Dünya çapında, bütün canlılarda en çok rastlanan doğum türü, normal doğumdur. Ama eğer dikkatli bir değerlendirme yapılmamışsa, normal doğum son derece riskli hale gelebilir. Anne açısından riskli hale gelmesi, doğumun uzaması ve ilerlememesi durumunda söz konusu olur. Doğum başladığı halde örneğin 10 saat sonra hala açılma olmamışsa, burada bir sorun var demektir. Ya annenin çatısı dardır ya da rahim kasılmamaktadır. Bu koşullarda normal doğumu zorlamanın bir anlamı yoktur. Bundan bir 50 yıl önce 3 ila 6 gün süren doğumlar olabiliyordu. Sonuçta doğum gerçekleşiyor ancak bebek yaşamıyordu. Günümüzde ise 12 ila 24 saatten daha uzun süren doğumlarda sezaryen tercih edilmektedir. Çünkü bu durumda anne adayının normal doğuma uygun olmadığı anlaşılır ve zorlamaktan vazgeçilir. Bebek açısından normal doğumun olamayacağı durumlar ise, bebeğin yan durması, plasentanın doğum kanalını tıkamasıdır. Bunlar doğuma uygun pozisyonlar değildir. Ülkemizde hala çok ciddi oranda evde doğum yapılmaktadır. Bir terslik olduğunda ise, ancak son dakikada hastaneye getirilmektedir. Bu gibi durumlarda anne ve bebek genellikle kurtarılmakla birlikte, kurtarılamadığı durumlar da yaşanmaktadır. Sonuçta normal doğuma zorlamak, doğru bir tutum değildir. İşin doğrusu, bu konuda doktorun karar vermesidir.