Benim de klinik uygulamamda yeri olan, yeni bir tüp bebek tedavi yaklaşımından söz etmek istiyorum: Mini IVF

Klasik IVF-Tüp bebek tedavisi her gün ilaç enjeksiyonlarının yapıldığı pahalı bir uygulamadır. Ayrıca bu uygulamalarda istenmeyen; çoğul gebelikOHSS (Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu- Yumurtalıkların Aşırı Uyarılması) gibi komplikasyonların görülmesi de mümkündür. İşte Mini IVF yöntemi bu konulara alternatif  sunan, yeni bir yaklaşımdır. İlk olarak Japonya Tokyo’ daki Kato Klinik’ de uygulanmaya başlamıştır. Kato Klinik dünyanın en fazla tüp bebek tedavisi yapan merkezi olup, bu merkezde yılda 20-25.000 tüp bebek siklusu yapılmaktadır. Kato Klinik’ de az ilaç kullanımı ile kaliteli yumurta ve embryo elde etmek, ve kaliteli tek embryonun transferini gerçekleştirmek amaçlanmaktadır.  Tek embryo transferi ile bu kliniğin gebelik oranları 50-60 civarındadır. Ayrıca Mini IVF yöntemi, New York’taki New Hope Fertility Center ‘da Dr. John Zhang tarafından da geliştirilerek uygulanmaktadır.

Mini IVF tedavisinde amaç, mümkün olduğunca az miktarda kimyasal madde kullanılarak  ICSI-mikroenjeksiyon yapılmasıdır. Böylece doğala en yakın ortam sağlanmış olmaktadır. Daha önce söz ettiğimiz gibi asıl amaç; en kaliteli yumurtaları geliştirmek  ve en iyi kalitede minimal embryoyu transfer etmektir. Bu tedavi özellikle over rezervi az ve 40 yaş üstü hastalarda da oldukça uygun bir alternatif olmaktadır.

Mini IVF ile OHSS olasılığı 1 oranlarına düşürülebilmekte ve maliyet konvansiyonel IVF tedavi maliyetinin  1/3-1/5 düzeylerine indirilebilmektedir. Natürel IVF’ den farklı olan bu tedavide; çok az veya hiç enjeksiyonun kullanılmaması, işlemin basit ve kısa oluşu, ve erken ovülasyon-yumurtlamanın normalden daha az görülmesi diğer avantajlarıdır. Klasik IVF tedavilerinde ortalama 15-20 yumurta toplanıp bunların ortalama 1/2-1/5’ i iyi kalitede iken, mini IVF’de ortalama 3-8 yumurta geliştirilmekte ve yine elde edilen kaliteli yumurta sayısı ( genellikle 3-5 ) klasik IVF tedavisine benzerlik göstermektedir. Yani; toplanan yumurta sayısı azalmış olmasına rağmen, iyi kalite yumurta oranlarında bir azalma görülmez.

Konvansiyonel IVF tedavisinde fazla artan östrojen hormonunun, embryonun implantasyonu- rahime yapışması açısından dezavantaj yarattığı bilinmektedir. Mini IVF yönteminde östrojenin çok yükselmemesi de, bu konuda avantaj sağlar. Ancak Mini IVF’ de kullanılan klomifen’ in bazen endometrium-rahim içi zarı kalınlaşmasını yeterince yapmadığı da bilinen bir gerçektir.  Bu durum, az dozda verilen gonadotropinler-iğnelerle aşılabilir. Ayrıca embryoların dondurulup daha sonraki doğal sikluslarda transferi de bu konunun çözümünde yarar sağlayabilmektedir.

Mini IVF tedavisinde olgudan olguya değişebilse de genellikle; günde 1 tablet klomifen sitrat (Klomen, Serophene, Gonaphene tab.), 1-3 doz gonadotropin (Menogon, Menopur, Merional, Fostimon, Puregon, Gonal-F), ve yumurta toplanmasından 36 saat önce uygulanan tek doz GnRH-a (Decapeptyl amp, Lucrin flakon, Synarel nazal sprey vb.) kullanımı söz konusudur.

Mini IVF’ de natürel IVF’ e göre siklus başına; daha kaliteli yumurta, daha yüksek gebelik olasılığı ve daha fazla dondurulmaya elverişli embryo sayısı görülmektedir.

Mini IVF ile gebelik olasılığı; ortalama 1-2 embryo transferi yapılan konvansiyonel IVF tedavileri ile benzerlik gösterir.

Sonuçta Mini IVF tedavisi; ılımlı, ekonomik, ve başarılı bir tedavi olup, konvansiyonel IVF tedavisine alternatif iyi bir seçenektir. İlerisi için de umut vaat etmektedir.

 

 

 

Prof. Dr. Kaan AYDOS

hocam merabaler ben eski hastarınızdan mustafa aydoğan bundan 5 yıl önce tüp bebek tedavisi ile çocugum oldu azosipermi hastalıgım var tese amaliyatı... devamı