Nedir
Nedir
Kaygı günlük yaşamımızın bir parçasıdır, hatta bazı durumlarda bizi tehlikelere karşı harekete geçirdiği için faydalı da olabilir. Buna karşılık bazı kişiler için kaygı iş, okul ve uyku gibi bazı günlük aktiviteleri engelleyen devamlı bir sorun haline gelebilir. Böyle bir kaygı kişinin ikili ilişkilerini sekteye uğratabilir ve yaşama sevincini yok edebilir. Ayrıca zaman içerisinde sağlık sorunlarına ve başka sorunlara da yol açar.
Bazı durumlarda kaygı, tedavi gerektiren teşhis edilebilir bir zihinsel sağlık sorunudur. Örneğin, yaygın kaygı bozukluğu önemli ve önemsiz meselelere karşı sürekli endişe haliyle tanımlanır. Panik atak, saplantı-zorlantı bozukluğu (obsesif kompülsif bozukluk) ve travma sonrası stres gibi diğer kaygı bozukluklarının kendilerine özgü tetikleyicileri ve belirtileri bulunur. Bazı durumlarda kaygı bozukluğu tedavi gerektiren bir sağlık sorununa bağlı ortaya çıkabilir.
Kaygı sorununuz hangi biçimde olursa olsun ilaç tedavileri, danışmanlık ve yaşam tarzında yapılacak değişikliklerin size büyük faydası dokunabilir.
Belirtileri
Belirtileri
Genel kaygı belirtileri şunlardır:
- Sürekli bir endişe hali
- Güçsüzlük hissi
- Her an tehlikeli, panik yaratacak kötü bir şeyle karşılaşılacakmış hissi
- Kalp atım hızında artış
- Hızlı soluk alıp verme (hiperventilasyon)
- Terleme
- Titreme
- Halsiz ve yorgun hissetme
Belirli kaygı bozuklukları bazı farklı teşhis edilebilir zihinsel sağlık sorunlarına ayrılabilir:
- Panik ataklar, aniden başlayabilir ve kişinin endişe, kaygı ve korku gibi hislere kapılmasına neden olur. Kişi her an kötü bir şey olacakmış endişesi duyar ve nefes darlığı, kalp çarpıntısı ve göğüs ağrısı gibi belirtiler gözlemleyebilir. Ayrıca nefesiniz kesiliyormuş, boğuluyormuş ve deliriyormuş hissi ortaya çıkabilir.
- Açık alan korkusu (agorafobi) kişinin, kendisi kapana kısılmış hissetmesine ve paniklemeye başlaması halinde kaçmaktan utanç duymasına neden olabilecek alan ve durumlardan kaçınması, bu alan ve durumlara karşı duyulan korkudur.
- Özgül fobi, kişinin bazı belirli nesne veya durumlara maruz kalması halinde hissettiği aşırı korku ve bu nesne veya durumlardan kaçınmak istemesiyle tanımlanır. Fobiler bazı kişilerde panik atakları tetikler.
- Sosyal fobi, kişinin herhangi bir sosyal ortama veya sahneye çıkmaya karşı duyduğu aşırı endişe ve bu durumdan kaçınma isteğidir.
- Saplantı-zorlantı bozukluğu, sürekli tekrarlanan düşünce, hayal ve dürtüler (saplantı) veya bazı davranış ve alışkanlıklara karşı duyulan dayanılmaz istekle (zorlantı) tanımlanır. Bu rahatsızlık çoğu zaman saplantılı ve devamlı tekrarlanan davranışları içerir.
- Travma sonrası stres bozukluğu, kişinin daha önce yaşadığı travmatik olayları tekrar yaşayacağı hissine kapılmasıdır. Bu durum, kişinin, kendisine yaşadığı travmatik olayları hatırlatacak her şeyden uzak durmak istemesinin yanı sıra yoğun duygu ve fiziksel tepkilere de neden olur.
- Akut stres bozukluğu belirtileri, ciddi bir travmatik olayın hemen ardından ortaya çıkan travma sonrası stres rahatsızlığının belirtileriyle benzerlik gösterir.
- Yaygın kaygı bozukluğu, önemli ve önemsiz meselelere karşı en az altı ay süreyle duyulan sürekli ve aşırı endişe hissiyle tanımlanır. Bu tür kaygı bozukluğu çoğu kez erken yaşlarda başlar. Yaygın kaygı bozukluğu, diğer kaygı bozuklukları veya depresyonla birlikte ortaya çıkar.
- Tıbbi sorunlara bağlı gelişen kaygı bozukluğu, doğrudan fiziksel sağlık sorunlarının neden olduğu önemli kaygı belirtileriyle tanımlanır.
- Madde kaynaklı kaygı bozukluğu ilaç kullanımı, ilaçların kötüye kullanımı veya zehirli maddelere maruz kalınması sonucunda oluşan kaygı bozukluğudur.
- Ayrılık kaygısı bozukluğu, çocukluk döneminde gözlemlenen, anne babanın veya anne baba rolünü üstlenen kişilerin ayrılması sonucu ortaya çıkan kaygı bozukluğudur.
Kaygı bozukluğu, aksi belirtilmedikçe, diğer kaygı rahatsızğı ölçütlerini karşılamayan fakat kişi üzerinde üzücü ve yıkıcı etkiye sahip, belirgin kaygı ve fobiler için kullanılan bir terimdir.
Tıbbi yardım gerektiren durumlar
Aşağıdaki durumlarda bir doktora danışın:
- Meselelere karşı aşırı kaygı duyuyorsanız, bu durum iş ve sosyal yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa
- Moraliniz sürekli bozuksa, alkol tüketimi ve madde kullanımıyla ilgili sorunlar yaşıyorsanız veya kaygının yanı sıra başka sağlık sorunlarınız da varsa
- Kaygı sorununuzun fiziksel bir sağlık sorunundan ileri gelebileceğini düşünüyorsanız
- İntihar düşüncesi ve davranışları içerisindeyseniz (derhal acil yardım isteyin)
Endişeleriniz kendiliğinden kaybolmayabilir, hatta yardım almadığınız taktirde daha da kötüleşebilirsiniz. Kaygı sorununuz kötüleşmeden önce bir doktora veya sağlık uzmanına danışın. Rahatsızlığın erken teşhisi tedaviyi kolaylaştırabilir.
Sebepleri
Sebepleri
Diğer birçok rahatsızlıkta olduğu gibi kaygı bozukluğunun da gerçek nedeni tam anlaşılmamıştır. Kaygı bozukluklarının, serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi beyin kimyasallarında (sinir taşıyıcı) gözlemlenen doğal dengesizlikler sonucu oluşabileceği düşünülüyor. Travmatik olaylar gibi bazı yaşam deneyimleri, endişe eğilimi bulunan kişilerde kaygı bozukluğunu tetikleyebilir. Kalıtsal özellikler de kaygı bozukluğuna neden olabilecek bir etkendir.
Tıbbi nedenler
Kaygı bozukluğu olan kişilerin önemli bir bölümünde kaygının temelinde sağlık sorunları yatar. Bazı durumlarda kaygı belirtileri sağlık sorunlarının ilk göstergelerindendir. Eğer doktorunuz kaygı sorununuzun bir sağlık sorununa bağlı ortaya çıktığını düşünüyorsa sizden kan ve idrar testleri veya bazı diğer testler isteyebilir.
Kaygıya neden olabilecek fiziksel sorunlar:
- Kalp hastalıkları
- Diyabet
- Tiroit sorunları (tiroit bezi yetmezliği ve tiroit aşırılığı)
- Astım
- Madde bağımlılığı
- Alkol yoksunluğu
- Kaygı yatıştırıcı ilaçların yoksunluğu (benzodiazepinler)
- Belirli “savaş veya kaç” hormonlarını üreten nadir tümörler
- Kas krampları ve kasılmaları
- Belirli bir nedeni olmayan karıncalanma, yanma ve sızı hissi
Aşağıdaki durumlar söz konusu ise kaygı bozukluğunuzun nedeni sağlık sorunları olabilir:
- Kaygı belirtileri 35 yaşından sonra ortaya çıkmaya başladıysa,
- Ailenizde (anne, baba ve kardeşler) kaygı bozukluğu olan kimse yoksa,
- Çocukluk döneminde kaygı bozukluğu yaşamadıysanız,
- Kaygı nedeniyle belirli şeylerden ve durumlardan kaçınmıyorsanız,
- Önemli kaygı sorunlarına neden olabilecek ciddi boyutlarda olay yaşanmadıysanız
Risk Faktörleri
Risk faktörleri
Kaygı bozukluğu riskini attırabilecek etkenler şunlardır:
- Kadın olmak. Kaygı bozukluğuna yakalanma riski erkeklere oranla kadınlarda daha yüksektir.
- Çocukluk travmaları. İstismara uğramış, travma geçirmiş veya travmatik olaylara tanık olmuş çocukların ilerleyen dönemlerde kaygı bozukluğuna yakalanma riski daha yüksektir.
- Sağlık sorunlarına bağlı stres. Kronik bir sağlık sorunu veya kanser gibi ciddi bir hastalık kişinin geleceği, tedavisi ve mali durumuyla ilgili endişeye kapılmasına neden olabilir.
- Stres birikimi. Ciddi bir olay veya yaşamınızdaki stresin giderek birikmesi aşırı kaygıya neden olabilir; örneğin, mali konularla veya aileden birini kaybetmekle ilgili endişeler.
- Kişilik. Bazı bireyler kişilik yapıları nedeniyle diğerlerine oranla kaygı bozukluğuna daha yatkın olurlar. Ayrıca sınırda kişilik bozukluğu gibi bazı kişilik bozuklukları kaygı bozukluklarıyla ilişkilendirilebilir.
- Ailede kaygı bozukluğu olan birisinin bulunması. Kaygı bozukluğu kalıtsal nedenlere bağlı ortaya çıkabilir.
- Madde bağımlılığı. İlaç ve alkol bağımlılığı kaygıya veya var olan kaygı sorununun kötüleşmesine yol açabilir.
Neden olduğu sağlık sorunları
Kaygı bozukluğu sizi endişelendirmekten daha fazlasını yaparak bazı diğer zihinsel ve fiziksel sağlık sorunlarına veya var olan sağlık sorunlarının kötüleşmesine yol açar.
- Depresyon (çoğu kez kaygı bozukluğuyla birlikte ortaya çıkar)
- Madde bağımlılığı
- Uyku sorunlar (uykusuzluk)
- Sindirim ve bağırsak sorunları
- Baş ağrıları
- Diş gıcırdatma (bruksizm)
Muayenesi
Doktorla randevuya hazırlanırken
Öncelikle aile doktorunuz veya bir pratisyen hekimiyle görüşebilirsiniz. Buna karşın kaygı sorununuz ciddi boyutlardaysa bir psikologa veya psikiyatra gitmeniz gerekebilir. Psikiyatr, zihinsel sağlık durumlarının teşhisinde uzmanlaşan bir tıp doktorudur. Psikiyatrlar veya bazı zihinsel sağlık hizmeti uzmanları kaygı bozukluğunu teşhis edebilir ve danışmanlık hizmeti (psikoterapi) sunabilir.
Kaygı sorununuzun bir sağlık sorununa bağlı ortaya çıktığını düşünüyorsanız ilkin bir doktorla görüşebilirsiniz. Doktoru teşhis ve tedavi gerektiren sağlık sorunlarına ilişkin belirtileri kontrol edecektir.
Doktorunuzla ilk randevunuzda konuşulması gereken birçok konu bulunduğundan randevuya hazırlıklı gitmeniz iyi olacaktır. İşte randevuya hazırlanmanıza yardımcı olacak bazı bilgiler ve doktorunuzun size yöneltebileceği sorular.
Randevudan önce yapabilecekleriniz
Doktorla ilk randevunuza hazırlanırken size randevu esnasında yardımcı olacak ufak notlar alabilirsiniz. Alacağınız notlar şunları içermelidir:
- Gözlemlediğiniz belirtilerin bir listesi. Kaygı bozukluğunuzun belirtilerini, ne zaman ortaya çıktıklarını ve nelerin bu belirtileri azaltmaya yardımcı olduğunu not alın. Ayrıca kaygı sorununuzun iş, okul ve ikili ilişkiler gibi günlük yaşamınızın bir parçası olan eylemleri ne ölçüde etkilediğini de belirtin.
- Stres nedenleri. Son zamanlarda karşılaştığınız stresli olayları ve yaşamınızdaki önemli değişiklikleri not alın. Ayrıca çocukluğunuzda veya geçmişte yaşadığınız travmatik olayları da listenize ekleyin.
- Diğer sağlık sorunlarınız. Daha önce yaşadığınız zihinsel ve fiziksel sağlık sorunlarını not edin.
- Kullandığınız ilaçlar. Kullandığınız ilaçların dozunu ve aldığınız vitamin ve takviyeleri de yazmayı unutmayın.
Doktorunuzla geçireceğiniz vakit sınırlı olacağından bu zamanı en iyi şekilde kullanabilmek için doktorunuza sorabileceğiniz sorunların bir listesini yapın. Sorularınızı en önemlilerinden başlayarak sıralayın. Doktorunuza sorabileceğiniz temel sorunlardan bazıları şunlardır:
- Kaygı sorunumun nedeni ne olabilir?
- Kaygı sorunuma neden olabilecek veya kötüleştirebilecek diğer durumlar, psikolojik konular veya fiziksel sağlık sorunları var mı?
- Bazı sağlık testleri yaptırmam gerekiyor mu?
- Uymam gereken bazı adımlar veya kısıtlamalar var mı?
- Bir psikiyatr, psikolog veya zihin sağlığı uzmanıyla görüşmeli miyim?
- İlaç tedavileri etkili olur mu? Eğer etkili olacaksa yazacağınız ilaçların alternatifleri var mı?
- Bana verebileceğiniz broşür veya basılı bir malzeme var mı? Hangi web sitelerinden bilgi alabilirim?
Doktorunuza sormak üzere hazırladığınız bu soruların yanı sıra randevu sırasında size anlatılanları anlamadığınızda soru sormaktan kesinlikle çekinmeyin.
Doktorunuzun size sorabileceği sorunlar:
Doktorunuz fiziksel incelemenin ardından size birtakım sorular soracaktır. Bu sorulara karşı hazırlıklı olmak, zamanınızı daha iyi kullanmanıza yardım edip üzerinde durmak istediğiniz noktalara zaman ayırmanızı sağlayacaktır. Doktorunuzun size sorabileceği sorulardan bazıları şunlardır:
- Gözlemlediğiniz belirtiler tam olarak nelerdir ve bu belirtilerin şiddeti nedir?
- Hiç panik atak geçirdiniz mi?
- Kaygılı olmanız nedeniyle belirli nesne ve durumlardan kaçındığınız oldu mu?
- Kaygı sorununuz ara sıra mı yoksa sürekli mi ortaya çıkıyor?
- Kaygılandığınızı ilk ne zaman fark ettiniz?
- Kaygılanmanızı tetikleyen veya kötüleştiren özel bir şey veya durum var mı?
- Neler kaygı hissini yatıştırmaya yardımcı oluyor?
- Fiziksel veya zihinsel sağlık sorunlarınız var mı?
- Geçmişte veya son dönemlerde travmatik bir olay yaşadınız mı?
- Ne sıklıkta alkol tüketiyorsunuz? Uyuşturucu madde kullanıyor musunuz?
- Ailenizde kaygı bozukluğu veya depresyon gibi diğer zihinsel sağlık sorunları olan kişiler var mı?
Testleri
Testler ve teşhis
Kaygı bozukluğunun teşhisini kolaylaştırmak ve diğer sağlık sorunları olasılığını ortadan kaldırmak için doktorunuz veya zihin sağlığı uzmanı sizden psikolojik bir anket doldurmanızı isteyebilir. Doktorunuz kaygı sorununuzun herhangi bir sağlık sorununa bağlı olup olmadığını anlamak için fiziksel inceleme yapacaktır.
Stresli dönemlerde veya travmatik bir olayın ardından kişinin endişeye kapılması oldukça normaldir. Birçok durumda, bu tür bir kaygıya bağlı üzüntü ve endişe, kaygının nedeni zaman içerisinde kişi için önemli bir mesele olmaktan çıktığında kendiliğinden azaltır. Bununla birlikte kaygı sorununuz ciddi boyutlardaysa, günlük yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa, panik atağa yol açıyorsa ve zaman içerisinde azalma göstermiyorsa teşhis ve tedavi gerektiren bir rahatsızlığınız olabilir.
Kaygı bozukluğu teşhisi konulabilmesi için kişinin Ruhsal Bozukluklar Teşhis ve İstatistik Kılavuzunda yer alan ölçütlere uygunluk göstermesi gerekir. Bu kılavuz Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından yayımlanmıştır ve zihin sağlığı uzmanları tarafından zihin sağlığı rahatsızlıklarının teşhisinde kullanılır. Ayrıca sigorta şirketleri de zihin sağlığı sorunları olan hastaların tedavi masraflarının karşılanıp karşılanmaması konusunda bu kılavuzu esas alır. Rahatsızlığın belirtileri ve teşhis ölçütleri her bir kaygı bozukluğu çeşidi için farklılık gösterebilir.
Kaygı bozukluğu çoğu kez depresyon ve madde bağımlılığı gibi diğer bazı zihinsel sağlık sorunlarıyla birlikte gözlemlenir. Bu durum teşhis ve tedaviyi güçleştirebilir.
Tedavisi
Tedaviler ve ilaçlar
Kaygı bozukluğu iki temel tedavi yöntemi uygulanarak tedavi edilir. Bunlar ilaç tedavileri ve danışmanlıktır (psikoterapi). Hasta bu iki tedavi yöntemini bir arada sürdürebilir. Hasta için uygun tedavi yönteminin belirlenmesi biraz zaman alabilir ve bu süreçte bazı hatalar yapılabilir.
İlaç Tedavileri
Kaygı bozukluğu tedavisinde bir dizi farklı ilaç kullanılır. Bu ilaçlar şunlardır:
- Antidepresanlar. Bu ilaçlar kaygı bozukluğuna neden olduğu düşünülen beyin kimyasallarının (sinir taşıyıcılar) aktivitelerini etkiler. Kaygı bozukluğu tedavisinde kullanılan antidepresanlar arasında fluoksetin, paroksetin, eskitalopram, sertralin, venlafaksin ve imipramin yer alır.
- Buspiron. Kaygı yatıştırıcı bu ilaç düzenli olarak kullanılabilir. Çoğu antidepresanda olduğu gibi buspironun etkisini tam olarak göstermesi birkaç hafta sürebilir. İlacın en sık karşılaşılan yan etkisi ilacın alımından kısa bir süre sonra ortaya çıkan baş dönmeleridir. Daha az rastlanan yan etkiler arasında baş ağrıları, mide bulantısı, gerginlik hissi ve uykusuzluk yer alır.
- Benzodiazepinler. Bazı nadir durumlarda doktorunuz kaygı belirtilerini azaltmak amacıyla size bu tür sakinleştiriciler yazabilir. Klonazepam, lorazepam, diazepam, klordiazepoksit ve alprazolam, benzodiazepin örneklerinden bazılarıdır. Benzodiazpinler genellikle sadece akut kaygı sorunlarına karşı, kısa süreli uygulanır. Bu ilaçlar bağımlılık yaratabileceği için, daha önce alkol ve madde bağımlılığı (kişiyi bağımlılığa karşı eğilimli hale getirir) sorunlarıyla karşı karşıya kalan kişiler tarafından kullanılmamalıdır. Benzodiazepinler, uyku sersemliği, koordinasyonda azalma, denge ve hafıza sorunları gibi bazı yan etkilere neden olabilir.
Psikoterapi
Konuşma terapisi ve psikolojik danışmanlık olarak da bilinen psikoterapiyle kişinin yaşamındaki stres ve endişeyle ilgili sorunların çözümlenmesi ve davranışların değiştirilmesi hedeflenir. Kaygı sorunu için etkili bir tedavi yöntemi olabilir.
Bilişsel davranış terapisi kaygı bozukluğuna karşı uygulanan en yaygın psikoterapi yöntemlerinden bir tanesidir. Genellikle kısa süreli bir tedavi yöntemi olan bilişsel davranış terapisi, kişiye negatif düşünceleri ve davranışları ayırt etmeyi öğretip bunların olumlu düşüncelere dönüşmesini sağlamayı amaçlar. İstenmeyen bir durumda değişiklik olmasa bile kişi stresini azaltabilir ve tepki şeklini değiştirerek yaşamı üzerinde daha fazla kontrol sağlar.
Yaşam Tarzı
Yaşam tarzı ve evde tedaviler
Kaygı bozukluğu olan birçok kişinin endişelerini kontrol altına alabilmek için psikoterapi ve ilaç tedavisine ihtiyacı vardır. Bunun yanı sıra yaşam tarzınızda yapacağınız değişiklikler rahatsızlıkla daha etkili biçimde mücadele etmenize yardımcı olur. Bu değişikliklerden bazıları şunlardır:
- Egzersiz yapın. Egzersiz stresin azaltılmasında oldukça etkilidir. Kişinin ruh halinin düzelmesine yardımcı olur ve sağlıklı olmanızı sağlar. Haftanın birkaç günü düzenli egzersiz yapmak sizin için oldukça faydalıdır. İlk olarak hafif egzersiz hareketleriyle başlayın ve zaman içerisinde egzersizlerin sayısını ve yoğunluğunu artırabilirsiniz.
- Düzenli beslenin. Yağlı, şekerli ve işlenmiş gıdalardan uzak durun. Beslenme programınıza omega-3 yağ asitleri ve B vitaminleri bakımından zengin gıdaları ekleyebilirsiniz.
- Alkol ve diğer sakinleştiricilerden uzak durun. Bu maddeler kaygı sorununuzun kötüleşmesine neden olabilir.
- Rahatlama tekniklerini kullanın. Hayalde canlandırma teknikleri, meditasyon ve yoga kaygı sorununa iyi gelen rahatlama tekniklerinden bazılarıdır.
- Uykuya öncelik verin. Yeterli ve kaliteli bir uyku uyuyabilmek için elinizden geleni yapın. Düzenli uyuyamıyorsanız bir doktorla görüşün.
- Sigarayı bırakın ve kahveyi azaltın. Nikotin ve kafein kaygı sorununuzu kötüleştirebilir.
Alternatif tedavi
Bazı takviyeler kaygı belirtilerini azaltmaya yardımcı olabilir. Buna karşın bu takviyelerin kişiye ne kadar yardımcı olacağı ve yan etkileri konusunda kesin bilgiler bulunmuyor. Kaygı tedavisinde kullanabileceğiniz bazı takviyeler şunlardır:
- Kava biberi. Bu bitkinin kişiyi uyuşturmadan rahatlattığı biliniyor. Bazı çalışmalar kava biberi bitkisini karaciğer sorunlarıyla ilişkilendirmiştir. Bu nedenle karaciğer sorununuz varsa, düzenli olarak alkol tüketiyorsanız ve karaciğerinizi etkileyecek ilaçlar kullanıyorsanız bu bitkiyi kullanmanız tavsiye edilmez.
- Kediotu. Genellikle uyumaya yardımcı olması için kullanılan kediotunun sakinleştirici etkisi vardır. Bu bitkinin kaygı tedavisi üzerindeki etkisine ilişkin daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
- B vitaminleri. Özellikle inositol olmak üzere B vitaminleri beyindeki bazı kimyasalların (sinir taşıyıcılar) üretimini etkileyerek kaygı belirtilerini azaltmaya yardımcı olur.
Bu bitkisel ilaç veya takviyeleri kullanmadan önce sizin için güvenli olup olmadıklarından ve kullandığınız ilaçların etkisini değiştirmeyeceklerinden emin olmak için doktorunuzla görüşün.
Rahatsızlıkla mücadele ve destek
Kaygı bozukluğuyla mücadele etmek için yapmanız gerekenlerden bazıları şunlardır:
- Rahatsızlığınız hakkında bilgi edinin. Kaygı bozukluğuyla ilgili bilgi almak için doktorunuzla veya zihin sağlığı uzmanıyla konuşabilir, internetten araştırma yapabilir veya benzer kaygı sorunlar yaşayan kişilerle görüşebilirsiniz. Rahatsızlığın nedenlerini ve sizin için en iyi tedavi seçeneğinin hangisi olabileceğini araştırın.
- Ailenizden yardım isteyin. Aile bireylerinden ve partnerinizden rahatsızlığınızla mücadele etmede size yardımcı olmasını isteyin.
- Bir kaygı destek grubuna katılın. Yalnız olmadığınızı unutmayın. Destek gruplarına katılarak birbirinizin sorunlarına yardımcı olabilir ve deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz. Yaşadığınız çevrede veya internette birçok destek grubu bulabilirsiniz.
- Harekete geçin. Zihinsel sağlık uzmanıyla beraber sizi kaygılandıran şeyleri saptamaya çalışın ve bu nedenlerin üzerine gidin. Örneğin, kaygılanmanıza neden olan mali konularsa kendinize uygun bir bütçe hazırlayın.
- Kafanızı geçmiş endişelerinizle meşgul etmeyin. Geçmiş endişelerinizi düşünmekten vazgeçin. Elinizden geleni değiştirin ve gerisini zamana bırakın.
- Döngüyü kırın. Kaygılı hissettiğinizde yürüyüşe çıkın veya kafanızı dağıtmanıza yardımcı olacak bir hobi edinin.
- Tedavi planınıza uyun. Verilen ilaçları gerektiği şekilde kullanın ve terapilerinize düzenli olarak gidin. Tedavi yöntemlerinin aksatılmadan uygulanması kaygıyla mücadelede size yardımcı olacaktır.
- Sosyalleşin. Endişelerinizin sizi sevdiklerinizden ve günlük aktivitelerden uzaklaştırmasına izin vermeyin. Sosyal ilişkiler ve ikili ilişkiler endişelerinizi azaltmaya yardımcı olur.
Önleme
Korunma yöntemleri
Kaygı bozukluğuna tam olarak nelerin neden olabileceğini önceden bilmek mümkün değildir. Buna karşılık kaygı sorununuz varsa belirtilerin etkilerini azaltmak için şunları yapabilirsiniz:
- Erken yardım alın. Diğer sağlık sorunları gibi kaygı bozukluğu da geç kalındığında tedavisi zor bir rahatsızlıktır.
- Günlük tutun. Kişisel yaşamınızı kayıt altında tutmak, size ve doktorunuzun nelerin sizde strese neden olduğunu ve nelerin sizi mutlu ettiğini daha çabuk belirlemesinde yardımcı olur.
- Yaşamınızı düzene sokun. Zamanınızı ve enerjinizi daha dikkatli kullanarak kaygılarınızı azaltabilirsiniz.
- Alkol ve uyuşturucu maddelerden uzak durun. Alkol ve uyuşturucu ilaçlar, kaygı sorununu kötüleştirebilir. Eğer bu maddelerden birisine bağımlıysanız bırakmanız kaygılarınızın azalmasına yardımcı olacaktır. Kendi başınıza bu bağımlılıktan kurtulamıyorsanız doktorunuzla görüşün veya bir destek grubundan yardım isteyin.
Anksiyete Sıcak Basmalarını Kötüleştiriyor
Yrd Doç Dr SERDAR SARAÇ
hocam 9 ay önce anksiyete teşhisi konuldu.ilaç kullanmadım.vucudumun titrediğini hissediyordum zamanla telkinlerle anksiyetem azaldı ama bacaklarımda ... devamı
Hassas Bağırsak Sendromu (Ibs)
Gastrit
Peptik Ülser Nedir?
Mide Ve Bağırsak İltihabı (Gastroenterit)
Hazımsızlık