Eğer eşiniz, kardeşiniz veya arkadaşınız hamileyse ne kadar zor bir sürecin onu beklediğini yaşamadan anlayamazsınız. Değişen hormon dengesi, vücut ölçüleri, kramplar ve beslenme alışkanlıkları psikolojik bir savaş gerektirir. Bu süreçte normalden daha çok sevgi, ilgi ve şefkate ihtiyaç duyan anne adaylarına nasıl davranmanız gerektiğini biliyor musunuz?

Hamilelik sürecinde daha hassas ve kırılgan olan anne adaylarına bunu hatırlatmak ve nedenin hormonları olduğunu söylemek ters bir tepkiyle karşılaşmanıza neden olabilir. Bu yüzden daha anlayışlı olmaya ve kibar davranmaya özen göstermelisiniz.

Doğuma aylar varken hamile bir kadını endişelendirmek ve korkutmak istemiyorsanız ona kendi deneyimlerinizden bahsetmeyin. Özellikle normal doğumda gerçekleşen epizyotomi (doğum esnasında vajina ile anüs arasına kesi yapılarak bebeğin çıkarılması) uygulamasından söz etmeyin!

Ona hamile kalmadan önce ne kadar güzel bir fiziği olduğunu hatırlatmanıza gerek yok! Kaç kilo aldığını bırakın doğum sonrası düşünsün, bu süreçte ona hamileliğin ne kadar yakıştığını söyleyerek aksine motive etmelisiniz.

Hamilelik sürecinde kalınlaşan saç telleri ve parıldayan saç uçlarının doğum sonrası olmayacağını bunun sadece hamilelik sürecine özgü olduğunu ve dökülebileceğini söylemenize hiç gerek yok!

Epidural iğnesinin büyüklüğünden bahsedip onu korkutmanıza hiç gerek yok. 

Henüz hamile kalmış birine doğumun yaklaştığı son aylarda yaşayacağı ağrıları, krampları ve acıyı anlatmanız onu sadece korkutacaktır.

Hamilelik sürecinde bedenindeki değişiklikler yüzünden partneriyle sorunlar yaşayabileceğini düşünen hamile kadınlara 9 aylık süreçte seks hayatının biteceğini söylemek büyük bir hata olur. 

Hamilelik sürecinde artan iştah nedeniyle normale oranla büyüyen porsiyonlar ve geç gelen doygunluk hissini anne adayları kontrol edemeyebilir. Bu nedenle onu eleştirmekten ve kısıtlamaktan kaçının.

Her ne kadar bu normal sayılsa da anne adayları partneri dışında kimsenin karnına dokunmasından hoşlanmaz.