre bu eş arama tercihleri azalıyor.

Eski zamanlarda bu tercihler daha baskın olsa da yeni araştırmalar gösteriyor ki modern toplumda kadının güç ve statü kazanması fark yaratıyor.
Psychological Science’ta yayımlanan bir çalışmada, araştırmacılar bir eşte en çok istedikleri özellikler hakkında anket yaptıkları iki büyük grubu incelediler. İlk anket 1980’li yılların sonunda yürütüldü ve 37 farklı ülkeden 8953 kişiyi içerdi; ikinci anket daha yakın zamanlı ve internet üzerinden 10 milletten 3177 kişiye ulaştı.

Önceki araştırma, tam zamanlı işlerinin olmasını bekleyen kadınların erkeğin “temin edici” özelliklerine daha az vurgu yaptığını buldu. “Erkeklerle kadınların sosyal rolleri değiştikçe eş seçim kriterlerindeki cinsiyet farklılıkları da değişiyor çünkü insanlar, hakim sosyal şartlar altında beklenen gelecek yaşamlarına uyacak eşler arıyorlar.”

Bunun doğru olup olmadığını keşfetmek için araştırmacılar milletleri, 2006 yılındaki Dünya Ekonomik Forumu tarafından üretilen yeni bir cinsiyet eşitliği tablosuna göre sıraladılar. Çeşitli toplumlar dahilinde, toplumsal cinsiyet farkı ve erkekle kadın eş tercihleri arasında ne kadar farklılık olduğu arasındaki ilişkilere baktı.

MAKALE: AİLE İÇİ ŞİDDET

Gerçekten de, araştırmacılar cinsiyetler arasında güç eşitliği ne kadar fazlaysa hem kadınların hem de erkeklerin potansiyel eşlerde aradığı özelliklerin o kadar benzer olduğunu buldular. Finlandiya’da, 10 ülke arasında en büyük cinsiyet uyumu olan ülkede, iki araştırmanın daha yeni olanında, kadın ve erkek tercihleri arasında, en büyük cinsiyet farkı olan Türkiye’den çok daha az bir fark vardı.

Bu demek oluyor ki temelde, kadınlar ve erkekler daha eşit hale geldikçe erkekler gençlik ve güzelliğe, kadınlarsa zenginlik ve güce daha az vurgu yapıyor. Bu sonuçlar 37 kültürlü ankette de elde edildi; fakat eş arama tercihlerinde belirgin bir fark gösteriyordu, bu cinsiyet temelli farklılıkların daha fazla eşitlik olan ülkelerde daraldığını da gösteriyordu.

Dahası, en üstte hem kadın hem de erkekler tarafından paylaşılan en az arzulanan özellikleri de buldu: Erkekler güzellikten ya da kadınlar zenginlik ve statüden bahsetmeden önce çoğu insan önce zeka, nezaket ve espri anlayışına bakıyor.

Biyolojik temelli varsayılan diğer cinsiyet farklılıkların, örneğin kadınlarla erkekler arasında matematik performansı arasındaki farklar, cinsiyet eşitliği olan ülkelerde geri planda kaldığını da buldu, bu demek ki bu varyasyonlarda kültürün rolü eksik değerlendiriliyor.

Ama yazarlar, dünyanın en eşitlikçi ülkelerinin bile, bu tablonun en alt sıralarında yer alan ülkelerde görülen eşitsizlik seviyesinden ne kadar uzak olsalar da mükemmel eşitlikten de bir o kadar uzak olduklarının altını çiziyorlar. Yazarlar şöyle noktalıyor: “Eşitlikçi ülkelerde cinsiyet eşitsizliği devam ettiği sürece, eş bulma tercihlerindeki cinsiyet farklılıklarının erozyonu beklenemez.”

Uzm. Dr. Sertaç SEVER

Daha önce çıkan sivilce vb. şeylerin bıraktığı izler 2-3 ay kadar devam etmektedir.Bunu iyileştirip geçirecek bir ilaç veya tavsiye bekliyorum ilgilen... devamı