Çocuk sahibi olmak isteyip de tekrarlayan düşükler nedeniyle mutsuz olan nice çift var. Bu çiftler günün birinde anne adayında pıhtılaşma hastalığı olduğunu ve bebeğin de bu nedenle düşüyor olabileceğini öğreniyor. Hayatlarında hiç duymadıkları bazı test sonuçlarına göre ve yine hiç duymadıkları, kalıtsal bir hastalıkları olduğunu öğreniyorlar. Kan sulandırıcı iğnelerle belki bebek sahibi olabilecekleri söyleniyor. Gebe kaldıklarında kimilerine aspirin, kimilerine folik asit ya da bazen iğne tedavileri öneriliyor. Kafaları karışıyor. Ne yapacaklarını şaşırmış halde bu konuyu bilen birilerini bulmak için çabalıyorlar.
 
Pıhtılaşma normal bir şey midir?

Kanımızın, gerektiği zaman pıhtılaşması elbet normaldir ve sağlıklı yaşamamız için gereklidir. Bir yerimiz kesildiğinde kanar ve bir süre sonra kanamanın kendiliğinden durduğunu görürüz. Eğer kesilen yerde kanımız pıhtılaşmasaydı ufacık bir kesi sonucu bile kan kaybından ölebilirdik. Bu nedenle pıhtı oluşumu hayatımızı kurtaran bir mekanizmadır.
 
Vücudumuz sadece bir kesi ve benzeri yaralanma olduğunda pıhtılaşma yapar. Yani durup dururken damarımızda pıhtı olmaz. Ayrıca pıhtılaşma olayı da sadece kesi olan yerde gerçekleşir.

Parmağımızda kanamayı durduran pıhtı tüm damarlarımıza yayılmaz. Yani, diyelim ki parmağımızı kestiysek sadece orada pıhtı olur, kanamayı durdurur ve bir süre sonra da kendiliğinden kaybolur.

Pıhtılaşma madem normal neden bazı kişilerde buna hastalık diyoruz?

Ne yazık ki bazı kişiler kesi veya yaralanma gibi bir durum olmasa bile kendiliklerinden pıhtı yapmaya eğilimli olurlar. Bu kişilerde örneğin durup dururken bacak damarında pıhtı oluşabilir. Bacakta kendiliğinden kızarıklık, ağrı ya da şişme olur. Bazen bu damarlarda oluşan bir pıhtı yerinden koparak akciğer damarlarına gider ve orada tıkanmaya yol açarak ciddi sorunlara yol açabilir (akciğer embolisi dediğimiz durum). Pıhtılaşma eğilimi olan kişilerde uzun süre hareketsiz kalmak, ameliyat sonrası uzun süre yatakta kalma zorunluluğu, aşırı şişmanlık gibi durumlarda pıhtı oluşma riski daha da artıyor. Doğum kontrol hapları kullanımı, gebelik, kan fazlalığı olması gibi durumlar da yine riski artırıyor.

Düşükle pıhtının ne ilgisi var?

Anne karnındaki bebek, annesine plasenta (eş) ile bağlıdır. Bebek ve anne arasındaki beslenme, kan alışverişi plasentadaki kılcal damarlarla olur. Pıhtılaşma eğilimi hastalığı olanlar gebe kaldıklarında bu kılcal damarlarda çok küçük pıhtılar oluşur ve tıkanma yapar. Bu durum bebeğin beslenmesini  ve dolayısıyla da gelişimini bozar ve sonunda düşük olur.

Pıhtılaşmaya eğilim yapan hastalıklar nelerdir?

Pıhtılaşma eğilimi yapan pek çok hastalık var. Bunların bir kısmı kalıtsal olarak geçen genetik hastalıklardır ve Trombofili olarak adlandırılırlar.

Pıhtılaşma eğilimi olduğu nasıl anlaşılacak?

Pıhtılaşma eğiliminden kuşkulanılan hastanın öncelikle bir hematolog tarafından değerlendirilmesi gereklidir. Pıhtılaşma eğilimi yaratan hastalıkların tanısı kan testleri yapılarak konabiliyor. Antitrombin III eksikliği, Protein S eksikliği, Protein C eksikliği, Faktör V Leiden,  MTHFR mutasyonu, protrombin gen mutasyonu pıhtılaşma eğilimi yapanhastalıklardan sadece bazılarıdır.

Tekrarlayan düşükleri olan kadınlarda aPTT, antikardiyolipin antikorlar, Lupus antikoagülanı gibi testlerin de yapılması gereklidir. Hiç kuşkusuz bu kadınların tam bir genel muayeneden geçirilmeleri, tam kan sayımı başta olmak üzere kan tetkiklerinin de yapılması şarttır. Trombofili dışında başka bazı kan hastalıklarında da pıhtılaşmaya eğilim olabilir. Anne adayında bu tür kan hastalıklarının olup olmadığı incelenmelidir.
 
Tedavisi nasıl yapılır?

Pıhtılaşma eğilimi için yapılacak testlerin bir hematolog tarafından istenmesi ve sonuçlarının yorumlanması ve tedavi şeklinin de yine hematolog tarafından kararlaştırılması gerekir. Çünkü bu hastalıkların hepsi düşüklerden aynı derecede sorumlu değildir. Hangisine ne tedavi uygulanacağı bir yandan saptanan hastalığa bir yandan da hastanın daha önce pıhtılaşma ile ilgili bir olay yaşayıp yaşamadığına bağlıdır.
 
Örneğin  MTHFR mutasyonlarının düşüklerderol alıp almadığı epey tartışmalı bir konudur. Başka bir risk faktörü olmayan ve sadece  MTHFR mutasyonu olan bir gebeye pıhtı önleyici iğnelerin uygulanmasına gerek yoktur. Hangi tip hastalıkta hangi tür tedavi verileceği her hastanın kendi özelliklerine göre kararlaştırılmalıdır.

Pıhtı oluşumuna engel olan ilaçlarla sağlıklı bebek sahibi olmak mümkündür. Ancak tekrarlayan  düşüklerde altta yatan neden her zaman pıhtı sorunu değildir. Anneye ve bebeğe ait pek çok başka nedenle de tekrarlayan düşükler olabilir. Bu nedenle nasıl bir yol izleneceği konusu kadın doğum uzmanı ve hematolog işbirliğiyle yürütülmelidir.

Op. Dr. Aytun AKTAN

Mrb hocam..gebelikte 2 düşük yaşadım kanda pıhtılaşma testi yaptırdım.sonuçların karşısında normal yazıyor sonuç ne pıhtılaşma varmı ?... devamı