Kronik Lenfositik Lösemiye yakalanan hastalar, teşhisten önceki 6 yıl boyunca, kanlarında hastalığın uyarı sinyallerini barındırıyor olabilirler. ABD’de bir grup bilim insanının yürüttüğü bir çalışmada, bu konuda ipuçlarına rastlanmış olabileceği düşünülüyor.

Bilim insanları, yetişkinlerde en yaygın görülen lösemi türü olan kronik lenfositik löseminin (KLL: Kanda dolaşan lenfoid dokularının ve lenfotik hücrelerinin genişlemesiyle karakterize lösemi türü) erken uyarı sinyallerini fark etmiş olabilirler.

Söz konusu erken uyarı sinyali; lenfosit löseminin teşhis edilmesinden belki de yıllar önce, kanda ‘monoclonal B Hücreleri’ adlı verilen belli B hücrelerine rastlanmasıdır.  

Kandaki kanser olan lösemide, vücut gereğinden fazla beyaz kan hücreleri üretir. Ancak bunlar, olması gerektiği gibi iyi gelişmemişlerdir ve normalden çok daha uzun yaşarlar. ABD’de bulunan Ulusal Kanser Enstitüsü araştırmacıları, lenfositik löseminin (KLL) çok fazla B hücresiyle dikkat çektiğini belirtiyorlar.

Çalışma ekibi, 45 KLL hastasının, lösemi hastası olduklarını öğrenmeden 6 yıl öncesine kadar verdikleri kan örmekleri üzerinde çalıştı. Araştırmacılar kan örnekleri üzerinde iki ayrı test yürüttüler ve monoclonal B hücreleri aradılar.

Hastaların birisi dışında hepsinin, lenfositik lösemi olmadan önce verdikleri kan örneklerinde monoclonal B hücresi vardı ve 45 hastanın 41’inde, her iki kan testinde de monoklonal B hücresi görüldü. Bu durum, monoklonal B hücresinin, gelecekteki lenfositik löseminin bir işareti olabileceği kuşkusunu güçlendirdi.

Araştırmacılar New England Journal If Medicine’de; “Gördük ki, KLL hastalarının çoğunluğu, klinik olarak lösemi teşhisi konmadan önceki 6 aydan 6 yıla kadar olan sürede, öncü bildirime sahip oluyor” diye yazmışlardır. 

Ancak araştırmacılar, monoklonal B hücresi aramak için rutin kan testleri yapılmasını önermemektedirler. Çünkü, yapılan yeni çalışma, monoklonal B hücresine sahip olmanın her zaman lenfositik lösemiye sebep olacağını ispatlamıyor. KLL’nin nasıl geliştiğini ve bu monoklonal B hücrelerinin sürece nasıl dahil olduğunu anlamak için, daha fazla çalışma yapılması gerekiyor.