Halsizlik, terleme, kusma ve nefes alma güçlüğü... Tüm bu belirtiler sessiz göğüs ağrısı ile gelen bir iskemi atağına yani kalp kası beslenme bozukluğuna işaret edebilir. Ani ölüm riskini de beraberinde getirebilen sessiz iskemi, diyabet hastaları ve yaşlılarda daha sık görülmektedir.

Sessiz göğüs ağrısı ani ölüm riskine yol açabilir

Kalbin oksijen gereksinimini, gelen koroner akım miktarı karşılayamaz ise kalp kası beslenme bozukluğu (iskemi) ortaya çıkar. İskeminin en sık belirtilerinden biri ise; sessiz göğüs ağrısıdır ve çoğunlukla erken tanı konulamadığı için tedavisi de gecikmektedir. İskemik kalp hastalığını gösteren bulgular olmadığı halde iskeminin objektif bulguları saptanırsa sessiz iskemi yani; sessiz göğüs ağrısından bahsedilir. Yaşlı kişiler ve diyabeti olanlarda bulgular gizli olabilir. Yorgunluk, baygınlık veya halsizlik şikayetleri olabilir. Yaşlı kişilerde ve zeka problemi olanlarda bu klinik durum farklı olarak algılanabilir.

Yapılan çalışmalarda  erişkin orta yaşlı hastalarda belirti vermeyen koroner arter hastalığı görülme sıklığı 3-4 olarak saptanmıştır. Miyokard enfarktüsü yani; kalbin koroner kan dolaşımının belli bir bölgede yetersiz kalması sonucu, o bölgedeki kalp kası dokusunun ölmesi sonrasında hastalarda 20-40 oranında sessiz iskemi saptanmıştır. Tüm kalp kası beslenme bozuklukları göz önüne alınırsa; bulgu vermeyen grup vakaların yaklaşık 75ini, bulgu verenler ise 25ini oluşturur. Sessiz iskemi, daha ağır koroner hastalığını  ve daha kötü klinik beklentiyi (prognoz) gösterir. Ani ölüm riski bu hastalarda iki kat daha fazladır. Özellikle kalp nakillerinde tüm sinirsel yollar kesildiği için daha sonraki dönemde gelişen koroner  bozukluklarında sessiz iskemi gelişmektedir. Sessiz iskemili hastalarda da diğer koroner problemi olan vakalardaki gibi benzer teşhis ve tedavi prensipleri kullanılır.

Tipik göğüs ağrısına dikkat!

Tipik olarak göğüs ağrısı (anjina), artmış oksijen ihtiyacı sonucu ortaya çıkan  kalp kası iskemisi bulgusudur. Kalp kası oksijen ihtiyacını artıran aktivite veya durumlarda oluşan; genellikle göğüs duvarına basınç hissi, göğüs ortasında sıkıştırıcı, baskı, ağırlık tarzında, sanki birisi göğüs üzerine çıkıp oturmuşçasına ağrı olarak tanımlanır. Bu ağrı; sol kol ve sol elin 4 ve 5. parmaklarına, boyuna, çeneye, sırta yayılım gösteren, zaman zaman soğuk terlemenin de eşlik ettiği tipte bir ağrıdır.
 
Göğüs ağrısı sessiz bir şekilde gelebilir

Tüm hastalarda tipik göğüs ağrısı olmayabilir. Bazı vakalarda yalnızca boyun,  çene, kulak, kol veya mide üzerinde ağrı olabilir. Nefes zorluğu, halsizlik gibi diğer bulgular da görülebilir. İlk kez oluşan göğüs ağrısını (anjina) tanımak zor olabilir; çünkü bulgular sıklıkla başka hastalıkları andırabilir. Hazımsızlık ve ruhsal durum bozukluğu görülebilir. Ağrısı olmayan,  yalnızca nefes zorluğu,  halsizlik, bulantı, kusma ve terlemesi olan bir hastalar da vardır.

Göğüs ağrısı belirtileri;

Ağrı, genellikle göğüs üzerinde basınç ve  yanma şeklinde tarif edilir. Boyun, omuz, çene, sırt, karnın üst bölgesi, kollar veya el parmaklarına yayılabilir. 
Çarpıntı
Egzersizle oluşan solunum zorluğu,  ağrı veya dinlenme ile 3-5 dk içerisinde geçebilir. 
Terleme 
Bulantı
Azalmış efor toleransı ( eforun düşmesi)
Şeker hastası olanlar ve yaşlı hastalarda halsizlik, solunum zorluğu, bulantı gibi belirtiler daha sık görülür.
50 yaş altı kadınlar ve sigara içenlerde daha fazla görülüyor.

Damar spazmına bağlı göğüs ağrıları (variant anjina), ortaya çıkan klinik faktörler yokken oluşan göğüs ağrısı ve EKG bulguları ile ayırt edilmiş klinik bir durumdur. Çoğunlukla  50 yaş altındaki kadınlarda sabahın erken saatlerinde uyandıktan hemen sonra oluşması tipiktir. Dinlenirken ortaya çıkar. Tipik olarak göğüs ağrısı bulguları verir. Sigara bu durum için tetikleyici rol oynar. Kalp kasını besleyen koroner damarlarda geçici spazma bağlı olduğu düşünülmektedir.

Sessiz göğüs ağrısı riski taşıyan gruplar;

Diyabet yani şeker hastaları
Yaşlı hastalar
Kalp nakli yapılan hastalar
Zeka geriliği problemi olan hastalar

Tedavi şekli

Bu hastalarda kalp damarlarında darlıklar olabileceği şüphesi ile gerekli incelemeler neticesinde (EKG, ekokardiyografi yani kalp ultrasonu, efor testi, kalp sintigrafisi vb) darlık tespit edilenlerde; uygun vakalarda darlığı olan kalp damarının balon, stent vb yöntemle açılması, buna uygun olmayıp cerrahi işleme uygun olanlarda; kalp damarına bypass operasyonu, kalp damarları problemli olup bu işlemleri gerektirecek oranda kalp damar darlığı olmayanlarda ise ilaç tedavisi tercih edilmelidir. Sessiz iskemi saptanan hastalarda ise (özellikle efor testi veya kalp holter incelemesi ile) hastalığın derecesine göre ilaç, girişimsel (balon, stent) veya cerrahi yaklaşımlar tedavi açısından değerlendirilmelidir.
 

Op. Dr. Aytun AKTAN

adetten 1hafta sonra 2gün gelen kahverengi leke ve adete 9gün var aşırı gaz ve göğüslerde kasıklarda ara ara ağrı... devamı