Mutafoğlu, AA muhabirine, Dünya Sağlık Örgütü'nün tanımına göre palyatif bakımın ''yaşamı tehdit eden hastalıklarla ilişkili olarak ortaya çıkan ağrı ve diğer çok sayıda fiziksel sorunların, psikolojik, sosyal ve ruhsal sorunların erken tanımlanması, doğru değerlendirilmesi ve uygun yöntemlerle tedavisi yoluyla, hastaların ve ailelerinin yaşam kalitesini arttıran bir yaklaşım'' olduğunu anlattı.
Kanserli hastaların ön tanı aşamasında başlayan, tanıyla daha yoğunlaşan, tedaviyle başka problemlerin eklendiği psikososyal sorunlarının olduğunu belirten Mutafoğlu, şöyle konuştu:
''Bu zorlu yolculukta, bizim tedaviye odaklı hizmetimiz hastanın cerrahisini, ilaç, ışın tedavilerini planlıyor. Tümöre odaklanıyoruz. Oysa o tümörün olduğu birey bir insan. Palyatif bakım insana bütün olarak bakıyor. Dolayısıyla gerek hastalıkla, gerekse tedaviyle birlikte ortaya çıkan ağrı, sızı, bulantı, kusmadan birçok sosyal, psikolojik ve manevi soruna el atıyoruz. Örneğin ağrının dindirilmesi ya da tanıyla birlikte yaşanan öfkenin, reddin daha kolay atlatılmasının sağlanması ya da iş kaybı, öğrenim kaybı, organ kaybı gibi durumlarda yardımcı oluyoruz. Aslında özetle hastalara yaşadıkları sürece olabilen en aktif ve kaliteli yaşamı sağlamaya çalışıyoruz.''
Hastanın ailesine de hastalık süreciyle baş etmeleri konusunda destek verdiklerine dikkat çeken Mutafoğlu, ''Bir kayıp olduysa da yas sürecinde hasta yakınlarına destek vermeye devam ediyoruz,'' dedi.
“Türkiye'de bu alan ihmal ediliyor”
Palyatif bakımın, dünyanın birçok merkezinde onkolojiyle uğraşan sağlık çalışanları ve hemşireler liderliğinde kurulduğunu ve birçok ülkede bu işin bir uzmanlık alanı olarak yürütüldüğünü ifade eden Mutafoğlu, Sağlık Bakanlığı'nın bu konuda çok ciddi bir çabasının olduğunu, Türkiye çapında palyatif bakımın yapılandırılmaya çalışıldığını söyledi.
Mutafoğlu, DEÜ'de yatan kanser hastalarına ve yakınlarına tedavi süresince daha kaliteli ve normale yakın bir yaşam sağlamanın, sorunlarla baş etmeleri için çözümler üretmenin yanında, tedavi şansı kalmayan hasta grubunun kalan yaşamlarını olabildiğince rahat ve huzurlu geçirmelerini sağlamayı da hedeflediklerini kaydetti.
Gelişmiş ülkelerdeki merkezlerde kanser ön tanısı alan hastaya ve yakınlarına, tanının konduğu ilk günden itibaren palyatif bakım hizmetlerinin sunulduğunu anlatan Mutafoğlu, ''Ne yazık ki Türkiye'de bu alan ihmal ediliyor. Bunun önünü açmak için sivil toplum kuruluşlarından destek bekliyoruz'' diye konuştu.
Prof. Dr. Kamer Mutafoğlu, palyatif bakımın bir bilim dalı olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Ayşe SERDAROĞLU
sayın hocam kızım tay-sachs hastası bu hastalıgın kordon kanı vekök hücre nakli ile tedavisi mümkünmü kızım şuanda 3 yaşında ve yogun bakımda yatmakt... devamı
Obezite İle Mücadele Anne Karnında Başlıyor
Gdolu Ürünlerin Kansere Yol Açtığı İspatlandı
Alerjiden Aşıyla 3 Yılda Kurtulun
Lösemi Tedavisi Pahalı Bir Tedavi Midir?
Güney Afrikada Patlak Prezervatif Skandalı