Doğum Belirtileri
Doğum Belirtileri
Hiç kimse doğumun ne zaman başlayacağını tam olarak kestiremez. Doktorunuzun size verdiği doğum tarihi sadece bir referans noktasıdır. Doğumun bu tarihten 3 hafta kadar erken ya da 2 hafta kadar geç başlaması normaldir. Aşağıdakiler doğumun çok yakın olduğunun belirtileridir.
- Rahmin pelvis boşluğuna inmesi. Bu, doğuma hazırlık olarak bebeğin başı pelvise düştüğünde gerçekleşir. Karnınız daha düşük görünebilir ve bebeğiniz artık akciğerlerinizi sıkıştırmadığı için daha rahat nefes aldığınızı fark edebilirsiniz. Ayrıca bebeğiniz mesaneye baskı yaptığından sık idrara çıkma ihtiyacı hissedebilirsiniz. Bu, doğumun başlamasından birkaç hafta ila birkaç saat önce gerçekleşir.
- Nişan (kanlı akıntı) gelmesi. Rahim ağzınızdan gelen kan renginde ya da kahverengimsi akıntının nedeni, rahmi enfeksiyondan korumak için kapatan mukus dolgusunun serbest kalmasıdır. Bu doğumdan birkaç gün önce ya da başlangıcında gerçekleşebilir.
- İshal. Sık sık dışkılama doğumun yakın olduğu anlamına gelebilir.
- Zarın yırtılması. Vajinadan sıvı boşalması ya da sızması bebeği saran ve koruyan amniyon kesesinin zarının yırtıldığı anlamına gelir. Bu doğumun başlamasından birkaç saat önce ya da doğum sırasında gerçekleşebilir. Çoğu kadın 24 saat içinde doğuma başlar. Eğer bu süre içinde normal olarak doğum başlamazsa doktorlar enfeksiyonu ve doğum komplikasyonlarını önlemek için suni sancı verebilir.
- Kasılmalar. Her ne kadar doğumunuz yaklaştıkça periyodik ve düzensiz kasılmalar (rahim kası kasılmaları) olağan olsa da 10 dakikadan az aralıklarla gerçekleşen kasılmalar genelde doğumun başladığı anlamına gelir.
Doğumun Evreleri
Doğumun Evreleri
Doğum genellikle üç evreden oluşur:
1. Evre: Doğumun ilk evresi üç faza bölünmüştür: Latent, aktif ve geçiş fazları.
Birincisi, latent faz, en uzun ve en az yoğun olan fazdır. Bu aşamada kasılmalar sıklaşarak rahim ağzınızın genişlemesine yardımcı olur, böylece bebeğiniz doğum kanalından geçebilir; fakat yine de bu aşamada rahatsızlık henüz en az düzeydedir. Bu faz sırasında rahim ağzınız yaklaşık 3-4 santimetre genişleyip incelir. Eğer kasılmalarınız düzenliyse muhtemelen bu evrede hastaneye ulaşabilirsiniz ve rahim ağzının ne kadar açıldığını anlamak için sık sık pelvik muayene yapılabilir.
Aktif faz sırasında rahim ağzı 4 santimetreden 7 santimetreye genişler. Her kasılma sırasında karnınızda veya sırtınızda yoğun ağrı ya da baskı hissedebilirsiniz. Ayrıca ıkınma ve itme dürtüsü de hissedebilirsiniz, ama doktorunuz rahim ağzınız tamamen açılana kadar beklemenizi ister.
Geçiş fazı sırasında rahim ağzınız tamamen 10 santimetreye kadar açılır. Kasılmalar çok güçlü, ağrılı ve şiddetli biçimde her üç ila dört dakika arasında gelir ve bu durum 60 ila 90 dakika sürer.
2. Evre: 2. evre rahim ağzı tamamen açıldığında başlar. Bu noktada doktorunuz ıkınmanıza izin verir. Ikınmanız ve kasılmaların gücü bebeğinizi doğum kanalına doğru iter. Bebeğin bıngıldağı (yumuşak nokta) başının dar kanala oturmasına izin verir.
Başın en geniş kısmı vajinal açıklığa ulaştığında bebeğin başı görünür. Bebeğin başı çıkar çıkmaz doktor burnundaki ve ağzındaki amniyotik sıvıyı, kanı ve mukusu vakumlar. Bebeğin omuzlarının ve vücudunun çıkmasına yardımcı olmak için itmeye devam edersiniz.
Bebeğiniz doğduğunda doktorunuz veya eğer izin verilirse eşiniz göbek bağını keser.
3. Evre: Bebeğiniz doğduktan sonra, doğumun son aşamasına girersiniz. Bu evrede rahmin içinde bebeğinizi besleyen organ olan plasenta da çıkar.
Her kadın ve her doğum farklıdır. Doğumun her evresinin süresi değişecektir. Eğer bu ilk gebeliğinizse doğum genelde 12 ila 14 saat sürer. Bu süreç sonraki gebeliklerde genellikle daha kısadır.
Ağrı Tedavisi
Ağrı Tedavisi
Doğum süresinin farklı olması gibi kadının yaşayacağı ağrı miktarı da farklı olur.
Bebeğin pozisyonu ve boyutuyla kasılmaların gücü de ağrıyı etkileyebilir. Bazı kadınlar doğum sınıflarında öğrendikleri nefes ve gevşeme teknikleriyle ağrılarını yönetebilirken bazıları ağrı kontrolü için başka yöntemlere ihtiyaç duyar.
Bazı yaygın ağrı kesici yöntemleri şunlardır:
İlaçlar. Doğum sancısını azaltmak için pek çok ilaç kullanılır. Her ne kadar bu ilaçlar anne ve çocuk için genellikle güvenli olsa da, her ilaçtaki gibi bazı potansiyel yan etkileri vardır.
Ağrı kesici ilaçlar iki kategoriye ayrılır: Analjezikler ve anestetikler.
Analjezikler hissi ve kas hareketini kaybetmeden ağrıyı azaltır. Doğum sırasında enjeksiyonla sistematik olarak kas içine, damara ya da vücudun alt kısmını uyuşturmak için enjeksiyonla bölgesel olarak sırtın alt kısmına verilebilir. Omurga sıvısına ağrıyı hızla azaltan sıvıların bir seferde enjekte edilmesine spinal blok denir. Epidural bloktaysa epidural boşluğa sokulan bir kateter aracılığıyla omurilik ve omurga sinirleri çevresindeki alana sürekli olarak ağrı kesiciler verilir. Her ikisinin olası riskleri bebeğin kalp hızını yavaşlatabilecek düşük kan basıncı ve baş ağrısıdır.
Anestetikler ağrı dahil bütün hisleri engeller. Kas hareketini de engeller. Genel anestetikler bilincinizi kaybetmenize neden olur. Eğer sezaryen doğum yaparsanız size genel, spinal ya da epidural anestezi verilebilir. Anestezinin uygun formu, sağlığınıza, bebeğin sağlığına ve doğumunuzu çevreleyen tıbbi durumlara bağlıdır.
İlaç Dışındaki Seçenekler. Ağrıyı azaltmak için ilaç dışı yöntemler arasında akupunktur, hipnoz, gevşeme teknikleri ve doğum sırasında sık sık pozisyon değiştirmek yer alır. İlaç dışındaki yöntemleri seçseniz bile doğum sırasında herhangi bir noktada ağrı için ilaçlar isteyebilirsiniz.
Ne Beklemeli
Doğumdan Sonra Ne Beklemeli
Vücudunuz, bebeğinizin doğumundan önce pek çok değişimden geçtiği gibi, siz doğumdan sonra iyileşirken de değişimden geçer.
Fiziksel olarak aşağıdakileri hissedebilirsiniz:
- Epizyotomi alanında ağrı. Epizyotomi doğuma yardımcı olmak ya da yırtılmayı önlemek için doktorunuz tarafından perine (vajina ve anüs arasındaki bölge) üzerinde açılan kesiktir. Eğer yapılırsa ya da doğum sırasında bu alan yırtılırsa dikişler yürümeyi ya da oturmayı zorlaştırabilir. Ayrıca iyileşme döneminde öksürdüğünüzde ya da aksırdığınızda da ağrılı olabilir.
- Memelerde ağrı. Süt gelirken birkaç gün boyunca memeleriniz şişebilir, sertleşebilir ve ağrıyabilir. Meme başlarınız da sızlayabilir.
- Hemoroitler. Gebelik ve doğumdan sonra hemoroitler (anal alanda şişmiş variköz venler) yaygındır.
- Kabızlık. Doğumdan sonraki birkaç gün bağırsak hareketleri zor olabilir. Hemoroitler, epizyotomiler ve hassas kaslar bağırsak hareketleri sırasında ağrıya neden olabilir.
- Ateş basması ve üşüme. Vücudunuzun değişen hormonlara ve kan akışına adaptasyonu bir an terlerken bir sonraki dakikada battaniyeye sarınmanıza neden olabilir.
- İdrar ya da dışkı kaçırma. Özellikle de uzun sürmüşse, doğum sırasında gerilen kaslar güldüğünüzde ya da aksırdığınızda idrar kaçırmanıza ya da bağırsak hareketlerinizi kontrol edememenize neden olabilir.
- “Doğum Sonrası Ağrılar.” Doğumun ardından rahminiz gebelik öncesi boyutuna dönerken birkaç gün boyunca kasılmalar yaşamaya devam edersiniz. Bebeğinizi emzirirken daha çok kasılma hissedebilirsiniz.
- Vajinal akıntı (loşi). Doğumun hemen ardından düzenli bir adet döneminden çok daha yoğun kanlı bir akıntı yaşarsınız. Zamanla akıntı beyaza ya da sarıya dönecek ve daha sonra birkaç ay içinde tamamen duracaktır.
Duygusal açıdan gerginlik ve üzüntü duyabilir ya da ağlayabilirsiniz, bu genellikle doğum sonrası “bebek bunalımı” diye bilinen bir durumdur. Bu belirtiler yeni annelerin %80’inde görülür; fiziksel değişikliklerle (hormon değişiklikleri ve bitkinlik) ve yeni doğan bir bebeğe bakmanın sorumluluklarına duygusal açıdan alışmanızla ilişkili olabilir.
Eğer bu sorunlar sürerse doktorunuzu ya da diğer sağlık uzmanlarını bilgilendirin, yeni annelerin %10’u ile %25’ini etkileyen daha ciddi bir sorun olan postpartum (doğum sonrası) depresyon yaşıyor olabilirsiniz.
Doğum tercihlerini belirleyen faktörler nelerdir?
Op. Dr. Sinan GÖKER
Selam, Laser operasyonundan kısa bir süre önce yüze uygulanan botox işlemi sıkıntı yaratır mı? Teşekkürler... devamı
Normal Doğum İşlemi
Sezaryende Obezite Riski
Tüp Bebek Tedavisinde Gömülme Sorununa Aşı
Tehlikeli Kürtajlarda Artış
Hamilelikte Uygulanan Kemoterapi Bebeğe Zarar Vermiyor