Erkek cinsiyeti yani erillik, maskülinite kendisini baştan çıkarmak için cilve yapan dişiyi döllemek için diğer erkeklerle mücadele eden, gerekirse onları döven, kovan, öldüren, ortalığı dağıtan en kuvvetlinin dişiyi döllemesi üzerine kuruludur.
İnsanların bekaret konusundaki tutumlarında, içinde yetiştikleri kültür çok önemli bir rol oynar.
Ülkemizde kızlık zarını diktirerek, evlendiği kişiye bakireymiş gibi görünen kadınlar da vardır.
Bekaretin dünyanın her yerinde önemli bir olgu olduğu söylenemez.
Bekaret, son derece ilginç bir konudur. Efsanelere bakıldığında, Eksi Yunan dan Mısır a Hint e kadar bütün tanrıçaların bakire olduğu görülür.
Kızlık zarının varlığı ya da cinsel birleşmenin olmaması hamile kalmanın önünde bir engel değildir.
Cinsel ilişki sırasında kızlık zarı yırtıldığı zaman, mutlaka kanama olur diye bir şey söz konusu değildir. çünkü kızlık zarı işlevsiz, ince bir et parçasıdır denilebilir.
Kızlık zarı, kadın doğum doktorları tarafından dikilir. Ancak zar yeniden kaynayan bir yapıda değildir. Bu nedenle evlilikten önce zar dikilecekse, bunu aylar önce yapmanın bir yararı olmayacaktır.
Kızlık zarı aslında cinsel ilişki dışında kolay kolay bozulacak bir yapıda değildir. Ancak bazı meslek gruplarında, ata binen, dans ve bale yapanlarda kızlık zarının bozulduğu söylenebilmekle birlikte, bu mutlak bir zorunluluk değildir.
Kızlık zarı yırtıldığı zaman genellikle bir miktar acı hissedilir. Ama hissedilmeyebilir de. Çünkü eğer ilişkide zevk oranı yüksekse, acı bu zevkin gölgesinde kalabilir.