Karaciğer kanseri sessizce gelen en etkili öldürücü hastalıklardan biri olarak değerlendirilir. Dünya genelinde her yıl karaciğer kanserinden 250 bin kişi hayatını kaybediyor. Bu hastalığı kontrol altında tutmak ve erken teşhis etmek oldukça zor ve ne yazık ki sadece erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilmektedir.

Karaciğer kanseri genellikle ileri safhalarında (yayılmaya başladıktan sonra) ve artık çok geç olduğunda teşhis edilebiliyor. Birçok kişi, hastanın hastalığı taşıdığı teşhis edildikten sonraki bir yıl içinde hayatını kaybediyor.

Esasen iki tür karaciğer kanseri vardır, hepatoma (hepatoseliler karsinom veya kötü karsinom olarak da bilinir) ve kolanji karsinom. Hepatoma, karaciğerde tümör olarak gelişir ve en birincil karaciğer kanseri türüdür. Hepatit B virüsü hikâyesi olan birinin, bu karaciğer tümörü riskine karşı sağlığına daha fazla dikkat etmesi gerekir.

Kolonji karsinom ise bir safra yolu hücresi kanseridir. Safra yolunda ortaya çıkar ve çoğunlukla bir parazit olan klonorkisin karaciğeri beklenmedik şekilde istila etmesinden kaynaklanır. Safra yolu ve karaciğerde büyümeye başladığında tespit edilmesi genellikle zordur.

Karaciğer kanserinin nedeni tam olarak bilinmiyor olmasına rağmen, çoğu kez başka organlarda başlayan kanser, karaciğer kanserinin nedeni olmaktadır. Karaciğerin vücutta ortak ve çok fonksiyonlu bir organ olması, metastazın da bu organda olmasına yol açmaktadır.

Karaciğer kanseri ilk safhalarında çok az belirti verir veya hiç belirtisi olmaz. Ancak, tümör komşu hücrelere baskı yaptığında, kişi karnının sağ üst bölgesinde ağrı hisseder, az yemek yemiş olmasına veya hiç yememesine rağmen tokluk hisseder. Erkeklerde göğüs şişmesi olur, kan pıhtılaşması nedeniyle bağırsaklarda kanama ve tümöre yakın olan iç organlarda zedelenmeler meydana gelebilir.

Ne yazık ki kanser tespit edilmiş olsa bile, hasta ameliyat, radyo terapi, kemoterapi gibi birçok tedaviye dayanacak kadar sağlıklı olmak zorundadır. Kanser tedavilerinin faydaları olsa da; diğer yandan her tedavinin yan etkileri vardır ve bu tedaviler zarar verme riskine de sahiptirler. Bazen hastaya, kendi karaciğerinin yerine bir başkasınınki yerleştirilerek karaciğer nakli de uygulanabilir. Kanser tümörlerini almak için bir operasyon da yapılabilir ama kanser hücreleri kan dolaşımı yoluyla diğer organlara da yayılabildiğinden,ameliyat genellikle iyi bir tercih sayılmaz. Kemoterapide kanser hücrelerini öldürmek için ilaçlar kullanılır, radyo terapide ise hastaya, X ışınları ve diğer yüksek enerji ışınları verilir.

Uykusuzluk, kabızlık, delirme, yorgunluk, mide bulantısı ve kusma, kanser tedavisi gören hastaların karşılaşabilecekleri ve yaygın olarak rastlanan yan etkilerdir.

Bazı vakalarda karaciğer kanseri, AFP denilen bir proteinin ölçümü için kan testleri yapılırken bulunabilir. Bir yetişkinin kanında AFP tespit edilmesi, bu kişinin karaciğer kanseri taşıyor olma olasılığına işaret eder. Yüksek karaciğer riski altında olanların, karaciğer kanseri hücrelerinin tespiti için AFP kan testi yaptırması son derece önemlidir.

Hepatit B parazit enfeksiyonu geçmişi olan kişilerin kendilerinde karaciğer kanseri olup olmadığını araştırmak işin test yaptırmaları gerekir. Bu testler, ses dalgalarıyla vücuttaki iç organların resmini çıkaran ultrason, X ışınları kullanılarak vücut organlarının birçok resminin elde edilip bilgisayarda birleştirilmesiyle genel bir görünüm elde edilen CT tarama testlerinden oluşuyor. MR ve vücuda bir boya enjekte edilerek X ışınları yardımıyla kan damarlarının durumu ve gelecekteki kan akışı durumunu gösteren anjiyografi de bu testlerden bazılarıdır.

Belli bir karaciğer hastalığı veya siroz geçirmiş olmak, aşırı miktarda tütün kullanımı, alfatoksinler (mantarlar tarafından üretilen ve şam fıstığını, buğdayı, soya fasulyesini, yer fıstığını, mısırı ve pirinci bozabilen maddelerdir), klorür ve toryum dioksit, kortizon kullanımı, doğum kontrol hapları karaciğer kanseri riskini arttırır.

Yukarıda bahsedilen faktörlerden uzak durulduğu takdirde, karaciğer kanserini belli bir ölçüde engellemek mümkün olabilir.

Prof. Dr. Nurettin LÜLECİ

Merhabalar hocam, ben diyarbakirdan size yaziyorum, teyzem su an 38 yasinda ve meme kanseri teşhisi konuldu. Kanser 4. Evredeymis ve akciğer karaciğer... devamı