İlk cinsel birleşmeler hem kadınlarda hem de erkeklerde bir takım kaygı ve zorluklarla yaşanabilir. Bu kaygı ve zorluklar, kişinin cinsel birleşmeden önceki dönemlerde, cinsel birleşmeyi kafasında nasıl tanımladığıyla da ilgili bir sorundur. Bizimki gibi toplumlarda, kültürel nedenlerden, cinsellikle ilgili bir takım kısıtlayıcı ahlaki yargılardan dolayı kadınlar ilk cinsel deneyimlerinde kaygılı olabilmektedirler. Bunun temel nedenlerinden biri, bekaretle ilgili düşüncelerdir. Kadınların bir kısmında, yani yaklaşık yüzde 70’inde, kızlık zarı denilen ve bekaretle ilgili olan himenin sıyrılmasına bağlı çok hafif ve birkaç damlalık bir kanama olabilir. Ancak kadınların üçte birinde bununla ilgili bir kanama ya da acı yaşanmaz. Ama buna bağlı olarak yaşanan kaygılar, cinsel birleşme sırasında bir takım korkulara, sıkıntılara ve cinsel uyaranın azalmasına neden olabilir. Bu nedenle ilk cinsel birleşme sırasında kadınlar kuruluk yaşayabilirler. Ya da fiziksel acı kafada çok büyütüldüğü için, daha birleşme başlamadan bir takım ağrılar yaşamaya başlayabilirler. Çok yaşanan ve çok dile gelen diğer şeylerden biri de, kadınların ilk cinsel deneyimlerinde çok fazla bir şey hissetmedikleridir. Bunun nedenlerinden biri, çok fazla kaygı hissetmeleridir. Ancak öte yandan cinsellik zaten yaşanılarak öğrenilen bir durum olduğu için, cinsellikten alınan haz cinsellik yaşadıkça artacaktır. Çiftlerin cinselliğe hazır olmaları, ancak kendi istedikleri zamanda, uygun mekanda ve istedikleri partnerle yaşanan bir ilişki ile olmalıdır. Zorlamayla olan, kişilerin kendi istekleri dışında gerçekleşen cinsellik, yaşları kaç olursa olsun, hangi zamanda olursa olsun, erken yaşanan bir cinsellik olacaktır.