Cinsel işlev bozukluklarında iki tip yaklaşım vardır. Bunlardan bir tanesi sonuç tedavisidir. Bu tedavide sertleşmeyi sağlayabilmek hedeflenir ama soruna yol açan faktörün çözümüne yönelinmez. Temelde hastalar için sonuç önemli olduğundan, soruna yol açan faktörü çözmeden sertleşme sağlanırsa, hasta memnuniyeti de sağlanmış olmaktadır. Vakum tedavisi de bu tip tedavilerden bir tanesidir. Yani hastadaki mevcut rahatsızlık tedavi edilmemekte, sadece sertleşme sağlanmaktadır. Vakum tedavisinin prensibi negatif basınç sistemine dayanır. Bir cam fanus veya plastik fanus penise yerleştirildikten sonra, belli bir mekanizmayla fanus içindeki hava boşaltılır. Hava boşaldıkça negatif bir basınç oluştuğundan, vücuttaki büyük damarların içindeki kan da penisin içindeki küçük damarlara doğru negatif basınçtan dolayı akar. Bu basınç sayesinde, vücudun penise kendi kendine gönderemediği kanın suni olarak gönderilmesi sağlanmaktadır. Akabinde penis sertleştikten sonra da, cam fanusun dibindeki bir lastikle penisin dibine bir lastik oturtulmaktadır. Bu lastiğin amacı da giren kanın geriye kaçmasını önlemektir. Dolayısıyla sertliği sürdürebilmektir. Vakum yöntemi, çok basit mantıkla, negatif basınçla penise kan göndermektir ve lastik sayesinde o kanı oraya hapsetmektir. Takılan bu lastiğin orada kalma süresi en fazla yarım saattir. Yarım saatten fazla kalan lastik, neredeyse peniste bozukluklara yol açmaktadır. Dolayısıyla lastikle yarım saatten fazla cinsellik sağlanmamalıdır. Bu, vakum tedavisinde altı çizilmesi gereken önemli bir noktadır.