Testosteron salınımı fizyolojisi gelişimini kabaca şöyle açıklamak mümkündür: Hipotalamus denilen beyin içindeki bir merkezden belli bir hormon salgılanır. Bu hormon, hipofiz bezi denilen başka bir bezi etkiler. Buradan salgılanan başka bir hormon testisleri etkiler. Buradan ise testosteron salgılanır. Bunların yanı sıra böbreküstü bezlerden de testosteron salgılanır. Eğer beyin içinde bulunan hipotalamus ya da hipofiz denilen bezlerde bir yetersizlik varsa, kişiye, bu bezlerin salgıladığı hormonları vermek ya da buna benzer ilaçlar vermek, testosteron seviyesinin artmasına sağlayabilir. Testosteron düşüklüğünün bu şekilde tedavisi mümkündür. Özellikle ileri yaşlarda, yaşla birlikte meydana gelen testosteron seviyesindeki düşme ise, testosteron içeren ilaçların verilmesiyle tedavi edilebilir. Çok değişik testosteron preparatları vardır. Bunlar ya ağızdan tedavi yoluyla, ya uygulanan bir jelle deriden emilerek, ya deri üzerine yapıştırılan sistemlerle ya da kas içine enjeksiyonla verilebilir. Sorun sadece testosteron seviyesinin yükseltilmesi değildir. Aynı zamanda kişinin yaşamına dinamik bir şekilde devam etmesinin sağlanmasıdır. İlaç tedavisinin yanı sıra mutlaka kişinin diyetinin düzenlenmesi, spor aktivitelerinin düzenlenmesi ve günlük yaşamının düzenlenmesi de gerekmektedir.