Beyinde fizyolojik değişikliklerin ötesinde, fonksiyonel denilen hareketli ve dinamik sorunlar havaleye yol açabilmektedir. Bunları artık hücresel düzeyde tespit etmek mümkündür. Bazı genetik faktörler de bu hücresel düzeylerde etkili olmaktadır. Çocukluk döneminde görülen ateşsiz havale yani sara hastalığının yüzde 30 ila 40’ında genetik faktörler sorumludur. Bu genetik faktörler nedeniyle, hücrelerin zarından sodyum, potasyum, klor gibi bir aktif maddenin, bir iyonun geçişiyle ilgili genetik bir sorun, hücrenin uyarılabilirliğini arttırmaktadır. Bu uyarılabilirlik artışı ise havale ile ortaya çıkabilmektedir.

Havalelerin altında yatan nedenleri bulmakta kullanılan altın teknik, şu anda beyin MR’ıdır. Bu yöntemle çocukta anne karnında ya da daha sonra oluşmuş anomalilerin olup olmadığı ve bunların epilepsi ile ilişkisi hakkında net bilgiler alınabilmektedir. Ancak buna rağmen vakaların 1/3’ünde nedenler bilinmemektedir. Yani epilepsinin 1/3’nün genetik olduğu, 1/3’ünün ortalama yapısal sorunlardan kaynaklandığı düşünülmekte fakat geriye kalan 1/3’ünde herhangi bir neden bulunamamaktadır. Ancak teknolojinin ilerlemesiyle bu gruptaki nedenleri de tespit etmek mümkün olabilecektir. Sonuç itibariyle, her zaman havalelerin altında yatan bir neden ve kişisel bir duyarlılık vardır.