Hamilelikte Hemoroit

Vajinal doğuma yaklaşmış bir kadında, hormonal değişikler ve karın içinde artan basınç nedeniyle hemoroit görülür. Hamile kadınların %25 ila %35’inin bu durumdan etkilendiği tahmin ediliyor. Bazı toplumlardaysa hamileliklerin yüzde 85’inde son üç ayda hemoroit görülebilir.

Hemoroit, dış hemoroidal damarların genişleyip şişerek kaşınma, yanma, anüste ağrılı şişkinlik ve ağrılı bağırsak hareketleri ve kanamaya neden olması sonucu ortaya çıkar. Bağırsak hareketleri sırasındaki ağrı ve kanama genellikle hemoroitin ilk işaretleridir. Bununla beraber unutulmaması gereken önemli bir nokta da hemoroitin rektal kanamanın tek nedeni olmadığıdır, bu nedenle bir tedaviye başlamadan önce doktor tarafından teşhis edilmesi gerekir. Hemoroit, iltihaplanma, kan pıhtılaşması ve sarkma gibi ciddi komplikasyonların önlenmesi için tedavi edilmelidir.

Tedavi

Hemoroit çeşitlerinin çoğu, beslenmedeki lif miktarını artırılarak, dışkı yumuşatıcılar kullanılarak, alınan sıvı miktarı ve ağrı kesiciler artırılarak ve tuvalet alışkanlığında eğitim uygulanarak başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Ama tedavi edici alternatiflerin çoğunun faydalı olduğuna dair kanıtların çoğu, hamile olmayan hastalarla ilgili çalışmalardan elde edilmiştir.

Rastgele kontrol edilen 350’den fazla hastanın kayıtlı olduğu güncel bir çalışma lif biçimindeki müshilin hemoroit belirtilerinin giderilmesinde faydalı etkileri olduğunu göstermiştir. Bağırsak hareketleri sırasında gerginliğin azalması iç hemoroit damarlarının çekilmesini sağlar, bu da belirtilerin azalmasına neden olur. 40-50 derece sıcaklıkta ılık suyla 10 dakika duş almak anüs ve rektum ağrılarını hafifletir. Lokal anestezi, hafif kanama önleyiciler veya kortizon ihtiva eden fitiller ve merhemlerden de kolayca elde edilebilir.

Sertleştirme tedavisi, soğuk hava terapisi veya cerrahi müdahale gibi kısmen daha sert tedaviler geleneksel tedavilerden sonra bir ay süreyle belirtileri devam eden hastalar için başka bir seçenektir. Güncel bazı çalışmalar botulin toksini enjeksiyonunun anüs civarındaki kronik fisür ve hemoroit tedavisinde etkili olduğunu göstermiştir.

Hamile kadınların çoğunun belirtilerinde yukarıda belirtilen geleneksel tedavilerle düzelme veya tamamen iyileşme olmasına rağmen, bazı kadınlar ilaç tedavisine ihtiyaç duyarlar. Ağızdan alınan geleneksel tedaviler, hidrosemin, gotu kola bitkisi, disodyum, Fransız deniz çamı kabuğu ekstresi veya üzüm çekirdeği ekstresiyle ağızdan yapılan tedaviler kılcal damar kırılganlığını düşürür ve toplardamarlardaki mikro dolaşımı iyileştirerek genelde belirtileri hafifletir. Bununla beraber, bunların hamilelikte güvenli olduğuna dair henüz yeteri kadar kanıt yoktur.

Ağrı kesici ve iltihap giderici etkisi olan güncel ilaç tedavileri rahatsızlıkların, ağrıların ve kanamaların kısa süreli lokal olarak dindirilmesini sağlar. Hamilelik döneminde alınmasının güvenli olup olmadığı henüz tam belgelenmemiş olsa da, küçük dozlarda ve vücut sisteminde sınırlı emilimleri nedeniyle, hamile kadınlar tarafından kullanılabilir.

Hemoroit için güncel ilaçların çoğu 25 yıldan fazla bir süredir kullanılıyor. Bu ürünler değişen oranlarda anestezi, kortikosteroit ve iltihap giderici ajanlar içerir. Bu ürünlerin çoğu kişisel temizliğin korunmasına ve belirtilerin hafiflemesine yardımcı olur. Bununla beraber, hamile olmayan hastalarda güncel ürünlerin sarkma ve kanamaları önlediğini gösteren umut verici bir çalışma yoktur.

Sonuç

Halihazırda hemoroitler için yaygın olarak kullanılan bileşenlerin hiçbirisi için güvenilir veriler yok. Hamilelik döneminde hemoroit, yiyeceklerdeki lif miktarı artırılarak, dışkı yumuşatıcılar kullanılarak, bol miktarda sıvı alınarak, tuvalet alışkanlığı eğitimi uygulanarak tedavi edilmelidir. Bu geleneksel tedbirlerin hastaların çoğunda belirtileri hafifletmesi beklenir. Gerek duyulduğu takdirde hastalara modern tedaviler de uygulanmalıdır. Birçok kadında belirtilerin çoğunun doğumdan sonra iyileştiği görülecektir. Çok az vakada hamilelik döneminde veya doğumdan sonra ameliyat değerlendirmesi yapılır.