Hamileyken seyahate çıkmak konusunda görüş ayrılıkları olabilmektedir. Fakat hamilelerin de gezmeye ihtiyacı olduğu unutulmamalıdır. Kadınlar hamilelik sürecinde, duygusal açıdan son derece duyarlı hale gelirler. Bu nedenle hamilelikte seyahat etmek, onların psikolojik açıdan güçlenmelerini sağlayacak önemli bir moral kaynağı olabilir. Dolayısıyla hamilelere seyahat etmenin yasaklanması gibi bir şey söz konusu değildir. Ancak hem seyahat öncesi hem de yolculuk sırasında ve sonrasında bazı kurallara uyulması gerekir. Yalnız, öncelikle düşük riski bulunan ya da kanaması veya ağrısı olan ve doktoru tarafından yatak istirahatı verilen anne adaylarının seyahate çıkması söz konusu bile olamaz. Bu durumlarda çıkılacak bir yolculuk, hamileliğin düşükle sonuçlanmasına yol açabilir. Bu gibi haller dışında, anne adayının hamileliğinin şartlarına göre hangi mesafelere, hangi araçlarla, nerelere, nasıl ve ne zaman gidileceğine doktorunun görüşü alınarak karar verilmelidir. Kadınların hamilelik döneminde fizyolojilerinde bazı değişikler olur. Örneğin bebeğin ihtiyacının da eklenmesiyle kan volümleri çok yükselir. Bunun yanı sıra doğum sonrası kanamaların azaltılması için gelişen bir mekanizma olan pıhtılaşma eğilimi de artar. Hamilelik döneminde kandaki plazminojen ve faktör 8 gibi bileşenlerin artması kanama riskini büyütür ki, bunlar hep pıhtılaşmaya yönelik faktörlerdir. Uterusun damarlara yaptığı basınç nedeniyle vücudun alt bölgesindeki kanın geri dönüşü güçleşir. Bu bölgedeki damarlarda yoğunluk artarken kan akışı yavaşlar ve ödemlerin gelişimini tetikler. Dolayısıyla hamilelerde kanın göllenmeye ve staza eğilimi vardır. Seyahate çıkacak hamileler gidecekleri yeri ve yolculuğun biçimini seçerken sık sık mola olanağı olanları tercih etmelidirler. Molalarda kısa süreli yürüyüşler yaparak bacakların veı hareket ettirerek kan dolaşımlarını düzenlemelidirler. Aksi durumda damar tıkanıklıkları, trombozlar, tromboemboli gibi sorunlarla karşılaşmak kaçınılmaz olacaktır.