Son yıllarda akciğer kanseri tedavisinin sadece onkolojinin alanı olarak yürütülmeyip, diğer bilim dallarının da sürece dâhil edilmesiyle daha etkili sonuçlar alındığı bildirildi.
Kanser tedavisinde dünyada önde gelen merkezlerden biri olarak gösterilen Polonya Gdansk Üniversitesi'nin Klinik Onkoloji ve Radyoterapi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rafal Dziadziuszko, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akciğer kanserinin, tedavideki tüm gelişmelere rağmen halen, kansere bağlı ölümlerin başta gelen nedeni olduğunu söyledi.
Akciğer kanseri moleküler biyolojisinde son 20 yılda ortaya çıkan gelişmelerin, hastalığın moleküler açıdan birçok farklı hastalığı barındırdığını gösterdiğini dile getiren Doç. Dr. Dziadziuszko, ''Yirmi hatta yirmiden daha fazla çok farklı hastalığı moleküler anlamda aynı anda devreye girdiği tespit edildi. Bu yüzden de teşhis ve tedavi süreçlerinde artık genetik düzensizlikleri tespit ediyoruz ve bunun sayesinde bir kanser tipini diğerinden ayrıştırabiliyoruz. Ve görüyoruz ki burada aslında büyük bir potansiyelimiz var ve genden türeyen bu proteinleri teropatik anlamda hedefleyebiliyoruz. Bunun neticesinde kişiye uygun, kişinin ihtiyaçları doğrultusunda tümöre uygun tedavi uyguluyoruz'' diye konuştu.
Multidisipliner tedavi olarak tanımlanabilecek yöntemlerde halen farklı ajanların faklı tümör tipleri üzerinde denenmesine devam edildiğini belirten Doç. Dr. Dziadziuszko, ''Özetle şunu diyebiliriz, çalışmalarımızı her kişinin ihtiyaçlarına yönelik tedavileri oluşturmak üzerine yoğunlaştırmış durumdayız'' dedi.
Tedavi süreçlerinde özellikle ilaç sınıflarına yönelik iyi örneklerin bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Dziadziuszko, ''Mesela epidermal büyüme faktörlerinin inhibitörleri bunlara iyi örnektir. Ve bu ilaçlar son 15 yılda geliştirilen ilaçlardır. Artık biliyoruz ki tümörde mutasyonun tespit edilmesi bir önkoşuldur. Bu tespit edildikten sonra hastaların ilaçlara duyarlı olduğunu görürüz. Bunlar birinci basamaktaki ilaçlardır. Artı direnç mekanizmalarını da anlıyoruz artık. Başka deyişle, bir hasta bir ilaca direnç gösteriyorsa, bunun nedenlerini daha iyi anlayabiliyoruz. Ve bu mekanizmaları kırmaya çalışıyoruz, daha başarılı sonuçlar elde ediyoruz'' şeklinde konuştu.
Multidisipliner yaklaşım
Doç. Dr. Dziadziuszko, akciğer kanserine karşı geliştirilen ''yeni jenerasyon'' ilaçlarla ilgili ne tür gelişmelerin sağlandığına ilişkin soruya şu karşılığı verdi:
''Özellikle son yıllarda her bir hasta grubu için yeni ilaçlar üzerinde çalışıyoruz. Bunların etkilerini, yanıt oranlarını ve 'genel sağ kalım' üzerindeki etkilerini inceliyoruz. Bir de şunu sorguluyoruz. Biz bunları ileri tümörler üzerinde, özellikle de kemoterapi tedavisi görmüş olan tümörler üzerinde araştırıyoruz ama eğer bu tedavinin başarılı olduğunu görürsek, amacımız bu tedavileri daha erkene çekmek oluyor. Mesela birinci basamakta ya da hemen cerrahi sonrası başlatmak istiyoruz. Ve erken evrelerde bu tedavileri sunuyor olmak istiyoruz.
Bunlar geleceğe yönelik çok önemli sualler, bunların yanıtlarını bulmak çok zor. Çünkü her bir birbirinden farklı hastada, çok yaygın ve sık görülen bir hastalık olsa bile hastalar arasında çok büyük farklılıklar olabiliyor. Bu yüzden dünya çapında işbirliğine ihtiyacımız var. İlaçların etkilerini görebilmek için, ülkeler arasında hastalara ulaşmaya, karşılaştırmalara ihtiyacımız var.''
Akciğer kanserinin görülme sıklığına dair ülkeler arası farkların bulunup bulunmadığı yönündeki soruya Doç. Dr. Dziadziuszko, ülkeler arasından öte, bir ülkenin kendi içinde bile farklılıkların olabildiğini söyledi.
Yeni ilaçlara erişim anlamında farklılıkların bulunduğunu, özellikle akciğer kanserinin multidisipliner tedavisi konusunda ülkeden ülkeye değişiklikler olduğunu tespit ettiklerini belirten Doç. Dr. Dziadziuszko, şunları anlattı:
''Mesela bizim merkezimiz özellikle son 20 yıldır multidisipliner şekilde hastalığı incelemeye ve bu şekilde yürütülen tedaviye büyük önem veriyor. Medikal tedaviye sevk edilen her hasta için göğüs cerrahları, kemoterapi uzmanları, medikal ve radyasyon onkologları, radyologlar, patologlar, nükleer tıp uzmanları devreye giriyor, hep beraber toplantı yaparız. Hastaya en uygun yaklaşımın ne olduğunu, önce ameliyat sonra kemoterapi mi, cerrahi müdahale öncesi endüksiyon tedavi mi, cerrahi dışı yöntemler mi, bunların hepsini konuşur, belirleriz. Çok büyük ilerlemeler kaydettik. Diğer uzmanlık alanlarının büyük katkıları oluyor. Üstelik bunun bir masrafı yok. Yeni ilaç geliştirmek gibi değil. Bu, işbirliği sayesinde, hastalarımızı çok daha iyi tedavi ediyoruz.
Bizim çözüm önerimiz şu. Kanser tedavisi yürüten merkezlerin, formal multidisipliner toplantıları olmalı. Yazılı olarak bunlar tutanaklara geçmeli. Biz bunlara 'tümör kurulları' diyoruz. Neden o kararlar alınmış, hastaya neden o tedaviler sunulmuş gibi bilgiler kayıt altına alınmalı. Bunlar belki çok basit görünebilir, ama böyle bir yaklaşım bizim merkezimizde hastaların kaderini değiştirdi mesela.''
Sigara-akciğer kanseri ilişkisi
Doç. Dr. Dziadziuszko, sigara ile akciğer kanseri arasındaki ilişkinin 1950'li yıllardan itibaren bilindiğini, ilk epidemiyolojik çalışmalardan itibaren bu ilişkinin tartışma götürmez olduğunu söyledi.
Sigaranın akciğer kanseri riskini 2-50 kat arttırdığını dile getiren Doç. Dr. Dziadziuszko, ''Bu yüzden ülke içinde akciğer kanseri riskini düşürmek için en etkili yöntem, sigaraya karşı düzenlemeler çıkarmaktır. Öncelikle sigaranın kamu mekanlarında içilmemesi ve sigara fiyatlarının yükseltilmesi çok önemli. Bu sayede caydırıcılığı oluyor. Bunların son derece etkili çözümler ve tedbirler olduğu ispatlanmış durumda. Sigarayla en etkili mücadele yöntemlerinden biri bu, bu çok net. Bu yasak bazı yerlerde çok iyi uygulanıyor, bazı yerlerde yaptırımlar daha hafif. Türkiye'de mesela, restoranlar gibi mekanların da dahil edilmesi çok yerinde bir karar olmuş'' dedi.
Endometrium Kanseri Tedavisinde Gelişme
Prof. Dr. Nurettin LÜLECİ
Merhabalar hocam, ben diyarbakirdan size yaziyorum, teyzem su an 38 yasinda ve meme kanseri teşhisi konuldu. Kanser 4. Evredeymis ve akciğer karaciğer... devamı
Uyku Hapları Kanser Ve Ölüm Riskini Artırıyor
Manda Yoğurdu, Kanser Riskini Azaltıyor
Akciğer Kanseri Tedavisinde Multidisipliner Yaklaşım
Kanser Riskini Azaltan Hastalık
Kanserlerin Yüzde Kırktan Fazlası Yaşam Tarzıyla İlgili