40 yaşından itibaren özellikle ailesinde şeker ve tansiyon hastalığı olanların, yılda bir açlık kan şekerlerini ve 3-4 ayda bir vücut tansiyonlarını ölçtürmeleri gerekir. Tansiyon ve şeker hastası olanların ise yılda bir göz muayenesi olmaları ve muayene sırasında doktoruna hastalıklarından bahsetmeleri gerekir. Bu hastalıklar bildiğiniz gibi gözlerde kanama ve kalıcı görme kayıplarına neden olur.

Başağrısı olan kişiler özellikle bu ağrı birşey okuyunca, televizyon izleyince veya öğleden sonraları ise önce göz muayenesi olmalı, eğer gözleri sağlamsa nöroloji ve KBB gibi ileri tetkik isteyen diğer bölümlere gitmelidirler.

Gözünde çapaklanma, kızarma ve yanma gibi şikayetleri olanlar çoğu kez arkadaşlarına veya yakınlarına iyi gelen veya eczacının tavsiye ettiği ilacı alıp kullanırlar. Bu çok yanlış, mutlaka doktor muayenesi sonrası ilaç kulanılmalıdır. Çünkü bu şikayetler göz tansiyonu veya gözde iltihap gibi ciddi hastalıkların belirtisi olabilir.

Yakın gözlük ihtiyacı olanlar gözlüklerini mutlaka göz doktorundan almalıdır. Kişiler gözlük muayenesi ile birlikte tam bir göz muayenesinden geçmekte ve belirti vermeyen göz tansiyonu gibi bazı hastalıklar bu sırada fark edilmektedir.

Çapaklanma ve sulanma olduğunda gözümüzü kumaş mendil veya tülbent gibi eşyalarla silmemeliyiz, gözün daha çok mikrop kapmasına neden olabiliriz.

Göz tansiyonu olan hastalar ilaçlarını doktor önermedikçe kesmemelidir.

Gözün parlaması için halk arasında bazı ilaçlar kullanılmakta veya limon damlatılmaktadır, bu çok yanlış bir uygulamadır. Bu ilaçlar göz damarlarını büzerek gözdeki kızarıklığı geçici olarak yok  etmektedir. Devamlı kullanıldığında ise göz damarlarının kasları iflas etmekte ve devamlı kızarık bir göz ortaya çıkmaktadır. Bu kızarıklık ise tedavi edilememektedir. Limon damlatma sırasında ise gözün mikrop kapma ihtimali vardır.