- İçindekiler
- Nedir
- Birincil Bozukluklar
- Özellikleri Ayırt Etme
- Nesneleri Keşfetme
- Nesneleri Tanıma
- Vücutla İlgili Bozukluklar
- Vücut Farkındalığıyla İlgili Bozukluklar
- Sonuç
Nedir
Nedir?
Merkezi dokunma bozuklukları, merkezi sinir sisteminin hasar görmesi sonucu oluşan dokunsal algıyla ilgili çok çeşitli bozuklukları içerir. Bu bozukluklar, bir temasın algılanmasındaki bozukluklar ya da karmaşık bilişsel bozukluklar (örneğin, nesneleri dokunarak tanıyamamak ya da vücutta üçüncü bir kol gibi fazladan organlar olduğunu hissetmek) olmak üzere çeşitlilik gösterir.
Birincil Bozukluklar
Türler
Birincil dokunsal bozukluklar
Birincil dokunsal bozukluklar, temel somatosensori [bedensel duyum] yönleri ayırt etmedeki bir yetersizlikten oluşur (örneğin, basınç duyarlılığının kaybı, iki nokta ayrımının gelişkin olması, titreşme hissinin kaybı). Birincil somasensori algıyla ilgili bozukluklar, beyinde bazı bölgelerin hasar görmesinden sonra bildirilmiştir. Bu bozukluklar, somatosensori bir yeteneği seçici olarak bozabilir ama diğerleri fonksiyonel olarak sağlam kalır. Örneğin, bazı hastalar, gözleri kapalıyken, kollarının nerede olduğunu bilmedikleri halde ısıyı hissedebilir. Elbette, bu birincil dokunsal bozukluklar, dokunsal olarak nesne tanıma gibi daha yüksek seviyeli dokunsal bozukluklarda sorunlara neden olabilir. Ancak, daha yüksek seviyeli dokunsal bozukluklar, birincil bozuklukların yokluğunda görülebilir.
Özellikleri Ayırt Etme
Daha yüksek seviyeli dokunma bozuklukları
Özellikleri ayırt etme
Hiyerarşik işlemede daha yüksek bir seviye, bir nesnenin dokunsal özelliklerinin ayırt edilmesidir. Dokunsal özellikler, bir uyarıcının dokusu, içeriği, boyutu, şekli, ağırlığı ve sertliğini içerir. Amorfognozi (bir nesnenin boyutunu ya da şeklini ayıt etmeyle ilgili bozukluklar) ve ahilognozi (nesnelerin dokusunu, ağırlığını ya da ısısal özelliklerini ayırt etmeyle ilgili bozukluklar) bunlardan ayrı bozukluklardır ve temelinde farklı nöral ağlar olabilir.
Nesneleri Keşfetme
Nesneleri keşfetme
Özelliklerin dokunsal olarak ayırt edilmesi ve bir nesnenin tanınması pasif işlemler değildir ve nesneyle etkileşimde bulunmak için el hareketlerine gerek vardır. Bunlar basmakalıp el hareketleridir ve dokunma yoluyla bir nesneyle ilişki aracılığıyla kendiliğinden oluşur. El hareketlerinin türü nesnenin özelliklerine bağlıdır. Bu düzeydeki el hareketlerinin yapılmasıyla ilgili bozukluklara dokunsal apraksi denir. Bu durumda, el hareketlerini nesnenin özelliklerine uydurmada güçlükler ortaya çıkar, ancak temel motor ya da duyu yetenekleri korunur.
Tahmin edileceği gibi, bir nesneyi keşfetmedeki güçlükler nesneyi tanımada sorunlara yol açabilir, ama ille de öyle olacak diye bir şey yoktur. Nesne tanımayla ilgili sorunlar durumunda, farklı sebepler bu bozukluğun nedeni olabilir.
Nesneleri Tanıma
Nesne tanıma
Daha düşük seviyelerdeki somatosensori işlemenin ve keşfedici, amaçlı el hareketlerinin sağlam olmasının dışında, bir nesnenin bir temsilini oluşturmak için birden fazla somatosensori işaretin birleştirilmesi gerekir. Bir kişinin, cebindeki anahtarla madeni paraları dokunma yoluyla birbirinden ayırt etmeye çalışması bu duruma bir örnektir. Anahtarı tanımak için, bunun ısısal özellikleri, ağırlığı, boyutu ve şekli konusundaki bilginin amaçlı el hareketleriyle anlaşılması ve tutarlı bir nesne temsiliyle birleştirmesi gerekir. Ardından nesnenin (bu durumda anahtar) temsili, semantik (anlamsal) özelliklere (nesnenin kullanımı ve fonksiyonu) ulaşmak için kullanılır. Nispeten korunmuş birincil somatosensori fonksiyona rağmen, nesne temsilini oluşturmayla ilgili bir bozukluğa dokunsal agnozi denir. Diğer yöntemler aracılığıyla nesne tanımlanması çoğunlukla korunmuştur.
İleri seviyede dokunsal ilişkilendirme agnozisi olan hastalar bir nesnenin nasıl göründüğünü (örneğin, bir anahtar durumunda, düzensiz bir kenarı olan metal bir nesne) açıklayabilirler, ama nesnenin kullanım bilgisini ya da adını söyleyemezler. Semantik bilgiye ulaşmak için, bu nesneyle ilgili hafıza deposundaki veriye gerek vardır. Ayrıca, bir nesne hakkındaki öncelikli semantik bilginin, dokunsal tanıma performansını geliştirdiği görülür; bu durum, dokunsal işlemede yukarıdan aşağıya mekanizmaların etkili olduğunu gösterir.
Bir başka nesne tanıma bozukluğu, dokunsal afazidir (anomi). Bu durumda, hasta, nesneyi dokunma yoluyla algılarsa nesneyi adlandıramaz. İlginç bir şekilde, hasta, nesneyi bir başka yöntem aracılığıyla algılarsa nesneyi adlandırabilir. Ayrıca, hastalar, dokunsal olarak gösterilmiş bir nesnenin kullanımını mimikler ve hareketler yoluyla anlatabilirler ya da nesneleri, anlamlarına göre kategorize edebilirler; bu durum, nesnenin semantik bilgisinin ulaşılabilir olduğunu gösterir. Nesnenin semantik bilgisinin, tamamen sağlam olup olmadığı tartışmalıdır; ama semantik sorunların, nesneyi adlandırmayla ilgili sorunları tamamen açıklamadığı açıktır. Bu yüzden, dokunsal afazisi olan bir hasta, cebindeki anahtarı madeni paralardan başarılı bir şekilde ayırt edebilecektir. Hasta, bunun, kapıyı açmaya yarayan nesne olduğunu anlatabilir, ama “anahtar” sözcüğünü bulamaz. Anahtarı görebildiğinde (bir başka yöntem), hemen onun adını söyleyebilir.
Somatosensori sistem, sadece nesneleri tanımakla kalmaz; esasen vücudun bir temsilini sağlar. Merkezi sinir sisteminin hasar görmesinden sonra bedensel deneyimlemeyle ilgili bozukluklar yaygın bir şekilde bildirilmiştir.
Vücutla İlgili Bozukluklar
Vücutla İlgili Bozukluklar
Vücudumuzun farklı kısımlarının birbiriyle olan pozisyonuyla ilgili bilgi görsel, vestibüler, propriyoseptif ve dokunsal bilginin birleştirilmesine dayanır. Bazı yazarlar, vücudumuzun birden fazla temsili olduğunu ileri sürmüşlerdir ve sık görülen bir ayrım, beden imgesiyle beden şeması arasındaki farktır. Beden imgesi, vücut özelliklerinin bilinçli bir algısal tanımlanmasını belirtir. Bu, daha görsel temelli olabilir ve vücut yapısı ve semantiği hakkında depolanmış bilgiden etkilenir. Beden şeması, vücut bölümlerinin uzaydaki pozisyonuyla ilgilidir, daha ziyade dokunsal veri ve propriyoseptif bilgiye dayanır. Beden imgesimim aksine, beden şeması hakkındaki bilgi, vücudumuz hareket ettikçe ya da değiştikçe sürekli güncellenir.
Vücut temsili bozuklukları
Vücut temsilleri bozuklukları, bütün vücudu ya da sadece belli vücut bölümlerini etkileyebilir. Örneğin, parmak agnozisinde, parmakları kullanma yeteneğinin bozulmamasına rağmen, kişi, parmaklarını tanımlayamaz. Parmak agnozisi, vücut temsili bozukluklarının en sık görülen türüdür ve çoğunlukla her iki elin ortadaki üç parmağında mevcuttuf. Bir başka vücut temsili bozukluğu, sol sağ yönelim bozulkuğuyla ilgilidir. Bu durumda, kişinin, vücudunun sağ ve sol tarafını tanımlama yeteneği bozulmuştur; ama diğer uzamsal kavramlar (örneğin, yukarı, aşağı ya da ön, arka) ve diğer nesnelerin ve insanların sol-sağ taraflarının tanımlanması yeteneği korunmuştur.
Sol-sağ yönelim bozukluğu ve parmak agnozisi çoğunlukla, (sol) inferior parietal lobtaki lezyonlardan sonra ortaya çıkar. Bunlar, diskalkuli ve disgrafiyle birlikte Gerstmann Sendromunu oluşturur. Vücut temsil bozukluğunun bir başka örneği de ototopagnozidir. Bu durumda, kişi kendi vücudunun bölümlerini konumlandıramaz ve bir başkasının vücudunun bölümlerini konumlandırmada heterotopagnozi sorunları ortaya çıkar.
Vücut Farkındalığıyla İlgili Bozukluklar
Vücut Farkındalığıyla İlgili Bozukluklar
Vücut farkındalığıyla ilgili bozukluklarda, bir bozukluk açısından farkındalıkla kişinin kendi vücuduyla ilgili farkındalığı arasında bir ayrım yapılabilir. İlk kategoride, önemli bir örnek anosognozidir. Bu durumda, kişi, herhangi fiziksel (ya da bilişsel) bir bozukluğun farkında değildir. Yadsıma durumunda, hastalar fiziksel bozukluk düşüncesini inkar ederler. İç görüden yoksun hastalar, hastalıklarının varlığını kabul ederler, ama fiziksel bozukluklarının ciddiyetini ve sonuçlarını önemsemezler (anosodiyafori).
İkinci kategorideyse, vücut farkındalığıyla ilgili bazı bozukluklar ortaya çıkar. Asomatognozide, hastalar vücutlarının bazı kısımlarının eksik olduğunu hissederler ya da bu kısımlarla ilgili farkındalık kaybı olur. Örneğin, vücudun bir yarısının (felçli olabilir ya da olmayabilir) farkındalığının kaybı. Bu bozukluklarla ilgili bir başka bozukluk somatoparafrenidir. Bu durumda, hastalar, felçli bir elleri, kolları ya da ayakları olduğunu yadsırlar. Bu durum yadsımayla ya da farkındalık yoksunluğuyla sınırlı değildir. Çünkü aktif, ama farkında olunmayan bir yadsıma söz konusudur. Hastalar etkilenen fonksiyonlarını açıklamak için alternatif yorumlarda bulunabilirler (örneğin, etkilenen kolun bir başkasına ait olduğuna, bir hayvan olduğuna ya da çürüyen bir cesedin bir parçası olduğuna inanırlar).
Ayrıca bunun tersi bir yorum da mümkündür. Yani, hastalar bir başkasının vücudunun bölümlerini kendilerininkiymiş gibi tanımlayabilirler. Asomatognozi ve somatoparafreni belirtilerinin süresi dakikalarla aylar arasında değişebilse de, bu sanrıyı yalanlayan bir kanıtın gösterilmesi, yadsımayı sadece geçici olarak azaltır. Ama bunun ardından asomatognozi ya da somatoparafreni tekrar oluşur.
Misopleji, somatoparafreninin daha şiddetli bir türüdür ve hasta kola karşı bir nefret olarak tanımlanır; bunun sonucunda vücudun bu kısmına karşı saldırgan davranışlar görülür. Bu tür bozukluklar çoğunlukla, sağ yarıküredeki kapsamlı lezyonlardan sonra gözlemlenir.
Kolların aidiyetiyle ilgili sorunlar ayrıca, kişinin kolunun, artık vücudun fiziksel bir parçası olmadığı durumda da mevcut olabilir (hayalet kol/bacak olgusundaki gibi). Hayalet kol/bacak olgusu, bir kolu/bacağı kesilen hastaların yaklaşık %95’inde görülür.
Serebral hasardan sonra, hayalet kol/bacak olgusu çok daha az görülür. Buna fazladan hayalet kol (SPL) denir ve iki kol ve iki bacağın yanı sıra fazladan bir kola sahip olma farkındalığı olarak tanımlanır. Beyin hasarından sonra vücut farkındalığıyla ilgili nöropsikolojik bozukluklar nispeten nadir görülür ve zamanla iyileşir.
Sonuç
Sonuç
Merkezi dokunma bozuklukları, birincil somatosensori algı bozuklukları (örneğin, iki nokta ayrımında bir bozukluk) ya da daha yüksek seviyeli bozukluklar (örneğin, şekil saptama, nesne tanıma ya da vücutla ilgili bozukuklar) olmak üzere birkaç düzeyde oluşabilir. Bu bozukluklar, başka bozukluklar olmadığı halde mevcut olabilir; ama bunların diğer dokunsal ve/veya bilişsel bozuklukları etkilemesi ve bunlar tarafından etkilenmesi daha sık görülür. Görsel bozukluklarla karşılaştırıldığında, dokunsal bozukluklar hem araştırma hem de klinik uygulama açısından daha az ilgi görür ve bu yüzden bunların varlığı önemsiz görülebilir.
Kalp Hastalarına Ramazan Uyarısı
Prof. Dr. Kaan AYDOS
Hocam abin tMikrotese amelihati oldu cikan dokunun patolojiye gonderdilr bunun sonucu ne olabilir... devamı
İlk Anılar 2 Yaşında Oluşabiliyor
Küme Tipi Baş Ağrısı
Migren Baş Ağrıları (Yetişkin)
Atrial Çırpınım Hakkında Endişeler
Sinir Sistemi Sorunları