Gebelik zehirlenmesi yani preeklampsi, tanısının konulması gereken bir durumdur ve tehlikeli olabilir. Ancak tanısı konulduktan sonra artık korkacak bir şey kalmaz, çünkü gebelik zehirlenmesinin en kesin tedavisi doğumdur. Eğer tanısı konulamazsa, anne adayı açısından başlangıçta bir belirti göstermese bile, bütün organları olumsuz bir şekilde etkileyebilmektedir. Bu organlar arasında en korkutucu olanı beyinin etkilenmesidir. Eğer beyin etkilenirse, eklemsi denilen ve tıpkı bir sara nöbetini andıran kasılmalara yol açmaktadır. Böbrekleri etkilerse böbrek yetmezliği olabilir. Beyinden sonra en tehlikeli durum karaciğeri tutmasıdır. Eğer karaciğeri tutarsa, o zaman karaciğerin iflas etmesine neden olur. Karaciğer vücudu bütün toksinlerden arındırdığı için, karaciğerin yetmezliğe girmesi, bütün sistemleri altüst eder. Gözlerde geçici görme kaybı, bütün sinir sisteminde geçici bozukluklar, kısmi felçler söz konusu olabilir. Bunlar ihmal edilmiş preeklampsinin sonuçları olarak yaşanabilmektedir. Bebeği besleyen organ olan plasentayı etkilerse, bebekte gelişme geriliği olabilir. Zaten gelişme geriliği başlangıcının uyarıcı olması gerekir. Çünkü bebek karındayken aniden yaşamını yitirebilir. Preeklampsi belirtisi olabilecek her durumda doktora başvurmak gerekir. Bunlar baş ağrısı, gözlerde sinek uçuşması, aşırı kilo alımı, ellerde ve yüzlerde şişme, karın ağrısı gibi belirtilerdir. Anne adayının kalp damar sistemi daha farklı bir sistemle çalıştığı için tansiyonu da farklı seyreder. Bu yüzden dijital aletlerle yapılan ölçümler bunu ayır edememekte ve yanlış sonuç vermektedir. Bu yüzden tansiyonun eczanede ya da kliniklerde normal, manşetli ve cıvalı aletlerle ölçülmesi gerekmektedir.

Op. Dr. Aytun AKTAN

mrb ben 1 aydir qlairista kullaniyorm son 4 ilac icindeym.ama memnun kalmadim yasmine dönmek istiyorm.kacinci gun ne sekilde gecis yapmaliyim ve hala ... devamı