Tiroid kanseri genel olarak belirti vermez. Örneğin 100 tiroid kanserinin 98’i belirti vermez. Hatta sokaktan çevrilen 100 kişinin 1 ya da 2’sinin boynunda mutlaka, kendilerinin de bilmediği bir tiroid kanseri odağı bulmak mümkündür.
Öte yandan 100 tiroit kanserli hasta bulunsa, bunların da aşağı yukarı 98’i hayatı boyunca bu kanserin varlığından habersiz olarak yaşayacaktır. Ve belki de hayatının sonuna kadar böyle gidecektir. Ya da belki de kanser dışı bir nedenle ölecektir.
Arada 1-2 tane hasta kalır ki, bu 2 hastanın boynunda tiroid kanseri giderek büyümeye ve bir kitle olarak ortaya çıkmaya başlar. Kitle ortaya çıktığı zaman bu hastaların, iyi huylu guatr nedeniyle büyüyen hastalardan ayırt edilmeleri gerekir.

Ayırıcı tanı

Bu ayırt etme işlemini hastanın kendisinin yapması mümkün değildir. Bunun için bir hekime ihtiyaç vardır. Hekim önce hastayı iyi bir muayeneden geçirecek ve bu sorunun ne zamandan beri var olduğunu öğrenecektir. Arkasından yapılacak ultrasonografiyle bu nodülün bazı özelliklerini değerlendirmek gerekecektir.
Bunların ardından bir iğne biyopsisi yapmak gerekir. İğne biyopsisiyle bu nodülden gelen hücrelerin karakterini anlamak mümkün olacaktır. İyi, kötü ya da şüpheli olup olmadığını ortaya koyacaktır.
Nodülün iyi olması halinde yapacak bir şey yoktur. Fakat kötü ya da şüpheli olduğunda ameliyat edilmesi gerekir.