Kış sporları denilince akla ilk gelen spor dallarından biri olan kayak, denge ve kontrol üzerine kurulu bireysel hakimiyet gerektiren bir spordur.
Karda batmadan yürümeyi temin eden aletlerin ilk olarak, zamanımızdan 8000 yıl önceleri Altay Dağlarında kullanılmaya başlandığı iddia edilmektedir. Daha sonra buradan bütün dünyaya, özellikle de Kuzey Avrupa ülkelerine yayılmış ve İskandinav ülkelerinde büyük rağbet görmüştür. Burada gelişen kayak, Norveç lisanındaki karşılığı olan "ski” kelimesiyle tüm dünyada benimsenmiştir.

Kayak sporu ve Malzeme Seçimi

Bu spora gönül verenlerin bilmesi gereken en önemli şey, soğuk bir ortamda spor yapılacak olmasıdır. Ancak sürekli hareket ve enerji harcanması sebebi ile hava ne kadar soğuk olursa olsun kayak sporu terlemenize de sebep olacaktır. İşte bu detaylar seçilmesi gereken kayak kıyafetinizin özelliklerini belirler.

Kar montu ya da diğer bir deyişle kayak montu, kayak pantolonu, polar üstler, eldiven, bere, maske, içlik, çorap, gözlük en temel kayak kıyafetlerini oluşturur. Bu kıyafetlerin özel malzemelerden üretilmiş olması ve kayak sporuna uygun tasarlanmış olması önemlidir. Sympateks ya da Goreteks denilen su geçirmeyen kumaşlar tüm kayak malzemelerinde kullanılan kumaş türüdür. Böylece yoğun bir kar yağışı ile kıyafetlerinizin ıslanması ya da içine kar girerek sizi ıslatmasını, üşütmesini önlemiş olursunuz. Ayrıca dış etkenlerden gelecek etkilenmeyi neredeyse minimuma indirdikten sonra iç giyimde kullanılan termal içlikler bedenin terlemesi durumunda terin buharlaşmasına izin verecek özelliktedir.

Kayak sporunda korunması gereken bir diğer önemli kısım ise yüzümüzdür. Bunun için maske kullanabilir, başınızı ve kulaklarınızı koruyacak bere ve kulaklıklar takabilirsiniz.

Kayak esnasında kayak gözlüğü kullanımı ise unutulmaması gereken bir detaydır. Kar fırtınası ya da kardan yansıyan güneş, gözlüksüz olunması halinde görüş mesafesinin neredeyse yok olmasına neden olur. Daha da önemlisi kullandığımız gözlükler karda zeminden yansıyan UV ışınlarına karşı gözümüzü korumaktadırlar. Ayrıca uygun malzeme seçimi camlarda yaşanan buğulanmanın en aza indirgenmesinde de önem taşır.

Yeri gelmişken kışın da güneş gözlüğü kullanımının gerekli olabileceği durumlardan bahsedelim. Göz kapağı ve göz çevresindeki cilt ince ve kırışmaya en yatkın bölge olduğu için özellikle rüzgarlı, güneşli ve karlı soğuk havalarda UV filtreli uygun bir gözün sinir tabakasını ve göz merceğini, hem de göz çevresi hassas kısımları korumuş oluruz. Kışın güneş gözlüğü seçerken yeşil, mavi gibi soft renkler seçilmeli, UV blokajı olmalıdır.

Kayak sporu ve Göz sağlığı

Kayak sporu çok keyifli bir spor dalı olmasına rağmen özellikle göz açısından bazı tehlikeler içeriyor. Bunları sıralayacak olursak:

1-Kuru Göz:

Kuru ve soğuk hava koşullarında spor yapanların gözlerinde yanma, batma, kızarıklık ve bulanık görme gibi belirtiler kuru göz hastalığının belirtisi olabilir.

Gözyaşı üretimi azalması ya da üretilen gözyaşı kalitesinde bozulma olması ise kuru göz rahatsızlığına sebep olur.

Doğal gözyaşı tabakası, gözün saydam tabakası üstünde sağlıklı bir optik göz yüzeyi oluşturur ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Ayrıca gözün beslenmesinde önemlidir. Uzun süreli göz kuruluğu durumlarında gözün saydam kısmında yara ve kalıcı hasar oluşumu ihtimali ortaya çıkar. Gözleri hem travmalardan hem de göz kuruluğu yapan çevresel koşullardan korumak için kayak gözlüğü takılması şarttır. Hatta göz doktoruna da danışılarak suni gözyaşı preparatları bulundurulması da yararlı olabilir.

2-Sarı nokta hasarı ve katarakt:

Uzun süre güneş gözlüğü kullanmadan kayak yapanlar ve dağcıları bekleyen bir başka tehlike ise güneş ışınlarına bağlı gelişen sarı nokta hastalığıdır. Sürekli çıplak gözle kara bakmak, kardan yansıyan UV ışınları nedeniyle, gözün makula (sarı nokta) bölgesinde hasara yol açarak kalıcı merkezi görme kayıplarına neden olabilir. Benzer şekilde UV ışınları göz merceğinde de hasara neden olarak katarakt oluşumunu tetikleyebilmektedir. Bu durumlardan korunmak için de tek önlem koruyucu bir gözlük kullanarak kayak sporu yapmaktır.

3- Göz Enfeksiyonları:

Her dönemde görülen göz enfeksiyonlarının kış aylarında da arttığı bir gerçek. Kış aylarında özellikle viral konjonktivitin görülme sıklığı artıyor.
Bu durumda belirtileri tanıyarak, geç kalmadan hekime başvurmak gerekmektedir. Gözlerde sulanma, kızarıklık, çapaklanma, sulu ve beyaz bir akıntı, ışıktan rahatsız olma başlıca belirtilerdir. Tedavide hastalığın durumuna göre göz hekimince başlanan antibiyotikli damla ve pomatlardan faydalanılmaktadır.

Dyt. Sanem APA

Hayırlı günler hocam,32 yaşında bir erkeğim.Benim vücudumda yağlanma var,gerekli diyet ve sporu yapmaktayım.Genel olarak kilo vermiş durumdayım.Ama öz... devamı