Nedir

Nedir?

Filaryaz parazitsel bir hastalıktır ve Filarioidea üst ailesindeki ‘filariae’ olarak da bilinen ipliğimsi filaryal nematodların (yuvarlak solucan) yol açtığı bulaşıcı tropikal bir hastalık olduğu düşünülür.

İnsanları kesin konakçı olarak kullanan bilinen 9 filaryal nematod vardır. Bunlar, vücutta işgal ettikleri yere göre 3 gruba ayrılır: ‘lenfatik filaryaz’, ‘subkütanöz filaryaz’, ve ‘seröz kavite filaryazı’. Lenfatik filaryaza Wuchereria bancrofti, Brugia malayi ve Brugia timori solucanları neden olur. Bu solucanlar lenf düğümleri dahil lenfatik sistemi işgal eder ve kronik hastalıklarda bu solucanlar elefantiyaz hastalığına yol açar. Subkutanöz filaryaze loa loa (Afrika göz solucanı), Mansonella streptocerca, Onchocerce volvulus ve Dracunculus medinensis (Gine solucanı) neden olur. Bu solucanlar yağ tabakasında, cildin subkutanöz tabakasını işgal eder. Seröz kavite filaryazına karnın seröz kavitesine yerleşen Mansonella perstans ve Mansonella ozzardi solucanları neden olur. Bütün vakalarda hastalığı taşıyıcı vektörler ya kan emici böcekler (sinekler veya sivrisinekler) ya da Dracunculus medinensis vakasında kopepod kabuklularıdır.

Filaryal solucanlarla enfekte olmuş kişiler periferik kanlarında mikrofilaryanın bulunup bulunmamasına bağlı, ‘mikrofilaraemik’ veya ‘amikrofilaraemik’ olarak tanımlanabilirler. Filaryaz aslen periferik kanda mikrofilaryanın doğrudan gözlenmesiyle mikrafilaraemik vakalar olarak tanınır. Okült filaryaz klinik gözlemlere istinaden ve bazı vakalarda kanda dolaşan bir antijenin bulunmasıyla amikrofilaraemik vakalar olarak tanınır.

Belirtiler

Belirtiler

Lenfatik filaryaz en göze çarpan belirtisi, sivrisinek ısırıklarıyla taşındığı keşfedilen ilk hastalık olan elefantiyazdır (cildin ve altta yatan dokuların kalınlaşmasıyla oluşan ödem). Elefantiyaz, parazitler lenfatik sisteme yerleştiklerinde ortaya çıkar. Elefantiyaz esasen alt ekstremiteleri etkilerken kulaklar, mükoz membran ve ampütasyon güdükleri daha az sıklıkta etkilenir. Ama filaryal solucanların farklı türleri vücudun farklı yerlerini etkilemeye meyillidir: Wuchereria bancrofti bacakları, kolları, vulvayı, göğüsleri ve erbezi torbasını (hidrosel oluşumuna neden olarak) etkilerken Brugis timori nadiren üreme organlarını etkiler. İlginçtir ki elefantiyazın kronik aşamalarına ilerleyenler genellikle amikrofilaraemiktir ve sık sık mikrofilaryaya ve yetişkin solucana olumsuz immünolojik tepkiler gösterir.

Subkutanöz solucanlar cilt döküntüleri, ürtikeryal papüller ve artritin yanı sıra hiper ve hipopigmentasyon arz eder. Onchocerca volvulus kendisini gözlerde göstererek ‘nehir körlüğü’ne (onkoserkiaz) neden olur; bu, dünyada ikinci önde gelen körlük sebebidir. Seröz kavite filaryazı karın ağrısına ilaveten subkutanöz filaryaza benzer belirtiler arz eder çünkü bu solucanlar aynı zamanda derin doku sakinleridir.

Testler

Testler

Filaryaz genellikle parmak ucu testi olarak bilinen ‘altın standart’ kullanılarak Giemsa boyalı ince ve kalın kan film simirleri üzerinde mikrofilaryanın tespiti ile teşhis edilir. Parmak ucu testi parmak ucunun kılcal damarlarından kan çeker; daha büyük damarlar kanın çıkarılması için kullanılabilir ama günün zaman pencerelerine kati surette uyulmalıdır. Kan vektör böceklerin beslenme faaliyetlerini yansıtan uygun saatlerde alınmalıdır. Örneğin, taşıyıcı vektörü sivrisinek olan W. Bancrofti için gece kan toplama için tercih edilen zamandır. Loa loa’nın vektörü at sineğidir, gündüz kan alma tercih edilir. Bu teşhis yöntemi yalnız akciğerlerden cilde nakil aracı olarak kanı kullanan mikrofilarya için yerindedir. M. Streptocerca ve O. Volvulus gibi bazı filaryal solucanlar kanı kullanmayan mikrofilaryalar üretirler; bunlar yalnız deride konaklar. Bu solucanlar için teşhis deri kesintilerine dayanır ve herhangi bir saatte yapılabilir.

Konsantrasyon yöntemleri

Çeşitli konsantrasyon yöntemleri uygulanır:

  • i. Membran filtresi
  • ii. Knott konsantrasyon yöntemi
  • iii. Sedimentasyon yöntemi

Dolaşmakta olan filaryal ajanları tespit eden polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ve antijenik analizler de teşhiste bulunmada kullanılabilir. İkincisi özellikle amikrofilaraemik vakalarda kullanışlıdır. Antijen için spot testleri çok daha fazla duyarlıdır ve testin daha çok geç saatlerde olmak üzere herhangi bir saatte yapılmasını olanaklı kılar.

Lenf bezi aspiratı ve kilus sıvısı da mikrofilaryayı açığa çıkarabilir. BT veya EMAR gibi tıbbi görüntüleme de kilus sıvısında ‘filaryal dans işaretini’ gösterebilir; röntgen lenf damarlarında kireçlenmiş yetişkin solucanları gösterebilir. Dietil karbamazin provokasyon testi gündüz numunelerinde tatmin edici sayıda parazit elde etmek için yapılır. Ksenodiyagnoz artık kullanılmamaktadır ve eozinofili spesifik olmayan primer belirtidir.

Solucan yaşam döngüsü

İnsan filaryal nematodlarının başlıca beş aşamadan oluşan komplike bir yaşam döngüleri vardır. Erkek ve dişi solucanlar çiftleştikten sonra dişi binlerce canlı mikrofilarya dünyaya getirir. Bir kan öğünü sırasında mikrafilaryalar vektör böcek (aracı konakçı) tarafından alınırlar. Aracı konakçıda mikrofilarya deri değiştirir ve 3. aşama (bulaşıcı) larvaya dönüşürler. Bir başka kan öğününde vektör böcek bulaşıcı larvayı derinin dermis tabakasına enjekte eder. Yaklaşık bir yıl sonra larva 2 aşamada deri değiştirir ve yetişkin solucan haline olgunlaşır.

Tedavi

Tedavi

Amerika dışında hastalar için tavsiye edilen tedavi ivermektinle birlikte albendazol (geniş spektrumlu bir antelmintik). Dietilkarbamazin (DEC) ve albendazolun kombinasyonu da etkili. Bütün bu tedaviler mikrofilarisit, bunların yetişkin solucanlar üzerinde hiçbir etkisi yok.

2003 yılında yaygın antibiyotik doksisiklin elefantiyazisin tedavisi için önerildi. Filaryal parazitlerin solucanın içinde yaşayan ve hem üremesinde hem de hastalığın gelişiminde önemli bir rolü varmış gibi görünen Wolbachia türünde simbiyotik bakterileri var. 2005 yılında Liverpool Tropik Tıp Okulu tarafından yürütülen klinik denemeler 8 haftalık bir kürün mikrofilaremiyi neredeyse tamamen ortadan kaldırdığını bildirdi.

Önleme

Önleme

1993 yılında Amerikan Hastalık Yok Etme Görev Gücü lenfatik filaryazin potansiyel açıdan ortadan kaldırılabilir altı hastalıktan birisi olduğunu açıkladı. Çalışmalar enfeksiyonun geçirilmesinin kombine oral ilaçların tek bir dozunun yaklaşık yedi yıl yıllık olarak sürekli sağlanmasıyla kırılabileceğini gösteriyor. Hastalık bir insan konakçıya ihtiyaç duyduğundan sürekli tedaviyle mikrofilaryanın azaltılması hastalığın geçirilmeyeceği, yetişkin solucanların öleceği ve döngünün kırılacağı anlamına gelir.

Lenfatik filaryazın geçirilmesini ortadan kaldırma stratejisi mikrofilaryayı öldüren ve endemik topluluklarda sivrisineklerle parazitlerin yayılmasını durduran ilaçların toplu dağıtımıdır. Sahra altı Afrika’da hastalığı tedavi etmek için albendazol ve ivermektinle birlikte kullanılırken dünyanın diğer yerlerinde albendazol dietilkarbamazinle kullanılır. Tedavilerin bir kombinasyonunun kullanılması kanda mikrofilarya sayısını daha iyi azaltır. Örneğin böcek ilacıyla muamele edilmiş sivrisinek cibinlikleri kullanmak gibi yollarla sivrisinek ısırıklarından kaçınmak da lenfatik filaryazın yayılmasını azaltır.